Kezban Karagöz’ün yazısı
Moda dünyası, her sezon yeni akımlarla vitrinlerini değiştirir. Yeni sezon demek aynı zamanda yeni desenler, yeni kumaşlar, yeni stiller demek. Fakat bazı şeyler var ki mevsimler gelip geçse de dolabımızdan eksik olmaz. Son iki yıldır kendini daha sık gösteren kot kumaşı dediğimiz denim parçalar, 2012 yazında tam anlamıyla altın günlerini yaşıyor.
Kadın giyimden erkek giyime hatta çocuk giyimine kadar birçok koleksiyon denim kumaşlardan nasibini almış. Genelde denim konusuna odaklanmış markalar dışında özellikle bu yaz klasik giyim markaları da denim kumaşlara yer veriyor. Bu durum haliyle denimi hafta sonu kıyafeti olmaktan çıkarıp bütün hafta giyilebilecek bir ürün olmaya taşıyor. Örneğin çalışan kadın için klasik stiller üzerine yoğunlaşan Fabrika, ceketlerine denim parçalar eklemiş. Denim üreticilerinin Texbrige Kumaş Fuarı’nda geniş metrekarelere yayılan sergileme alanları ise Türkiye’nin denim konusunda modanın nabzını tutacağının ipucunu veriyor.
Yazın desen zenginliğini denimle bütünleyin
Bu yaz kumaşlar hem çok renkli ve desenli hem de farklı dokularla karşımıza çıkıyor. Bu renklilik ve desen zenginliğini en iyi dengeleyen kumaşların başında denim geliyor. Hem pastel tonlarla hem canlı renklerle kullanma fırsatı sunuyor. Sezonun etnik desen eğilimi ise alternatif kullanım alanlarından bir diğeri. Denim kumaşları sezonun ipekli ve bol desenli kumaşlarıyla bir arada kullanmak en belirgin akımlardan biri. Çiçek desenli kıyafetleri denimlerle yan yana görüyoruz. Çoğu zaman buna bir de şal desen elbiseler ve bluzlar ekleniyor. Yazın uzun ve renkli şifon etekleri ve uzun elbiseleri de, kot ceketler ve gömleklerin bir numaralı tamamlayıcısı.
Tasarımcılar geçen sezon baştan aşağı denim parçalardan oluşan koleksiyonlar hazırlarken, bu yıl denimleri farklı kumaşlarla ve dokularla iç içe kullanıyorlar. Örneğin deri bir ceketi denim detaylarla görebiliyorsunuz, keten bir gömlekte denim yakalara rastlayabiliyorsunuz. Birbirine zıt kumaşları kullanmanın öne çıktığı yaz sezonunda özellikle ipek, dantel, şifon gibi kumaşlar denim parçalarla bir araya geliyor.
Gömlekler ön planda
Denim ürünler her zaman gündemimizdeydi. Fakat özellikle denim gömlek 2012 yazına damgasını vurmaya hazır. En lüks mağazadan pasajlara kadar modanın gündemindeler. Isabel Marrant imzalı, yamalı denim gömlek ise en fazla kendini belli eden model. Denim gömlekleri uzun, desenli etek ve elbiselerle bir arada kullanabilirsiniz. Rahat ve güçlü bir duruş sağlıyorlar. Modaya yön veren moda evleri, podyumlarda denim gömlekleri çoğu zaman parlak ya da bol işçilik gerektiren kumaşlarla harmanlamış. Günlük kullanımdan çok bir davete daha uygun. Uzun denim gömlekler ise bir başka öne çıkan model. Tunik şeklindeki gömlekleri pantolondan çok eteklerle kombinleyebilirsiniz. Erkek giyimde de özellikle klasik ceketlerin içinde denim gömlekler kullanılıyor.
Pardösü ve kaplar
Sezon başlarken birçok tesettür giyim markasının koleksiyonlarını inceleme fırsatı buldum. Tesettür giyim markaları denim konusundaki eğilimi koleksiyonlarına yansıtmışlar. Özellikle yaza uygun ince denim kumaşlarla hazırlanan pardösü ve kaplar konforlu bir giyim vaat ediyor. Farklı aksesuarların kullanıldığı denim pardösüler yıkama özellikleriyle de birbirinden ayrılıyor. Şehir hayatında oldukça rahat bir kullanım sağlayan bu tasarımlar aynı zamanda tatil ve yolculuk gibi zamanlarda da tercih sebebi.
Denim, sanata dönüşürse…
Denim denince dantelin ve romantik kumaşların tasarımcısı Özlem Süer’den bahsetmemek olmaz. Tasarımcı, Bossa kumaş için hazırladığı Jean D’art koleksiyonu ile bildiğimiz denim kumaşı bir sanata dönüştürmüş. Danteller ve şifonlar, ipekli kumaş her zamanki gibi koleksiyonda yer alıyor. Denimler dantellere, satenlere karışıyor ve karşınıza sofistike bir koleksiyon çıkıyor. Süer, sıra dışı kalıp ve yıkama teknikleriyle biçimlendirdiği koleksiyonuyla günlük hayata ait denim kumaştan bir davet koleksiyonu çıkarmış.
Zaman