Mossad’ı reddeden Türk

Dünya Hali
Emin Boztepe kendisini dövüş sanatlarına adayan bir kişi. İster sanat ister spor deyin, bu işe meraklı olanlar için efsanevi isimlerinden biri. Almanya’da çocukken ırkçı saldırılara karşı kendis...
EMOJİLE

Emin Boztepe kendisini dövüş sanatlarına adayan bir kişi. İster sanat ister spor deyin, bu işe meraklı olanlar için efsanevi isimlerinden biri. Almanya’da çocukken ırkçı saldırılara karşı kendisini korumak için başladığı dövüş sanatlarını mesleği haline getirdi. En büyük tutkusu Wing Tsun. Yani güce güçle karşılık vermek yerine açılar ve hisler yoluyla agresif bir saldırının üstesinden gelmek demek.

Almanya’dan ABD’ye sinema sektörüne, aksiyon filmlerindeki dövüş koreografisini yapmak ve oyunculara eğitim vermek amacıyla gitti. O sırada açtığı okullarda isteyen gençlere bu işin eğitimini vermeye başladı. Halen 50 ülkede 500’e yakın okulu var. O okullarda kendi ismiyle Emin Boztepe Martial Arts System (EBMAS) organizasyonunu kurdu. Sifu unvanına sahip Boztepe “Ne mutlu ki bana, dünya üzerindeki ‘Wing Tsun’ ustalarından biri olarak anılıyorum” diyor. İçinde bir de oyunculuk aşkı var.

Star’ın haberine göre şimdiye kadar Under The Volcanio, Sleppy Time Gal, Day for Night, Son Osmanlı Yandım Ali, Pusat ve Panzehir filmlerinde oynayan Boztepe, seyirciyi ters köşe yapacak bir rol beklediğini söylüyor, mesela romantik bir karakter… Buyurun ‘büyük usta’ ile röportajımıza…

Uçakta mı yaşıyorsunuz?

Havalimanları ofis, uçaklar evim gibi. Eskişehir’den dün gece geldim, Perşembe Atina’ya uçacağım. Cuma Almanya, sonra geleceğim, ardından Malta ve İtalya’ya gideceğim. Yıl bitmeden Bursa, Konya, Gaziantep ve Ankara’nın ardından İstanbul sonra ise ABD’ye…

Sıkılmadınız mı?

Sevdiğim bir işi yapıyorum. Çocuklarım da bazen ‘Baba bizden çok talebelerini görüyorsun’ diyor. Tutku olan yerde zorlukları görmüyorsunuz.

Aslında ABD’de yaşıyorsunuz, kaç yıl oldu?

1990’dan beri Los Angeles’tayım. Aslında Almanya’da büyüdüm. Ben dört yaşındayken, 1966’da Almanya’ya gittik. Ama Türkiye ile bağım hiç kopmadı. Hatta dövüş sanatlarını 18 yaşındayken, Türkiye’ye getirdim. 80’li yılların başında burada gençlere beyaz elbise giydirip akşam 19.00’dan 21.00’e kadar karate, sonra siyah elbise giydirip aynı hareketleri kung fu diye satıyorlardı. O yıllarda kung fu dizileri vardı, gençler de meraklı olduğu için aldanıyordu. Ben de gençtim, idealisttim, hocaları dövüyordum, sokak kavgalarında çok iyiydim. O zamanlar sinirdendi.

O siniri şimdi nasıl yeniyorsunuz?

Her gün çuval dövüyorum.

Sizi bu işe kim yönlendirdi?

Hayat… Almanya’da büyüdüğüm için genç yaşımda yabancı düşmanlığıyla tanıştım. Kendimi korumak için… Zaten meraklıydım, Muhammed Ali’nin hiçbir boks maçını kaçırmazdım. Babamla birlikte izlerdik. Sonra Muhammed Ali ile arkadaş olduk, buluştuk, beni doğum gününe davet etti. Kavga ettiğim için sürekli babam beni dövüş sanatlarına yönlendirdi, 14 yaşımda başladım. Hafta sonları seminerlere gidiyordum.

Aileniz peki?

Ailemin baskısıyla erken yaşta evlendirildim. Abim 16’sında evlendirildi, ben 19 yaşımda pes ettim ve evlendim. İki çocuğum oldu. Kısa bir süre sonra ayrıldık eşimle. Kızım burada benimle, oğlum ABD’de. Talebelerim bana reis, paşa, sifu, Kung Fu Baba diyor. Onlara baba gibi davranıyorum.

Dünyanın pek çok yerinde okulunuz var. İlk ne zaman açtınız?

1980’de Frankfurt’un bir kasabasında açtım, iki ay içinde yaklaşık 100 talebem oldu. Bugün 50 ülkede yaklaşık 600 okulum var. Onlar arasında Avrupa ülkeleri, Güney Afrika, Küba, İran… Türkiye örnek bir ülke. Özellikle Doğu’ya daha çok önem veriyorum. Gaziantep, Mersin, Sivas’ta okul çok iyi gidiyor. Çünkü bu okullarla dünya çapında bir meslek kazandırıyorum gençlere. Önemli olan her şeyi dürüst ve iyi öğrensinler. Şimdiye kadar bir milyon kişi elimden geçti!

İran ve Küba’da okullarınıza ilgi nasıl?

Küba’da para almadan eğitim veriyorum. Çünkü orada insanların kazancı 160 dolar filan.

 İnsanlar dövüş sanatlarına neden ilgi duyuyor?

Benim ustam Bruce Lee’nin hocası Yip Man. Bugün Bruce Lee, öldükten sonra en çok posteri tişörtü satılan isim. Bütün gençler onu tanıyor. Garsonundan öğrencisine herkes Bruce Lee’yi biliyor. Bruce Lee aslında birçok okul açıp ders vermek istiyordu. Onu yakından tanıyanlar bunu bana söyledi. Ben ise onun hayal ettiği şeyi hayata geçirdim.

Bildiğiniz her şeyi talebelerinize anlatıyor musunuz?

Öğrencilere yenilmeme inadını nasıl pozitif şekilde kullanacaklarını anlatıyorum. İnadı negatife veya egoya taşıma değil ying yang felsefesindeki gibi dengede tutmak lazım. Güçlüyüm, ünlüyüm, talebelerimden 10 kat daha iyiyim ama onları asla kırmıyorum. Ara sıra elim karışıyor, onları hırpalayabiliyorum (gülüyor).

FBI’ya da eğitim vermişsiniz… Başka?

FBI’a ve Türkiye’de polis okullarında da savunma amaçlı eğitim verdim. Rehin kurtarma, suçlu yakalama konularında. Ama siyaset girerse işin içine ders vermem. Yıllar önce Hollanda Amsterdam’da Mossad ajanlarıyla görüştüm. Birlikte yemek yedik, çok efendilerdi, hepsi dörtgen vücutluydu. Kendilerine eğitim vermemi istediler. Ben de onlara ‘Kusura bakmayın, dış politikanızı beğenmiyorum, İsrail’e ülke olarak inanmıyorum, ayrıca ben Müslüman’ım. Bir Müslüman olarak Müslümanlara karşı o kadar şiddet uygulayan rejime nasıl ders verebilirim?’ dedim. Çünkü ben bu sanata baskıya karşı başladım ya felsefeme ters.

Bu işin kasla ilgisi yok matematiği var

Wing Tsun, kung fu ve escrima (Filipinler silah sanatı) yapıyorsunuz. Kadınların ilgisi nasıl?

Türkiye biraz geç spora başladı. Şiddet olaylarından sonra kadınlar daha çok ilgi göstermeye başladı. Kadınlar için seminerler düzenliyorum. Zaten Wing Chun, rahibe tarafından bulunmuş, 300 yıl önce. Onun ilk talebesi de bir kadın. Yaşadığı kasabanın kabadayısının tehdit ettiği bir kadın… Önemli olan kasın gücü değil. Bu işin matematiği var. Biz talebelerimize o matematiği öğretiyoruz. Her ülkede ders alanların yüzde 70’i erkek, yüzde 30’u kadın. Mesela İran’da kadınların ilgisi epey yüksek.

Uzakdoğu sporunun bir Türk tarafından bu kadar yaygınlaşması da ilginç.

Türkiye’de insanlar daha düne kadar hocanın Çinli olmasını bekliyordu. Ben ilim üzerine ders veriyorum. Kişinin hayatta kalması, organlarını koruması için bir matematik formülü veriyorum. Bu işin ırkla, kanla alakası yok, önemli olan matematiğini bilmek.

Kimse sırtımı yere getiremedi

 Nedir sizin sırrınız?

Yeteneğim var. Aslında sakin bir kişiyim. Sokak kavgalarına çok katılınca, ‘haksızlığa yenilmeme’ cümlesi benim için anahtardı. Yenilmek benim için bir kelime değil. Bu bir savunma sanatı. Mesela spor olarak bunu yaparken yenilirsin maçı kaybedersin, madalya alamazsın. Ama sokakta yenilmek demek hayatının tehlikede olması anlamına geliyor. Yenilmek, benim sözlüğümde yok. Allah’a şükür şimdiye kadar kimse sırtımı yere getiremedi.

 Gerçekten namağlup musunuz?

Evet (tahtaya vuruyor). Şimdi dövüşmüyorum. Ben bu işi kendimi savunmak amacıyla başladım. Bana yedi defa bıçakla saldırdılar, beş kez kurşun sıkıldı. Allah’a şükür buradayım. Sporda galip-mağlup oluyorsun. Sokakta ise ya ölüyorsun ya kalıyorsun. Ben insanlara gerçek savunmayı öğretiyorum ve bunu ilimle yapıyorum.

MICKEY ROURKE’A DERS VERDİM

Pek çok ünlüye ders verdiniz. En yetenekli olan kimdi?

Almanya’da bir aktör var, Mark Keller… Mickey Rourke’a ders verdim. Yıllar önce evinde kalmıştım, şimdi hala görüşüyoruz. Kenan İmirzalıoğlu, Aslı Tandoğan, Beste Bereket, Evrim Solmaz… Evrim çok iyi durumda. Hepsi yetenekli.

  • Universitas terbaik Tapanuli
  • tutorial dan tips zeverix.com
  • https://insidesumatera.com/
  • https://prediksi-gopay178.com/
  • https://margasari.desa.id/
  • https://sendangkulon.desa.id/