Onun, ismi dünya müzik çevrelerinde çoktan duyuldu ancak ülkemizdeki müzikseverler tarafından daha yeni yeni telaffuz edilmeye başlandı. Kaval sanatçısı Sinan Cem Eroğlu’ndan bahsediyoruz. Sesini neredeyse unuttuğumuz geleneksel müziğimizin bu kadim çalgısını yeniden gündeme getiren genç sanatçı ‘Tesadüf’ ismini verdiği ilk albümünü geçtiğimiz günlerde yayınladı. Eroğlu, henüz 25 yaşında olmasına rağmen Erkan Oğur, Nida Ateş, Şirin Pancaroğlu, Yinon Muallem ve Akın Eldes gibi birçok usta sanatçı ile yurt içinde ve yurt dışında birçok projeye imza attı. Tolgahan Çoğulu ile Dünya’da bir ilk olan "Mikrotonal Gitar İkilisi" kuran sanatçı ayrıca icracı ve müzik yönetmeni olarak birçok farklı albümde çalıştı. İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı’nda bir yandan da doktora yapıyor. Kavalı farklı müzik tarzlarıyla tanıştıran sanatçı ile müzik hayatını ve albümünü konuştuk.
Onun müzikle tanışması, babasının bağlama yapımcısı olması ve ailesinin müzikle iç içe bir ortamda bulunması nedeniyle aslında anne karnına kadar gidiyor. Müziğe babasının yaptığı bağlamaları çalarak başlamış. 1997 yılında İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı Çalgı Bölümü’ne ortaokuldan girmesi sonucu profesyonel müzik hayatına da küçük yaşlarda adım atmış. Eroğlu, konservatuara girerken bağlama çalmak istiyormuş. Ancak okulda kavalı seçmiş ve daha önce hiç bilmediği kaval, kendi tabiriyle "tesadüf" eseri 11 yaşından itibaren bir anda hayatının merkezine oturmuş.
Kavalın eşsiz bir ifade gücü var
Sinan Cem Eroğlu, kaval dışında gitar, perdesiz gitar ve üç telli bağlama ile ilgileniyor. Başka enstrümanlar kullanmasının müziğe bakış açısını genişlettiğini ve müzik yazma sürecini hızlandırdığını söylüyor. "Ancak kaval her zaman diğer çalgılara göre çok ayrı yerde. Müzikal fikirleri, doğaçlamalarımı ve yazdığım müzikleri en iyi kaval ile ifade edebiliyorum. Ayrıca kavalın sesi bana eskiyi, yalnızlığı ve hüznü hatırlatıyor. Eşsiz bir sesi ve ifade gücü var."
Kaval, bu toprakların çalgısı olmasına rağmen günümüzde hak ettiği değeri görmüyor. Genç sanatçı bunun sebebini şöyle açıklıyor: "Kronolojik olarak kaval, Anadolu’da daha önce bulunmasına rağmen Bulgaristan’daki icra uluslararası arenada daha çok bilinir oldu. Bunun sebebi, metodunu 1920’li yıllarda yazmış olmaları ve kavalı geleneksel dışında başka tarz müziklerde de kullanmalarıdır. Ülkemizde kaval hak ettiği değeri kesinlikle görmemektedir. Çünkü kaval icracıları ve kaval eğitmenleri çalgıyı geleneksel müziğin içine hapsettiler. Bu da başka tarz müzik dinleyen insanların kavalın kapasitesi hakkında bir fikirleri oluşmasını engelledi."
Sinan Cem Eroğlu, geleneksel çalma tekniklerinin dışında kavalda farklı teknikler kullanıyor. Bu enstrümanı çok farklı müzik türlerinde de icra ediyor. Sanatçı, kaval icrasında farklı teknikler ve çeşitli elektronik ses işlemcileri kullanmasının temelinde, kavalın kapasitesini insanlara anlatmak isteğinin yattığını belirtiyor. Özellikle caz müziği alanında çalışmasını şöyle anlatıyor: "Doğaçlama çalmayı çok seviyorum ve bu anlayışa caz müziği çok uygun. Kaval ile caz müziği birleşince ortaya yeni bir tını çıkıyor. Bununla birlikte kafa yapısı olarak caz müzisyenleri, bana geleneksel müzik icra eden müzisyenlere göre daha yakın geliyor. Ortak bir paylaşım alanı ve düşünce yapımız var. Bu nedenle müziğim caza doğru bir duruş sergilemekte."
Sanatçının ilk albümünün ismi "Tesadüf". Bu adı koymasının sebebinin insanlarda merak uyandırmak olduğunu anlatıyor. Ayrıca hem albümde yer alan "Tesadüf" isimli parçanın ilk bestesi olması hem de albümün yapım aşamasında birçok tesadüf olması da bu ismi vermesinde etkili olmuş. Besteleri yaparken Pat Metheny, Erkan Oğur, Arvo Part, İbrahim Maalouf, Nguyen Le, İgor Stravinsky, Arnold Schönberg, Alban Berg, Neşet Ertaş ve Cenk Erdoğan’dan etkilendiğini anlatıyor.
Pat Metheny ile aynı sahnede çalmak istiyorum
"Müzik hayatımda hayallerim hiç bitmedi. Erkan Oğur ile çalmak ilk büyük hayalimdi. İkinci büyük hayalim üniversiteyi bitirmekti. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden üniversite birincisi olarak mezun olmak ve aynı zamanda 36 yıllık İTÜ Konservatuarı’nın ilk ve tek birincisi olmak ise bu hayalimi büyük bir gurur ile birleştirdi. Yeni hedeflerim ise yurt içi ve yurt dışında grubumla kendi projemi çok sık çalmak. Ancak en büyük hayalim, 17 Grammy ödülü olan Pat Metheny ile aynı sahnede ve albümde çalmak."
İnsanlara ulaşmak kolay olmuyor
Popüler sözlü müzik küreselleşme ve kapitalizmin kaçınılmaz sonu olarak bütün dünyadaki müzik endüstrisini ele geçirmiş durumda. Dolayısıyla "mass media" olarak adlandırılan, kitle iletişim araçları benim gibi müzik yapan müzisyenlere, kendilerine para kazandırmadığı için çok az yer veriyorlar. Bu şartlar altında insanlara ulaşmak çok kolay olmuyor ve müziğimin yeterince insanlara ulaştığını düşünmüyorum. Müzisyenlerin kişisel ilişkileri ve girişimleri sonucunda bizi takip eden sınırlı sayıdaki insana ulaşabiliyoruz.
İlk ustam Erkan Oğur
Erkan Oğur ile çok küçük yaştan beri itibaren tanışıyorum. Bugün yaptığım müziğin, bestelerin, armoniye bakışımın ve albüm yapmamın temelinde ilk ustam Oğur var. Akın Eldes ise Türkiye’nin en önemli gitaristlerinden. Beraber albüm yapabildiğim için çok şanslı hissettiğim bir müzisyen. Akın Eldes ile çalmak bende kavalın kullanımıyla ilgili yeni fikirler oluşturdu. Ayrıca beste anlayışıma, gitar çalma stilime büyük etkisi oldu.
Zaman