İran’da ‘İyi Genlerin Sahipleri’ ‘Yedi Başlı Ejderha’yı besliyor

Olaylar
İran devlet organlarında yaşanan yolsuzluklar yeni değil. Ancak, İran para biriminin değer kaybetmesi ve ekonomik krizin daha da kötüye gitmesi, İranlıları geçtiğimiz yıldan bu yana devlet adamlarını ...
EMOJİLE

İran devlet organlarında yaşanan yolsuzluklar yeni değil. Ancak, İran para biriminin değer kaybetmesi ve ekonomik krizin daha da kötüye gitmesi, İranlıları geçtiğimiz yıldan bu yana devlet adamlarını doğrudan mercek altına alma eğilimine itti. Yetkililer ve çocuklarının adlarının karıştığı yolsuzluklar ve makamlarını kötüye kullanarak devlet fonlarını sömürdükleri suçlamalarının ardından ortaya çıkan bu durum, kamuoyunun devlete olan güvenini kaybetmesine sebep olurken, konuyla ilgili yetkililerin duruma dair uyarıları işin ciddiyetini vurguluyor. Yolsuzluk davalarıyla başa çıkmak için özel mahkemeler kurulurken, sorun, İran Dini Lideri Ali Hamaney’in desteğiyle yargının önceliği haline geldi.

Şarkul Avsat’ın haberine göre bu durum, yargının son birkaç yıldır İran devlet kurumlarını yönetenlerin idari ve mali usulsüzlüklerdeki rolleriyle ilgili suçlama ve eleştirilere maruz kalmasıyla yaşandı. Mevcut rejime bağlı Kum şehrinin önde gelen isimleri, yolsuzlukla mücadele konusunda geç kalındığı gerekçesiyle yargıyı eleştirdi.

Gerekirse bakanlar hakkında da soruşturma açılır

Dün son günlerde yaşanan tutuklama dalgasını yorumlayan İran Başsavcısı Muhammed Cafer Montazeri, ‘eğer gerekirse’ bakanlar hakkında da soruşturma açılabileceğine dair kapıyı araladı. Ancak bakanların dokunulmazlığı ile ilgili yasal olarak neler yapılabileceklerine değinmedi.

Bununla birlikte önceki gün resmi haber ajanslarında yer alan açıklamalarında Tahran Emniyet Müdürü Hüseyin Rahimi, yetkili makamların yolsuzluk ve döviz piyasalarının manipüle edilmesiyle ilgili olarak 850 kişiye soruşturma açıldığını söyledi. Rahimi, polisin para ve altına yönelik manipülasyon vakalarıyla mücadele etmek için yoğun bir mesai harcadığını belirtti.

Hamaney ve Ruhani arasında ABD çatlağı

Öte yandan geçtiğimiz iki ayda, İran yönetiminin ABD yönetimi ile doğrudan müzakereleri başlatma hamlesi başarısız oldu. Bununla birlikte İran Dini Lideri Ali Hamaney Pazartesi günü Beyaz Saray ile doğrudan görüşme yapılmasını yasakladığını açıkladı. Bu açıklama, gözlemciler tarafından dile getirilen ve özellikle Hamaney ile Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani arasında doğrudan müzakereler konusunda görüş ayrılıkları olduğuna dair düşünceleri pekiştirdi.

Ruhani’nin hedefinde Devrim Muhafızları var

Cumhurbaşkanı Ruhani, son dönemdeki tutumlarından farklı olarak, ABD’nin yaptırımlarını önlemek için müzakerelere açık olduğunu dolaylı bir şekilde ifade etti. Ruhani aynı açıklamasında yaptırımların yolsuzluğa yol açtığını söyledi. Devlet iç organlarının yaptırımlardan faydalandığını belirten Ruhani üç yıl önce, yolsuzluğun köklerini askeri sisteme bağlamış, para, ordu ve medya organlarının hepsinin yolsuzluğa yol açtığını söylemişti. Ruhani bu cümlesinde açıkça Devrim Muhafızları’na işaret etmişti.

‘Yolsuzluk bıçağı düzenin kemiğine dayandı’

Hamaney’in Pazartesi günü yaptığı açıklamanın detaylarına dönersek, her ne kadar reddedilse de tıpkı üst düzey İranlı yetkililer tarafından rapor edildiği gibi ‘yolsuzluk bıçağının düzenin kemiğine dayandığı’ açıkça ortadaydı. Hamaney, İran’daki yolsuzlukla mücadele yetkililerinin yolsuzluğu, ‘sistemli ve kapsamlı’ bir konu olarak ele aldıklarını ve ‘radikal bir görüş’ olarak gördüklerini söyledi.

Hamaney’den ‘Yedi Başlı Ejderha’ ile mücadele edin talimatı

İran Dini Lideri Hamaney, Şubat 2018’de İran’daki yolsuzluğu ‘yedi başlı bir ejderha’ olarak tanımlamış ve bu başların kesilmesini istemişti. Hamaney’in resmi web sitesinde, efsanevi kahramanların Yedi Başlı Ejderha’nın kafalarını kestiği İran destanına benzetilen yedi başlı yolsuzluk ejderhasına işaret eden posterler yayınladı. Sistemli yolsuzluğun yayılmasına karşı uyarıda bulunanların en önemlisi ise, Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu Başkanı iken Cumhurbaşkanı Ruhani’nin birinci yardımcılığına getirilen İshak Cihangiri idi. Ağustos 2015’in sonunda Cihangiri, yolsuzluğu ülkenin üzerine çöken bir kara buluta benzetti. Yolsuzluğun ön plana çıkarılmasıyla ilgili yaptığı açıklamada Cihangiri, “Bu konuda ‘kırmızı çizgimiz yok. Yolsuzlukla ilgili kimler hakkında soruşturma açılması gerekiyorsa bunun derhal yapılması gerektiğini söylüyoruz. Bildik sloganlar atmak ve başkalarının itibarını reddetmek doğru değil. Yönetimin hangi kademesinde olursa olsun herkes hakkında soruşturma açılabilmeli. Bununla ilgili örnekler çok” şeklinde konuştu.

Nüfuzlu devlet çalışanlarına yolsuzluk iması

Daha sonra Aralık 2015’te İran parlamentosu Adalet ve Şeffaflık Komisyonu Başkanı Ahmet Tukli, İran’da iş adamları ve nüfuzlu devlet çalışanlarının yolsuzluklarına atıfta bulunarak, “Bazı beyaz yakalılar, saygın mevkilere gelerek buradaki konumlarını suiistimal ediyorlar” dedi. Tukli, bir askeri darbeden veya beyaz devrimden korkmadığını, ancak yolsuzluk tehdidinden korktuğunu söylemişti. Tukli sistemli yolsuzluğun, yolsuzlukla mücadeleden sorumlu organların yaralanması olarak nitelendirdi.

“Ekonomik zafiyet, iç nedenlerden kaynaklanıyor”

Yolsuzluk davaları hakkında özel mahkemelerin kurulduğunun ilan edilmesi ile para ve altın fiyatlarını manipüle eden yetkililer ve tüccarlara yönelik tutuklama kampanyasının başlamasından sadece iki gün sonra açıklamalarda bulunan İran Dini Lideri Hamaney, İran’da para ve altının yanlış yönetildiğini belirtti. Ancak Hamaney açıklamasında adı yolsuzluğa karışan yetkilileri ‘hain’ olarak nitelendirmekten kaçındı. Hamaney yönetimde yapılan hatalarla ilgili olarak, “Ekonomik zafiyet, iç nedenlerden kaynaklanıyor” ifadelerini kullandı. Eleştirmenlerle aynı düşünceleri dile getiren Hamaney durumun kötüye gitmesinden memnun değildi. Hamaney’in bu açıklamalarından 10 gün önce, İran şehirleri, ekonomik durumun kötüleşmesi ve para piyasalarının kötü yönetilmesini kınayan sloganların atıldığı protesto gösterilerine sahne oldu.

İran sokaklarından mollalara uyarı

İran’da çok sayıda yeni yolsuzlukla mücadele önlemleri alınmaya başlanırken, son protestoların ardından kamuoyunu sakinleştirme girişiminin bir parçası olarak, bir tutuklama dalgası yaşanıyor. Protesto gösterileri sırasında atılan sloganların odak noktasında ise Hamaney’in ekonominin bozulmasında sorumluluğu olduğuna dikkat çekiliyor. Bu durum, hükümet yetkilileri ile ilişkilerinde geri dönüşü olmayan bir aşamaya giren İran sokaklarına dair mollalara bir uyarı niteliğinde.

Hamaney’in çocuklarına ait mal varlıkları hakkında spekülasyonlar devam ediyor

İran anayasasına göre Dini Lider ülkedeki en üst düzey yetkili. Fakat kendisinin ve oğullarının sahip olduğu mallardan sorumlu tutulmuyor. Hamaney’in servetinin ve doğrudan emri altında olan Devrim Muhafızları dışındaki birimlerin toplam varlığının 100 ile 330 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. Bununla birlikte, Hamaney’in çocuklarına ait mal varlıkları ile ilgili pek çok şey söyleniyor. Ancak bu söylentiler, Dini Lider’in mahrem dairesinin gizliliği çerçevesinde sadece bir takım spekülasyonlar olarak kalıyor. Ölümünün üzerinden otuz yıl geçen İran’ın ilk dini lideri Humeyni’nin ailesi hakkında da benzer söylentiler yayılmıştı.

Hamaney’e yolsuzlukla mücadele et çağrısı

Nisan 2018’de İran Parlamentosu Planlama ve Bütçe Komisyonu Üyesi Milletvekili Gulam Ali Caferzade Eymen Abadi, İran Dini Lideri ofisini yolsuzlukla mücadele etmeye çağırdı. Eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Hamaney’e Kasım ayında, benzer içerikte açık bir mektup gönderdi ve Hamaney’in ofisinde değişiklik yapması talebinde bulundu.

Ancak hükümet, İran ekonomisinin ‘dış güçler tarafından uygulanan bir psikolojik savaşla karşı karşıya’ olduğunu söylüyor. Önceki gün Cumhurbaşkanı Ruhani başkanlığında yapılan Ekonomik Koordinasyon Yüksek Kurulu toplantısında, psikolojik savaş ve ekonomik konularla ilgili yapılacak bir bilgilendirme kampanyasının ana hatları açıklandı. Bu olumlu haberler resmi kurumlara bildirildi. Bununla birlikte piyasa, Dini Lider Hamaney’in açıklamalarına olumlu tepki verdi.

Tesnim Haber Ajansı, Meclis Başkanı Ali Laricani ve Yargı Gücü Başkanı Ayetullah Sadık Laricani’nin de toplantıya katıldığını bildirdi. İran resmi haber ajanslarına göre, Ekonomik Koordinasyon Yüksek Kurulu, toplantsında kamuoyunu aydınlatacak bir takım çözümlerin arayışına girerken her türlü manipülasyona ve yolsuzluğa karşı sağlam ve adil bir şekilde mücadele için gerekli medya düzenlemeleri yapılması ve medya kampanyaları yoluyla insanlarla iletişim kurulması çabalarını masaya yatırdı. Bu bağlamda yeni planda belirtilen hedefler arasında, psikolojik savaşla mücadele, piyasaları sakinleştirme, istikrarı sağlama ve ekonomik sorunlara karşı toplumdaki gerginliği giderme yer aldı.

Başsavcı Montazeri’den Arakçi açıklaması

Bu hamle, yetkililerin tutuklanma furyasından sonra İran toplumunun verdiği geniş kapsamlı tepkilere yanıt olarak gerçekleşti. Yetkililer, geçtiğimiz hafta İran Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Seyyid Ahmed Arakçi’yi görevden alındıktan bir gün sonra tutukladılar. Arakçi’nin tutuklanması, dikkatlerin İran’daki varlıklı ve etkili ailelerin devlet mekanizmasındaki rolüne çekilmesini sağladı. Bu tutuklama yetkili makamlardaki ailelerin rolünün yanı sıra devlet yapısındaki güç ve para sömürüsü yapanlara yönelik çıkan son haberler, halkın tepkisini çekti. Başsavcı Muhammed Cafer Montazeri dünkü açıklamasında yargının Arakçi için açık bir mahkeme kurulması başvurusunda bulunduğunu belirtti. Başsavcı Montazeri’nin bu açıklaması, aynı zamanda İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi’nin yeğeni de olan Ahmed Arakçi’nin tutuklanması ile ilgili yetkili bir isim tarafından yapılan ilk açıklama oldu.

Gensoru önergesi, Çalışma Bakanı’nın görevden alınmasıyla sonuçlandı

Geçtiğimiz hafta İran parlamentosu, Çalışma Bakanı Ali Rebii’nin görevden alınmasıyla sonuçlanan, gensoru önergesinin oylamasına ev sahipliği yaptı. Milletvekilleri yolsuzluk davalarına isimleri karışanlarla ilgili sert açıklamalarda bulunurken, meclis çatısı altında tartışmalar yaşandı. Devrim Muhafızları’na yakın Tesnim Haber Ajansı’na göre, Bakan Rebii’ye bazı milletvekillerine hakkındaki oylamanın düşürülmesi için rüşvet verdiği suçlamasında bulunuldu.

Rebii kendisini savunmak için yaptığı konuşmada reformist ve muhafazakâr milletvekilleri arasındaki farklılıkları dile getirdikten sonra milletvekillerine, yolsuzluk dosyaları ve yetkililerin çocuklarının adlarının bu yolsuzluklara karışması ile ilgili suçlamalarda bulundu. Bu suçlamaların çoğunun hedefinde kızıyla ilgili bilgi vermediği suçlamalarına tepki gösteren Parlamento Başkan Yardımcısı Mesud Pizişkiyan vardı.

‘İyi Genlerin Sahipleri’

Bu gibi meseleler İranlıların sosyal medyada ‘Oğlun nerede?’ gibi bir takım etiketlerle tepki vermelerine ve yetkililerin çocuklarının sahip oldukları güç, makam ve para bakımından onların ‘İyi Genlerin Sahipleri’ olarak adlandırılmalarına sebep oldu. Bu terim, İran siyasi sözlüğüne Reformcu Blok başkanı Muhammed Rıza Arif’in oğlu Hamid Rıza Arif’in iki yıl önce bir televizyon röportajında ekonomik, bilimsel ve kültürel alanlardaki başarısının, ‘iyi genlerden’ kaynaklandığını belirtmesiyle dahil oldu.

Bu ifade o tarihten bu yana İranlıların hükümet yetkililerinin bulundukları makamları ve kişisel çıkarları için ulusal çıkarları kullanmalarını simgeleyen bir terim oldu.

Zarif, ailesi ile ilgili bilgileri paylaşan ilk siyasetçi oldu

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, sosyal medyadaki etiketlerle ilgili ilk adımı atanlardan ve çocukları ile eşi hakkında bilgi veren en önemli isimlerinden biri oldu. Bir diğer isim ise, İran Cumhurbaşkanı Kadın ve Aile İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Şehindoht Mevlaverdi idi. İki gün önce Twitter hesabı üzerinden çocukları, öğrenim durumları ve nerede okudukları ile ilgili bilgi verdi. Gözlemcilerin dikkatini çeken kampanya, İranlıların İranlı yetkililerin görevleriyle ilgili gittikçe daha fazla duyarlı olmaya başladıkları şeklinde yorumlandı.

İranlı yetkililerin nüfuzu konusundaki tartışmalar yeni değil. 2010 yılı Haziran ayında dönemin milletvekillerinden Ali Rıza Selimi, denizaşırı ülkelerdeki 3 bin yetkilinin yüksek öğrenimlerini ‘devlet yapısındaki konumlarıyla’ tamamladıklarını ortaya çıkardı. Dış Politika ve Milli Güvenlik Komisyonu Üyesi Muhammed Mehdi Şehriyari, o dönem Mehr Haber Ajansı’na verdiği demeçte, İngiltere’de ikamet eden yetkililerin 400 kadar çocuğunun İngilizler tarafından kullanılmasından korktuğunu dile getirdi.

Palizdar: Yolsuzluk dosyaları Hamaney’in yakın çevresine doğru ilerledi

İran Meclisi Yargı Sistemini Araştırma Komisyonu Başkanı Abbas Palizdar, 2008 yılında üst düzey İranlı yetkilileri yolsuzlukla suçladı ve çoğu güçlü din adamları olan 44 İranlı yetkilinin oğullarının bulundukları makamları kötüye kullandıklarını belirtti. Bu suçlamanın ardından Abbas Palizdar, tutuklanarak on yıl hapis cezasına çarptırıldı. Palizdar hapisten çıktıktan sonra yaptığı açıklamada, kendisinin Yargı Sistemini Araştırma Komisyonu’na İran Dini Lideri Ali Hamaney’in emriyle başkanlık ettiğini ancak hakkında açılan soruşturmanın sırrının araştırmaları sırasında yaptığı çalışmaların Hamaney’in yakın çevresine doğru ilerlemesi olarak açıkladı. Palizdar, araştırmasının İranlı yetkilileri adlarının karıştığı 124 yolsuzluk dosyasından oluştuğuna dikkat çekti.