The Observer’ın haberine göre Julian Dunkerton para bağışını, Birleşik Krallık ile Avrupa Birliği arasındaki nihai Brexit anlaşması hakkında halk oylaması yapılmasını isteyen “People’s Vote” (Halkın Oyu) adlı inisiyatife yapacak. Bahsi geçen kampanya grubu geçtiğimiz nisan ayında dört İngiliz milletvekili ve ünlü aktör Sir Patrick Stewart tarafından kurulmuştu.
Halk endişeli: ‘İngiltere AB’den eli boş çıkacak’
Halk arasında endişelerin arttığına dikkat çeken Dunkerton, İngiltere’nin hiçbir anlaşmaya varamadan AB’nin dışında kalacağı yönündeki kaygıların her geçen gün tırmandığını ifade etti.
Yapılan son anketler de bu endişeleri doğruluyor. Zira yakınlarda yapılan bir kamuoyu yoklaması halkın yüzde 40’nın İngiltere’nin 2019 Mart’ında AB’den eli boş ayrılacağına inandığını ortaya çıkardı. Bundan bir ay önce yapılan anketlerde bu oran henüz yüzde 31 seviyesindeydi.
‘Yeni referandum Brexit’i tersine çevirebilir’
Dunkerton önceki referandumdan çıkan sonucu “tersine çevirmenin” mümkün olduğunu belirtti. Yeni bir halk oylaması yapılması halinde bu yönde gerçekçi bir şans elde edileceğini kaydeden ünlü multimilyoner, bunu sağlamak için de bağışta bulunmaya karar verdiğini dile getirdi.
Ancak olası bir referandum için zihinleri meşgul eden bazı sorular var. Öncelikle kalan sürenin yeterli olup olmadığı bilinmiyor. Halka bu kez ne sorulacağı da netlik kazanmış değil. Ayrıca muhalefet partileri de yeni halk oylamasına sıcak bakmıyor.
‘Brexit 20 yıl önce gerçekleşseydi Superdry olmazdı’
Julian Dunkerton kurucuları arasında yer aldığı moda zincirindeki mağaza sayısının 500’ü aşmasıyla birlikte bu yılın başında Superdry’dan ayrılmıştı. “Referandum kampanyasının gerçekten başarıya ulaşabileceğini düşündüğüm için servetimin bir kısmını Halkın Oyu grubuna bağışlıyorum.” diyen 53 yaşındaki ünlü milyarder, “Eğer Brexit bundan 20 yıl önce gerçekleşseydi Superdry hiçbir zaman küresel bir başarı elde edemezdi” ifadelerini kullandı.
Müşterileri arasında futbol starı David Beckham, süper model Helena Christensen ve aktör Zac Efron gibi ünlü isimler bulunan tekstil devi, elde ettikleri başarının AB ile ilgisini şu şekilde açıklıyor:
“Eğer AB olmasaydı bugün gümrük tarifeleri ve vergilerle boğuşuyor olurduk. Avrupa bizim için bir kalkış rampası oldu. Fransa, Almanya, Belçika ya da başka bir ülkede mağaza açarken hiç çekinmedik.”Euronews