Bosna‘daki savaş boyunca kuşatma altında tutulan Saraybosna‘nın dar sokaklı ve yüksek duvarlı bahçelere sahip mahalleleri, 3,5 yıl boyunca şehre yağan kurşunlara adeta kalkan oldu.
Bugün de büyük şehirdeki mahalle ve komşuluk kültürünü yaşatmaya devam eden Saraybosna mahalleleri, mimari yapısı ve tarihi dokusu da ilgi görüyor.
Dar sokakları ve yüksek duvarları bahçelere sahip evleriyle kuşatma altındaki şehrin sakinlerini, atılan kurşunlara karşı koruyan eski mahalleler, savaş boyunca adeta kalkan işlevi gördü. Savaş süresince keskin nişancıların hedefinde olan Saraybosnalılar, görüş açısının neredeyse sıfır olduğu bu eski mahallelerde kurşunlardan korunmayı başardı.
Dört bir yanına “dikkat keskin nişancı” uyarılarının asılı olduğu şehrin “yeni” kesimindeki geniş caddelere kıyasla bu eski mahalleler, daha korunaklı olarak görüldü.
Bugün de hala kendine özgü dokusunu muhafaza eden bu eski mahalleler, “şehrin geleneksel yüzü” olarak varlığını sürdürüyor.
AA muhabirine Saraybosna mahalleleri hakkında bilgi veren Saraybosna Ulusal Müzesi yetkilisi Lebiba Dzeko, eski mahallerdeki evlerin bugünkü çekirdek ailelere göre değil, birlikte yaşayan geniş ailelere göre inşa edildiğini belirterek, bu evlerin yüksek duvarlı büyük bahçeleri olduğunu söyledi.
Mahallelerdeki ilk geleneksel evlerin bahçe içinde kaldığını ve sokakla hiçbir bağlantısı olmadığını anlatan Dzeko, zaman geçtikçe evlerin sokağa daha yakın hale geldiğini ve evin bir duvarının sokağı görecek şekilde inşaa edildiğini ifade etti.
“Kurşunlardan korunmak için mahalleye taşındık”
Dzeko, savaşta apartman dairesinde yaşamakla mahalle evinde yaşamak arasında önemli farklar olduğununa dikkati çekerek, eşiyle birlikte savaştan önce şehrin “yeni” kesimindeki bir apartman dairesinde yaşadıklarını ancak savaşın başlarında maruz kaldıkları bombardıman ve kurşunlardan korunmak için Kovaci semtindeki bir mahalleye taşındıklarını dile getirdi.
Taşındıkları evdeki bahçe duvarının güvenliklerini daha iyi sağladığını aktaran Dzeko, “Mahalledeki evlerin yapısından dolayı size atılan bomba, kurşun ve bu şarapnel parçalarından korunabiliyordunuz.” diye konuştu.
Yaşadıkları apartman dairesinin bulunduğu semtte, keskin nişancılardan dolayı sokak ve caddelerin güvenli olmadığına işaret eden Dzeko, “Eski mahallelerdeki sokakların daha kısa ve kıvrımlı olması dolayısıyla buralarda yürümek ve dışarıya çıkmak, şehrin diğer kesimlerine göre daha güvenliydi.” şeklinde konuştu.