Amerikalı bilim insanları zihinde acı veren anıların silinmesini mümkün kılan ‘pencereler’ tespit etti. Araştırmacılar, anıları canlandırıp, daha sonra korku ve travmanın kalıcı olarak silinmesinin mümkün olduğunu ortaya koydu. Önceki araştırmalardan farklı olarak bu ‘silme’ işlemi ilaç tedavisi gerektirmiyor ve mevcut terapiler kullanılarak sağlanabiliyor.
Araştırmacılara göre yeni teknik, sözgelimi eski askerlerin savaş alanında yaşadıklarının etkisiyle oluşan travmalardan kurtulmalarına ve yoğun bir şekilde fobi sahibi olan kişilerin tedavisine yardımcı olacağını düşünüyor. Araştırma, yönetmenliğini Michel Gondry’nin üstlendiği, Jim Carrey ve Kate Winslet‘ın başrollerini oynadığı Türkçeye ‘Sil Baştan’ ismiyle çevrilen "Eternal Sunshine of the Spotless Mind" adlı başarılı filmin hikayesini hatırlatıyor.
Araştırmacı ekibin lideri New York Üniversitesi’nden Dr. Daniela Schiller, "Araştırmamız bir anının ömrü boyunca kalıcı olarak değişmeye elverişli hale geldiği fırsat pencerelerinin varlığını ortaya koyuyor. Hafızanın dinamiklerini anlayarak uzun vadede olağan dışı duygusal anıları içeren bozuklukların tedavisinde yeni yollar açabiliriz" diyor.
Sonuçları Nature dergisinde yayınlanan araştırma, farelerde yapılan deneylerden yola çıkılarak insanlar üzerinde deneyler yapılması sonucunda gerçekleştirildi.
Deneylerde gönüllülere korku dolu bir anıyı canlandıran nesneler gösterildi. Böylece bir anıyı canlandırmanın, bu anının tekrar depolanmadan önce düzeltilebileceği özel bir zaman penceresi açtığını ortaya koydu.
20 GÖNÜLLÜYLE DENEY
20 gönüllü ile yapılan deneylerde, denekler hafif elektrik şokuyla kendilerine gösterilen mavi renkli dörtgenden korkmaya koşullandırıldı. Ekip 10 dakika bekledi ve daha sonra gönüllülere tekrar tekrar renkli objeyi gösterdi, ancak şok uygulamadı. İkinci gruba 10 dakika beklenmeksizin aynı görüntü gösterildi. Bu grup bu obje gösterildiğinde korkmaya devam etti. Bir yıl sonra gönüllüleri tekrar incelendiğinde, gruplardan biri korku belirtisi göstermezken, diğer grup korku tepkisi vermeye devam etti.
Araştırmacılar bunun, evvela deneklerin korkuyu ya da kötü anıyı çağırmalarının sağlanmasıyla gerçekleşirken, bu yeniden çağırmanın ardından tedavi sürecinin altı saatten uzun olmaması gerektiğini ortaya koydu. Aşırı korkulara yönelik uygulanan geleneksel terapi anıların kalıcı olduğunu ve sadece hastaların düşünceleri bastırmaya koşullandığı ‘yok etme çalışması’ denilen süreçte değiştirilebileceğini benimsiyor. Ancak geleneksel terapi sonrasında bazı durumlarda anılar yeniden canlanabiliyor ve başka psikolojik sorunlara yol açabiliyor.
Yeni teknik ise anının tamamen silinmesine imkan veriyor. Uzmanlar yeni teknikle, anıların çağrılıp tamamen yeniden yazılabileceği spesifik ‘yeniden birleştirme pencerelerinin’ varlığını keşfetti.
KRİTİK ALTI SAAT
Bu pencere, korkunun ya da travmanın yeniden çağrılmasından 10 dakika sonra başlıyor ve altı saat var oluyor. Deneyler sonucunda, kasıtlı olarak geri çağrılan anının, beyin onu yeniden depolamadan önce silinmeye ya da kalıcı olarak yeniden yazmaya karşı savunmasız hale geldiği ortaya çıktı.
Araştırmanın mimarlarından Dr. Elizabetp Phelps, "Zamanlamanın korkunun kontrolünde önceden sanıldığından daha önemli bir yeri olabilir. Hafızamız esas olayın kesin bir hesabından ziyade, son geri alımı yansıtıyor" diyor.