Davos, İstanbul’a Geliyor

Olaylar
Uluslararası iş ve siyaset dünyasında etkin bir konuma sahip olan Dünya Ekonomik Forumu, Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Asya toplantılarını Türkiye’de düzenlemeyi kararlaştırdı. Her yıl geleneksel...
EMOJİLE

Uluslararası iş ve siyaset dünyasında etkin bir konuma sahip olan Dünya Ekonomik Forumu, Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Asya toplantılarını Türkiye’de düzenlemeyi kararlaştırdı. Her yıl geleneksel olarak İstanbul’da gerçekleştirilecek toplantılarda siyaset ve iş dünyası ile medyanın ve sivil toplum örgütlerinin önde gelen temsilcileri biraraya gelecek. Dünyadaki ekonomik ve siyasi gelişmeler, dünyanın seçkin isimlerinin katılımıyla ele alınacak.

Dünya Ekonomik Forumu Avrupa ve Orta Asya Bölümü Başkanı Stephen Kinnock, İstanbul’da yapılacak toplantıyla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Stephen Kinnock’un AA muhabirinin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

Soru: Dünya Ekonomik Forumu’nu bu kez Türkiye’de gerçekleştirmekteki amacınız nedir? Neden Türkiye’yi seçtiniz?

Cevap: Geçtiğimiz yıllarda küresel değişimin hızı ve karmaşıklığı tahminlerin çok ötesinde olmuştur ve hükümetlerin, dini kuruluşların, iş hayatının ve sivil toplumun liderleri gelecek kuşaklar için dünyayı daha iyiye götürme konusunda büyük bir rekabet ve baskı altındadır. Bu bağlamda Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya anahtar bölge konumundadır.

Toplantıların amacı liderlerin bölgedeki temel değişimler hususunda görüş alışverişinde bulunarak sorumluluklarını karşılıklı güven ve işbirliği içerisinde yerine getirmelerine yardımcı olmaktır. Türkiye’nin konumu bu amaç için evsahipliği yapmaya çok uygundur. Jeopolitik olarak çok uygun konumdadır ve bir barış, refah ve huzur ülkesi haline gelmiştir.

Soru: İstanbul’daki toplantının ana gündem maddeleri nelerdir?

Cevap: Toplantının başlığı ”Reform için Yol Haritası, Kapsamlı Büyümeye Giden Yol”. Büyüme ve insani gelişimi mümkün kılmak için ortaklıklar oluşturmak üzere Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya hükümetlerinden, iş dünyasından, basın ve sivil toplum kuruluşlarından 1000 lideri İstanbul’da biraraya getireceğiz.

Küresel ekonomik daralmanın etkisi altındayken, katılımcılar, hükümetlerin ve iş dünyasının liderleri, bölgeye innovasyon ve ekonomik hareketliliği çekmek için ne tür modeller ortaya koyabileceği sorusuna cevap arayacaklar. Ayrıca bölgenin enerji kaynakları konusunda işbirliğini nasıl geliştirilebileceği ve bilgiye dayalı ekonomiler açsından kritik konumda olan bilimsel ve teknolojik araştırmalar için yüksek katma değere sahip ticaret ve yatırımın nasıl çekileceği araştırılacaktır. Son olarak Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki gelişmelerin etkisiyle açığa çıkan toplumsal hareketliliğin girişimciler için fırsatlara, toplumsal güvenliğe ve daha iyi yönetimlere nasıl dönüştürülebileceği sorgulanacaktır.

Soru: Türkiye’yi ekonomik ve siyasi açıdan nasıl görüyorsunuz?

Cevap: Geçtiğimiz yıllarda Türkiye olağanüstü bir ekonomik performans göstermiştir. Yüzde 8-10 seviyesindeki ekonomik büyüme oranları ve bir dizi pozitif makro-ekonomik göstergenin neticesinde Avrupa ve diğer bir takım dünya ülkeleri Türkiye’ye gıpta ile bakmaktadırlar. Dahası son sekiz sene içerisinde kişi başına düşen geliri neredeyse üç katına çıkmıştır ve girişimcilik kültürü son derece dinamiktir, dolayısıyla Türkiye’nin büyüme modelinin sürdürülebilir ve kapsamlı olduğu ve olmaya devam edeceği hususunda güçlü işaretler bulunmaktadır.

Dünya Ekonomi Forumu’nun 2011-2012 Küresel Rekabet Raporu’nda Türkiye geçen yıla oranla iki basamak yükselerek 59. sıraya çıkmıştır. Dünyada 17. pazar büyüklüğüne sahip olup gelişmiş yerel rekabet ortamına sahiptir. Türkiye ayrıca makul düzeyde altyapı gelişmişliği avantajına (dünyada 51.), özellikle kara ve havayolu alanında sahiptir.

Siyasi açıdan bakıldığında Türkiye tartışmasız olarak bölgesel ve küresel gündemi şekillendirmede artan önemde bir rol oynamaktadır ve bir çokları tarafından kabul gördüğü üzere Arap Baharı sonrası oluşacak rejimlere örnek teşkil edecek bir model oluşturmaktadır.”

AA