Puantiye delisi olmaya hazır mısınız?

Moda
Kezban Karagöz’ün yazısı    Tasarımcı bu kez Japon sanatçı Yayoi Kusama ile işbirliği yaptı. Geçtiğimiz günlerde sunulan yeni koleksiyon şık ancak 10 yaşındayken geçirdiği bir has...
EMOJİLE

Kezban Karagöz’ün yazısı   

Tasarımcı bu kez Japon sanatçı Yayoi Kusama ile işbirliği yaptı. Geçtiğimiz günlerde sunulan yeni koleksiyon şık ancak 10 yaşındayken geçirdiği bir hastalık sonucu puantiye düşkünü olan Kusama’nın hikâyesi oldukça acı.

Birkaç sezon önce özellikle kış koleksiyonlarında 70’li yılları hatırlatan puantiyeli kıyafetler vardı. Puantiyeleri gündeme getiren Marc Jacobs, bu desenden vazgeçmeye niyetli değil. Fakat bu kez puantiyeleri bir ‘sanatçı’ dokunuşuyla sunuyor. Dünyanın en pahalı sanatçısı unvanına sahip 83 yaşındaki Japon Yayoi Kusama ile işbirliği yaptı. Geçtiğimiz aylarda birlikteliklerini ve koleksiyon müjdesini veren modaevi, bir puantiye delisi olan Kusama’nın tasarladığı elbise ve aksesuarlara ulaşmanın 10 Temmuz’da mümkün olacağını açıkladı. Koleksiyonun fotoğrafları ise şimdiden dünyanın önemli moda sitelerinde yayınlandı.

İşbirliğinin ilk tohumları ise Marc Jacobs’un 2006 yılında Kusama’nın Tokyo’daki stüdyosuna yaptığı ziyaretle atılıyor. Kusama’nın çalışmalarından oldukça etkilenen Jacobs, bu çılgın puantiyeleri markaya kazandırmanın peşine düşüyor.

Jacobs, koleksiyonun tanıtım videosunda Kusama’yı neden seçtiğini çok net açıklıyor. Onun bitmek bilmeyen enerjisinden oldukça etkilendiğini dile getiriyor. Böylece Jacobs’un da dediği gibi sanatla ilgilenmeyen veya galeriye gitmeyen birçok insanı moda vesilesiyle sanatla buluşturuyor.

Puantiyeye adanmış bir ömür

Birçok insan için puantiye lekelerden ibaret bir desendir. Fakat Kusama’nın girift dünyasında puantiye farklı bir uzayın temsili adeta. Zaten onun puantiyeye kattığı bu engin anlam Jacobs’u da oldukça etkilemiş.

Kusama’nın puantiyelerle hikâyesi çok eski. Baskıcı bir annenin elinde yetişen Japon sanatçı, 10 yaşındayken zihinsel sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyor. Bu sanrılar halüsülasyonlarla bir araya geliyor. Her yerde çiçekler, ağlar ama en çok da noktalar görmeye başlıyor. Puantiye ve onun imzası gibi olan kırmızı puantiye takıntısı ise bir gün masada otururken yine bir halüsülasyon gördüğü sırada başlıyor. Evdeki masa örtüsündeki kırmızı çiçek desenini bir anda tavanda, duvarlarda hatta kendi üstünde görüyor ve sonsuz bir boşluğun içinde gibi hissediyor.

Kusama bu sıra dışı ruh halini sanata dönüştürmeyi başaran biri. Bir hastalık olarak başlayan puantiye takıntısını sanatla dışa vuruyor ve belki de böylece kendini iyileştiriyor. Yaptığı çalışmalarda hastalığının ağır krizler sonucu karanlık bir dünyaya dönüşen yanını değil aksine hayatın renkli ve hareketli taraflarını görüyorsunuz. Buradaki en önemli faktör de puantiyelere bakışı. Kusama puantiyeleri güneşe benzetiyor ve onları dünyanın enerjisini yansıtan simgeler olarak görüyor. Puantiyelerin göz yanıltan duruşu ise sonsuzluğu temsil ediyor. Tıpkı kendi halüsülasyonlarındaki gibi.

İlk başta küçük ölçeklerde çalışmalarla başlayan Kusama, daha sonra sanatını dış dünyadaki birçok şeye taşırmayı başarıyor. Kendine özgü üslubuyla oda boyutunda enstelasyonlar yaparak halıları, mobilyaları, sokakları, ağaçları ve arabaları bile boyuyor. Japonya’daki Matsumoto’ya yani Kusama’nın doğduğu şehre gittiğinizde belediye otobüslerinin bile kocaman kırmızı puantiyelerle kaplı olduğunu görüyorsunuz.

1977 yılında, 27 yaşından beri yaşadığı Amerika’dan ayrılan sanatçı, ülkesi Japonya’ya dönmeye karar veriyor. O tarihten itibaren de bir akıl hastanesinde yaşıyor. Çalışmalarını ise Japonya’daki galerisinde sürdürüyor.

Kırmızı ve sarı yoğunlukta

Marc Jacobs ve Yayoi Kusama’nın birlikte hazırladığı koleksiyon geçtiğimiz günlerde görücüye çıktı ve Jacobs, Louise Vuitton için bugüne kadar ki en pahalı projeyi hayata geçirmiş oldu. Jacobs bu çalışmayı oldukça önemsiyor olmalı, zira sadece bu koleksiyon için bir web sitesi bile hazırlamış. www.louisvuittonkusama.com adındaki sitede Jacobs’un Japonya’daki galeride Kusama’yı ziyaret edişini ve koleksiyon fikrini anlatan bir video, Kusama’nın hayatını anlatan başka bir video ve koleksiyonun detaylarına dair bilgiler var.

Aslında bu koleksiyon bir sanata destek işine dönüşmüş. Çünkü marka Kusama’nın Tate Galeri’deki sergisine de destek veriyor. Hazırlanan koleksiyonda ise çok fazla parça kullanılmış. Sadece çanta ve elbise değil, özellikle ayakkabı, bilezik, fular, saat, gözlük, eşarp, minik el cüzdanlarına kadar birçok farklı parçaya taşmış puantiyeler. Böylece markanın o dudak uçuklatan pahalı çantalarına sahip olamasanız da, minik bir aksesuarla tasarımcının işlerinden bir hatıraya sahip olabiliyorsunuz. Kullanılan renkler ise tam da beklenen gibi. Kırmızılar ve sarılar her zamanki gibi yoğun.

Zaman