AKÜ Veteriner Fakültesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Mustafa Kabu ile Doç. Dr. Recep Kara, ülke genelinde yüzde 72 rezerve sahip bor madeni üzerinde sürdürdükleri 12 yıllık çalışmayla süt ve et ürünlerinin raf ömrünü uzatmayı başardı. Doğada bulunan 230 çeşit bor madeni üzerinde çalışma yapan iki akademisyen, et ve süt ürünlerinin raf ömrünü yüzde 25 uzattı. İki bilim insanı bor bileşeni içeren yiyeceklerin karaciğer yağlanmasını da önlediğini belirledi. Bileşenin patentini alan ikili, ürünün ilaç sanayisinde de kullanılacağını söyledi.
AKÜ Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Kabu, 12 yıllık çalışmalarının sonucunda bu başarıyı elde ettiklerini söyledi. Araştırmalarında bor madeninin insan ve hayvan sağlığı üzerindeki faydalarını tespit ettiklerine dikkat çeken Doç. Dr. Kabu, şunları söyledi:
“Bor madeni içeren et ve süt ürünleri hipokalsemi (kalsiyum eksikliği), karaciğer yağlanmasını önlüyor. Bizim dışımızda özellikle Avrupa ve Amerika’da yapılan çalışmalarda bor madeni içeren gıdaların kanser tedavisinde olumlu etkiler oluşturduğunu gördük. Hayvansal gıdaları bor açısından zenginleştirerek hem raf ömürlerini yüzde 25 uzattık hem de insan sağlığını koruyan bir bileşen elde ettik. Bu bileşeni özellikle pastörize süt, yoğurt, kefirin yanı sıra Afyonkarahisar için çok önemli olan kaymak ve sucukta kullanmaya başladık”
Bu bileşenin elde edilebilmesi için 230 çeşit bor madeninden hangisinin ne düzeyde ve nasıl kullanılacağının çok iyi hesaplanması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Kabu, “Rastgele bir bileşenin seçilip konulması uygun değil. Bor ilaveli süt ve et ürünlerinin raf ömrü artık daha uzun. Bu ürünleri daha uzak ülkelere ihraç edebileceğiz. Bu ürünler aynı zamanda karaciğer ve hipokalsemi sıkıntısı olanların tedavisinde olumlu etki yapıyor. Yine kanser tedavisi gören hastaların da kullanımına açılacak” dedi.
PATENTİNİ ALDIK
Hazırladıkları bileşenin piyasaya sürülmeye hazır olduğuna değinen Doç. Dr. Kabu, şunları dedi:
“Bununla ilgili ticari kuruluşlarla görüşüyoruz. Ürünü 2-3 ay içerisinde piyasaya sürmeyi planlıyoruz. Tabi bunun için üniversitemizle de görüşme halindeyiz” dedi.
Doç. Dr. Recep Kara ise çalışmanın patenti aldıklarını söyledi. Bor madenini gıdaya uygulanabilecek hale dönüştürdüklerini kaydeden Doç.Dr. Kara, “Bor bileşiklerinin gıdaya uygulanabilir hale gelmesi lazım. Bunun için birtakım laboratuvar çalışması yapıyoruz. Yoğurt başta olmak üzere sür ürünlerinde uygulanabilir hale getirdik. Benzer şekilde Afyonkarahisar’ın geleneksel ürünü kaymakta da aynı durum söz konusu. Antibakteriyel, antioksidan özelliği bilinen bor bileşiği ürünlerin raf ömrüne katkı sağlıyor. Bunu da ortaya çıkarmış olduk”
YeniŞafak
- “Bor madeni içeren et ve süt ürünleri hipokalsemi (kalsiyum eksikliği), karaciğer yağlanmasını önlüyor. Bizim dışımızda özellikle Avrupa ve Amerika’da yapılan çalışmalarda bor madeni içeren gıdaların kanser tedavisinde olumlu etkiler oluşturduğunu gördük. Hayvansal gıdaları bor açısından zenginleştirerek hem raf ömürlerini yüzde 25 uzattık hem de insan sağlığını koruyan bir bileşen elde ettik. Bu bileşeni özellikle pastörize süt, yoğurt, kefirin yanı sıra Afyonkarahisar için çok önemli olan kaymak ve sucukta kullanmaya başladık”