Eskiden kadınlar şık olmak için ‘tam bir hanımefendi’ gibi, erkekler ise ‘beyefendi’ gibi giyinirdi. Ama günümüzde şıklık diye adlandırdığımız kavram değişti, zarifliğin yerini özgürlük çatısı altına sığdırılmaya çalışılan stil aldı. Reyhan Yazıcı’nın haberine göre, artık moda ve güzel giyimin kodları, spor giyim ya da diğer bir adı ile unisex kıyafetlerle anılıyor.
Çok değil birkaç yıl öncesine kadar şık giyinmek denilince hanım hanımcık kıyafetler akla gelirdi. Şıklık, zariflikle eşdeğerdi. En küçük detayına kadar birbiri ile uyum sağlayan giysiler adeta kadınların hanımefendiliğine vurgu yapıyordu. Şık bluzlar, kumaşı, kesimi, tasarımı ile birbirinden güzel eteklere eşlik ederdi. Keza ceketler, elbiseler de öyle… Pensleri, kupları, ayrıntıları ile erkeksi tarzdan ziyade kadınsı naifliği yansıtırdı. Kadın giyimi denilince, önce zarif görünüm akla gelirdi. Aksesuarı ile kesimleri, kumaşları, stili ve kombinleri ile… Kadınlar tam bir hanımefendi gibi giyinir, erkekler ise beyefendi gibi… Ama günümüzde şıklık diye adlandırdığımız kavram değişti, zarifliğin yerini özgürlük çatısı altına sığdırılmaya çalışılan stil aldı. Artık moda ve güzel giyimin kodları spor giyim ya da diğer bir adı ile unisex kıyafetlerle anılıyor. Cinsiyet ayrımı olmayan, yaş olgusunun pazarlama aracı olduğu, sözde dinamik, özde tekdüze kıyafetler bir zamanların hanımefendi, beyefendi kıyafetlerini tarihin tozlu sayfalarına itti.
Amerikalı tasarımcıların öncülüğünü yaptığı spor giyim modası lise kampüslerinden toplumun her katına ve her yaş grubuna yayıldı. "Genç isen kot pantolon ve tişört giymelisin" sloganı toplumun her kesimine "yeni akım" olarak kabul ettirildi. Pazarlama aracı olarak da genç, dinamik, özgür ve eşitlikçi kelimelerini moda deyimlerle süslediler. Bir zamanların bakımlı kadınları, yerini özgürlük ve feminist söylemleri ile tekdüze kıyafetlere ve hanımefendilikten uzak giysilere bıraktı.
‘Pratik işte’ deyip giyip çıktığımız kıyafetler çok geçmeden dolaplarımızı işgal etti. Eteklerin sıralandığı askılar kot pantolon rafları ile yer değiştirirken; birbirinden şık bluzların, kibar elbiselerin, nakışlı hırkaların yerini önceden sadece iç giyimde kullanılan penye tişörtler aldı. Artık işe giderken dahi kot pantolon, tişört giyer olduk. Günün yirmi dört saati giyebileceğimizi düşündüğümüz bu kıyafetlerle şık olduğumuzu zannediyoruz. Oysaki moda ve giyim, sosyal yapı ve kültür arasındaki ilişkileri fark etme konusunda küçümsenmeyecek bir önem taşımaktadır.
Orta yaş grubunun modayı yönlendirdiği dönemlere inat, "genç insanlar modayı yarattılar, yaşlılar da onları takip etti" dönemi her yaş grubunu esir aldı. Yıllar önce maden ocaklarında çalışan erkeklerin işçi kıyafeti olan kot pantolon, atlet iki binli yıllarda daha fazla rahatlık ve özgürlük imajı ile en şık hanımefendilerin dahi dolaplarını doldurdu. Tabii ne de olsa bu spor kıyafetleri giymek, iş kıyafetleri giymekten daha fazla postmodernist duyarlılık gösteriyordu. Reklamlarda, moda dergilerinde ve filmlerdeki kadın özgürlüğünün bir sembolü olarak görüldü kot pantolon, penye tişört, lastik ayakkabı kombini.
Moda, mükemmel bir tür pazarlama taktiği. Her yıl birkaç farklı koleksiyonun hazırlanması ve bunların takip edilmesi için o koleksiyonlara hikâyeler uydurulmasının altında yatan gerçek de budur. Günümüzde hanımefendi giyim dediğimiz şık eteklerin, zarif bluzların, hafif ökçeli pabuçların, abartıdan uzak asil kombinlerin unutulmasının da nedeni bu taktiktir. Kadınlar sözde özgürlük ile erkeksileştiriliyor, cinsiyetleri göz ardı edilerek tek tip olmaya itiliyorlar. Kadın kimliği, kıyafetlerden ya çok uzaklaştırılıyor ya da öyle abartılıyor ki, zarif olmaktan çok daha ötelerde anlamlar ifade ediyor. Kolay, pratik, moda, alışılmış, özgür kıyafetler, hanımefendi stili giysileri göz ardı etmemize neden oluyor. İşte, okulda, gezmede, her yerde aynı stil kıyafetleri giymek güzel giyinmek olarak algılanıyor.
Oysa bir hanımefendi, farklı yerlerde ortama uygun giyinmesini çok iyi bilir. Okulda giydiği kıyafetleri ile akşam davetlerine gidilmeyeceğini, çalışma hayatında işin ciddiyetine paralel kıyafet tercih etmesi gerektiğini, arkadaş ziyaretlerinde şık olmanın spor giyinmek olmadığını bilmelidir.
Kişiliksiz kıyafetlere mecbur değilsiniz
Evet, rahat giyinmek günümüz şartları ile adeta mecburiyettir. Ama bu mecburiyet hayatımızı kot pantolon ve penye bluzlara esir etmemelidir. Kendimize olan özenimizi tercih edeceğimiz kıyafetler ile vurgulamamız hanımefendi duruş için önemli bir adımdır. Victoria’n stili abartılı kıyafetlerden bahsetmiyorum… Bir kadına en çok yakışan şık eteklerden, rengi solmamış, yıpranmamış kaliteli kumaş pantolonlardan, zarif bluz, elbise ve ceketlerden bahsediyorum. Şimdiki gibi yıpratılmış hatta lekeli gibi duran kot pantolonlardan, üzeri sloganlarla dolu tişörtler, yamanmış gibi duran ama yüzlerce dolara satılan kıyafetlerden, cinsiyet özelliği olmayan tarzsız, kişiliksiz kıyafetlerden biraz uzaklaşmanın zamanı geldi.
Hanımefendilik tarih mi oluyor?
Bir bayan için en güzel giyim tarzı modanın ekonomik ve sosyal trendlerini yansıtan değil; gerçekten kişiliğinizi, cinsiyetinizi, ruhunuzun saygınlığını ifade edebileceğiniz kıyafetlerdir.