Küresel Şirketler Afrikayı “Araklıyor”

Olaylar
İngiliz hayır kurumu Oxfam, yoksul ülkelerde arazi satın alarak yerel halkı taşınmaya zorlayan uluslararası şirketlerin faaliyetlerinin giderek arttığını söylüyor. Oxfam, perşembe günü yayımladığı rap...
EMOJİLE

İngiliz hayır kurumu Oxfam, yoksul ülkelerde arazi satın alarak yerel halkı taşınmaya zorlayan uluslararası şirketlerin faaliyetlerinin giderek arttığını söylüyor.

Oxfam, perşembe günü yayımladığı raporda 2001 yılından bu yana dünya çapında 200 milyon hektarı aşkın toprağın satıldığını ya da uzun vadeli kiralandığını açıkladı.

Uluslararası şirketlerin kontrolüne geçen toplam arazinin hemen hemen yarısının Afrika kıtasında yer aldığını belirten Oxfam, Afrika’da satın alınan toprakların Almanya’nın yüzölçümüne denk düştüğüne dikkat çekti.

Evinden yurdundan edilen insanlara örnek olarak İngiliz kereste şirketi New Forests şirketinin Uganda’da kontrol sahibi olduğu 20 bin hektara işaret eden Oxfam, burada en az 20 bin Ugandalının evini terketmek zorunda kaldığını söyledi.

Dünya ekonomisinde söz sahibi olan ülkelerin gözü, büyük tarım arazilerinde. Mali açıdan güçlü, kalabalık nüfusa sahip, ancak su kaynakları veya tarım arazileri açısından yoksul olan ülkeler, gelişmekte olan ülkelerde hızla toprağa yatırım yapıyor.

Gıda Bir Silah Olarak Kullanılıyor

İleride çıkabilecek bir kıtlık veya gıda mahsulleri fiyatlarındaki artışlara karşı korunmak amacıyla uluslararası dev şirketler ve ülkeler tarafından kalkınmakta olan ülkelerde yapılan toprak satın alımlarına İngilizce’de “land grabbing” yani “toprak koparma” veya “toprak araklama” adı veriliyor.

Oxfam gibi yardım örgütleri bu uygulamanın açlık ve yoksulluğu arttırdığına dikkat çekiyor. BM Gıda ve Tarım Örgütü kapsamında ise gelişmekte olan ülkelerde halkın geçimini tehdit eden bu alımlara karşı ne gibi önlemler alınabileceği tartışılıyor.

Alman Federal Tarım ve Tüketiciyi Koruma Bakanı Ilse Aigner

Alman Federal Tarım ve Tüketiciyi Koruma Bakanı Ilse Aigner

Halk yerinden sürülüyor

Çin, Güney Kore, Körfez ülkeleri ya da Hindistan gibi ülkelerden kamu yatırımcıları ya da özel şirketler, gelişmekte olan ülkelerde satın alma ya da kira anlaşmalarıyla dev tarım arazilerini kendine bağlıyor. Buralarda üretilen gıda maddeleri, sadece yatırımı yapan ülkeye ihraç ediliyor. Dev arazilerde yerli halk yerlerinden sürülüyor, en büyük zararı kalkınmakta olan ülkelerdeki halk görüyor.

Yardım örgütü Oxfam’ın Almanya temsilciliğinden Marita Wiggerthale, kuşaklar boyu aynı aile tarafından ekilen, ancak tapuda kaydı olmayan bir arazinin günün birinde yabancı bir şirkete geçebildiğine dikkat çekiyor. Wiggerthale, "Bu vakalarda çoğunlukla toprakları kullanma hakkı çiğneniyor, tarım yapan aileler yerlerinden sürülüyor ve sonuçta tüm geçim kaynakları ellerinden gidiyor” diyor.

Yoksulluk ve Açlığa Yol Açıyor

Böylelikle savaş ya da kıtlık olmamasına rağmen yoksulluk ve açlık da artıyor. Oxfam, Uganda’da bu tür bir vakayı belgelemiş. İngiliz bir yatırımcının Ugandalı yetkililer ile yaptığı anlaşma yüzünden, dev bir çam ve okaliptüs plantasyonuna yer açmak için 22 bin 500 kişi yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmış. Bu çiftçilere ne önceden sorulmuş, ne haber verilmiş, ne de tazminat ödenmiş.

ALMAN BAKANDAN TOPRAK ÇALMAYA ŞARTLI DESTEK

Alman Federal Tarım ve Tüketiciyi Koruma Bakanı Ilse Aigner, son yıllarda gelişmekte olan ülkelerde 50 ila 80 milyon hektar toprak satıldığını belirtiyor, ancak yine de gıda üretimi alanında özel yatırımın önemine dikkat çekiyor.

"Prensipte ziraat alanındaki özel yatırımcılara tamamıyla kötü gözle bakmamak gerek" diyen Aigner, "Ancak bu yatırımların, bölge halkının da kârına olması gerek. İşin zor tarafı da bu” şeklinde konuşuyor.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, hükümetler ve sivil toplum örgütleriyle birlikte bu sorunu çözmek için uluslararası bir düzenleme üzerinde çalışıyor. İtalya’nın başkenti Roma’da bu amaçla yapılan görüşmelere katılan Alman Bakan Aigner, "En önemlisi, toprak alımının yapıldığı ülkelerdeki hükümetlerin yatırımların ülkedeki ziraatın geliştirilmesi için kullanılması yönünde bilinçlenmesi ve halkın yaşadığı, ekim yaptığı toprakları terk etmek zorunda kalmaması ya da en azından bu ticaretten kârlı çıkması” dedi.

Batı Avrupa büyüklüğünde

Bu arazilerin satışı çoğunlukla gizli yapıldığından boyutu ile ilgili kesin rakamlar verilemiyor.

Oxfam yardım örgütünün tahminlerine göre, 2001 yılından bu yana sanayileşmiş ve kalkınmanın eşiğindeki ülkeler, kalkınmakta olan ülkelerde yaklaşık 227 milyon hektarlık arazi satın aldı. Bu neredeyse Batı Avrupa büyüklüğünde bir alana denk geliyor.

Boş sözler

Yardım örgütleri, bu yatırımların bölge halkına çoğu zaman pek bir yarar sağlamadığını ortaya çıkarmış.

Oxfam yardım örgütünden Wiggerthale, "Verilen istihdam sözü tutulmuyor. Ayrıca yatırımın hacmi de başta vaat edildiği oranda olmuyor. İçi boş sözler bunlar. Araziler, karşılığında pek bir şey yapılmasına gerek kalmadan ucuza satın alınıyor” diyor.

Roma’da yapılan görüşmeler şimdilik bir sonuç vermedi. Geniş arazilerin satışı sırasında kullanıcıların ve bölge halkının haklarının nasıl korunacağı konusunda gelecek yılın başında BM Gıda ve Tarım Örgütü kapsamında, uluslararası bir düzenleme için yeni görüşmelerin yapılacağı belirtiliyor. 

Oxfam’ın eleştirilerini reddeden New Forests şirketi, toprağını kaybedenlerin yeniden iskan edilmesi için Ugandalı yetkililerle işbirliği içinde tamamen yasal ve barışçıl bir program yürütüldüğünü ilerisürdü.

Oxfam ise, çok sayıda köylünün bazen şiddet kullanılarak taşınmaya zorlandığını ve zaten yoksul olan bu insanların daha da yoksul ve topraksız bir hayata itildiğini söylüyor.

Raporda, evini kaybeden Ugandalılardan hiçbirine tazminat ödenmediği iddia ediliyor.

Kısmen HSBC bankasının sahibi olduğu New Forests şirketi Uganda’nın yanısıra Tanzanya, Mozambik ve Ruanda’da kereste sektöründe faaliyet gösteriyor.

DW/BBC