‘Uygarlık vermişsiniz geri alın’

Olaylar
‘Deniz dalgaları döğerse nasıl Ölü ve kaygısız kıyıları Öylece kıyınıza vurduk gövdemizi Sularını yara yara Akdenizin …….. Uygarlık vermişsiniz geri alın’ Fotoğraflar sarsıcıyd...
EMOJİLE

‘Deniz dalgaları döğerse nasıl

Ölü ve kaygısız kıyıları

Öylece kıyınıza vurduk gövdemizi

Sularını yara yara Akdenizin
……..

Uygarlık vermişsiniz geri alın’

Fotoğraflar sarsıcıydı…

Akdeniz’in tuzlu sularının köpükleri bazılarının ayaklarına vuruyordu henüz. İlerdeki bedenler ise suyu çekilmiş kumsalda sırtüstü yatıyor. Denizin beyaz köpükleri arasında siyah derileri daha da belli oluyor. Çok aşikar biçimde Afrikalı bedenler…

Akdeniz’in sularını yara yara İtalyan kıyılarına vuran bu cesetler adeta bir uygarlığın faturası gibiydiler. Bedelini bedenleriyle ödedikleri bir uygarlığın faturası…

Küçük bir teknede 500 kadar Eritreli, Somalili, Ganalı umut yolcularıydı. Tunus’tan Akdeniz’in diğer kıyısındaki İtalyan adasına doğru yol alıyorlardı. Conigli adasına varmak üzereydiler ki, gecenin karanlığında çok yaklaştıkları Avrupa uygarlığına gelişlerini haber vermek için battaniyelerini ateşe verdiler. Bir anda olanlar oldu ve tekne alevler içinde battı. Hamile kadınlar ve çocuklar dahil olmak üzere yüzlercesi Akdeniz’in sularında kayboldu. Ertesi sabah adanın kumsallarına onlarca siyah derili ceset vurmuştu…

Onlarca siyah derilinin cesetlerinin vurduğu bu kumsallar beyaz Avrupalıların güneşlenmek, tenlerini esmerleştirmek için uzandıkları kumsallardı.

Ve bu esmer ve siyah derili bedenler İtalyanların bir zamanlar uygarlık götürmek için işgal ettiği Etiyopya’dan, yani Habeşistan’dan geliyordu… Beyaz uygarlığın aydınlığıyla siyah derili Afrikalıların karanlıklarını aydınlatmak için ne çok uğraşmıştı oysa İtalyanlar! Tıpkı daha geçen hafta Ömer Muhtar’ın idam tutanaklarını iade ettikleri Libya’yı Osmanlı’dan kurtarıp özgürleştirmeleri, uygarlıkla tanıştırmaları gibi!

Akdeniz’in sularını yara yara İtalyan kıyılarına vuran cesetler işte bu uygarlığın bedelini ödüyor. İtalyanların verdiği uygarlığı iade ediyor lisan-ı hal ile… Alın bize verdiğiniz uygarlığınızı! Kurduğunuz adaletsiz düzenin, haksız zenginliğin bedeli işte cansız bedenlerimiz…

Üstün Kuzey ırkının beyaz uygarlığı Güneyin siyahi çocuklarının gözlerini kamaştırıyor. Güneyli siyahi çocuğun bakışı Kuzeyli beyaz adamın üstünlük duygusunu pekiştiriyor, kendinde daha bir ‘uygarlık götürme sorumluluğu’ hissediyor.

Beyaz adamın Güneye, Afrika’ya, Asya’ya uygarlık götürmesi için o kamaşmış gözlerle bakışa ihtiyacı var. Biraz acımaklı, biraz aşağılayıcı, ama hep orada, Afrika’da, steril olmayan toprak damlar altında, tozlu yollarda, uygarlığın nimetlerinden bir nebze tatmak umuduyla bekler halde bulmalı daim… Belki de Güneyli siyahın hiç de bu uygarlık nimetlerine özendiği bile yok!

Ne var ki, ucundan gösterilip hep eksik bırakılan, daha iyisine tamah edilmek üzere arzuları kamçılayan uygarlık projesi hesapları bozuyor. Hep ellerinden tutulup yol gösterilmeyi bekler halde bıraktığı ve hep öyle görmek istediği ama orada, Afrika’da kalmasını istediği çocuklar yerinden hareket ettiğinde dağlardan, denizlerden, dikenli tellerden, mayın tarlalarından Kuzeye doğru yürüyüşe geçtiğinde işler değişiyor.

Akdeniz’in ortasında açlık ve susuzluktan ölenlere sağır kesilmek mümkün. Okyanusun dalgaları arasında kaybolan cesetler beyaz vicdanlara ulaşmamışsa, yüzlerce haber arasında bu olay kaybolmuşsa uygarlık rahat koltuklarında mütekebbirane edayla insanlığı aydınlatmaya devam edecektir!

Ne zaman ki cesetler kıyılara vurmaya başlayıp Avrupa’nın, Amerika’nın sınırlarını zorlamaya başladığında uygarlığın hiç de masum bir şey olmadığı gerçeği vicdanları titretmeye başlayacaktır.

Afrika’ya uygarlık götürme sorumluluğundaki Avrupalı artık bu uygarlığın faturası ile hesaplaşmak zorunda. Ertelenemez, görmezlikten gelinemez bir insanlık durumu her geçen gün kıyılarına vurmaya başladı.

Modern uygarlığı, tüketimi, refahı, göz kamaştıran hayatları suyu bile olmayan evlerin başköşelerindeki televizyon ekranlarından izleten, bunları izletirken pornografik bir haz alan Batı insanına günahını hatırlatıyor sahilde uzanan cesetler. Hiçbir sömürünün, adaletsiz paylaşımın, haksız kazancın, sermaye tekelleşmesinin, güç temerküzünün vicdanları kanatmadan sürdürülemeyeceğini anlatıyor kumsaldaki bedenler. Ölümler ve göçmenler can sıkıcı şimdilik…

Barbarlar Roma’yı Kuzeyden istila edip çökertmişti. Çağdaş Roma’nın barbarları Güneyden mi geliyor yoksa?

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!..

Yeni Şafak