Giyinirken cesur değil stil sahibi olun!

Moda
Moda Tasarımcısı Niyazi Erdoğan, Uluslararası Woolmark Ödülü’ne aday oldu. İtalyan Vouge’unun yayın yönetmeni, Twitter’da ondan övgüyle bahsediyor. Moda tasarımına dedesinden ilham a...
EMOJİLE

Moda Tasarımcısı Niyazi Erdoğan, Uluslararası Woolmark Ödülü’ne aday oldu. İtalyan Vouge’unun yayın yönetmeni, Twitter’da ondan övgüyle bahsediyor. Moda tasarımına dedesinden ilham alıp erkek kıyafetleri tasarlayarak başlayan Erdoğan’a göre, Türk erkekleri giyim konusunda risk almıyor ve doğru giyinmiyor…

Niyazi Erdoğan 34 yaşında bir moda tasarımcısı. Tarsuslu. Aslında mimar. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde mimari eğitimini tamamladıktan sonra, mimarlık tarihi alanında yüksek lisans yapmış. Küçüklüğünden beri, modayla ilgili olan her şeye hayran. Erkekler için tasarlamayaysa dedesinden etkilenerek başlamış. İlk koleksiyonu ‘Ayna’yı da dedesine ithaf etmiş zaten… 2012-2013 Sonbahar/Kış Koleksiyonu ‘Gece’de ise birbirinden farklı erkek karakterler ilk kez bir araya gelmiş. Özellikle gece dışarı çıkarken, üzerinize geçirip gecenin en ‘cool’ erkeklerinden biri olmanız için yaratılmış kıyafetler…

Erdoğan şimdi de Avusturya yün endüstrisinin desteklediği, Uluslararası Woolmark Ödülü’ne aday. (Woolmark Ödülü’nün jüri üyeleri arasında, Fransız Modaevi Lanvin’in kreatif direktörü Alber Elbaz, İngiliz Vogue Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Alexandra Shulman, Alman Vogue Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Christiane Arp, ünlü modaevi DSQUARED2’in kurucuları Dean ve Dan Caten gibi isimler bulunuyor.)

İtalyan Vogue Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Franca Sozzani de Twitter’da övgüyle bahsettiği Erdoğan’ı yere göğe sığdıramıyor. Sinan Akçıl’dan Keremcem’e birçok ünlü ismin de tercih ettiği bu yetenekli tasarımcıyla, son koleksiyonunu ve Türk erkeklerini konuştuk…

Nerelisiniz?
Mersin, Tarsus doğumluyum. 34 yaşındayım ve ömrümün tam tamına yarısı İstanbul’da, diğer yarısı da Tarsus’ta geçti. Nereli olduğum mevzusu bu yüzden karışık. Bir İstanbul aşığıyım ama ne buralıyım, ne değilim.

Mimarlıktan erkek modasına nasıl yöneldiniz?
Modaya ilgim hep vardı. Tam olarak kestirmek zor ama her daim giyinmeyi ve giysileri sevdim. Erkekler için tasarım yapmak fikriyse ilk koleksiyonum ‘Ayna’yı hazırlarken ortaya çıktı. Doğduğum topraklara, dedeme atfen yaptığım koleksiyon, benim ve dedemin stilleri arasında köprü oluşturduğu için ister istemez erkek koleksiyonu ortaya çıktı.

Bir mimar, kıyafet tasarlarken daha mı farklı düşünür?
Moda tasarımına ilk başladığım zamanlarda bir mimar gibi düşünerek giysiler tasarlıyordum. Bunu bildiğim tek yöntem olduğu için böyle yapıyordum; ama fark ettim ki her iki alanda tasarım yapmak birbirinden çok farklı. Mimarlık çok daha nesnel, moda tasarımıysa öznel bir alan. Mimarlığın bana kattığı en büyük faydalardan biri iş disiplini ve projeni yönetebilme becerisi.
 

ESKİDEN DAHA İYİYDİ

Sonbaharda Niyazi Erdoğan erkeklerini, nasıl tasarımlar bekliyor?
2012-2013 Sonbahar/Kış Koleksiyonumun adı ‘Gece’. Erkekler için gece dışarı çıkarken giyecekleri giysiler hazırladım. İlk defa birbirinden farklı erkek karakterlerini bir araya getirdim. Koleksiyon ‘Her karanlık gecenin ardından bir gün doğar’ fikriyle ortaya çıktı. İstanbul-W Otel’de yapılan özel bir lansmanla moda severlerin beğenisine sunuldu. İlk defa kürk ve deri kullandım. Koleksiyon, tema ile bağlantılı olarak lacivert ve gri renklerinden oluşuyor. Baskılardaysa Kız Kulesi desenleri kullanıldı. Bu koleksiyona özel bir desen hazırladım.

Biraz da içinde bulunduğumuz yazdan söz edelim…
Bu yaz erkekler için çok renkli. Artık moda bir kaç sezondur karamsar halinden çıkıp renklendi. Renkli pantolonlar en gözde parçalardan. Ben de bu yaz satışta olan ‘Sünnet’ adlı koleksiyonum için çok renkli parçalar tasarladım.

Yaz gelince, slip mayoyu tartışmamak olmaz. Bir tasarımcı gözüyle, erkekler slip mayo         giymeli mi?
Burada önemli olan kişinin kendini rahat hissetmesi ve kendine güvenmesi. Fonksiyonel olarak slip mayo her zaman daha rahat ve yüzmeyi kolaylaştırıyor. Ben yaz koleksiyonum için hem slip hem de şort mayo seçeneklerini sunmayı tercih ediyorum.

Sizce Türk erkekleri giyim konusunda yeterince cesur mu?
Giyinirken cesur olmak gibi bir zorunluluk olduğunu düşünmüyorum. Önemli olan stil sahibi olmak. Kendi bedenini tanıyarak ona uygun giysiler seçmek. Bizde erkekler daha garantici diyebilirim. Risk almıyorlar ama doğru giyindikleri de söylenemez.

Peki, erkeklerimizin giyim konusunda sık düştüğü hatalar var mı?
Türk erkeklerinin en büyük sıkıntısı vücutlarını tanımaması ve yanlış bedenlerde giysiler seçmeleri. Geçmiş dönemlerde bunun daha az olduğunu görüyoruz; çünkü daha çok özel dikim giyiliyordu. Seri üretim markaların artmasıyla giyim kuşama zaten özen göstermeyen kesimde olanlar, yaptıkları yanlış seçimler yüzünden gülünç duruma düşebiliyorlar.

Bir erkek gardırobunun olmazsa olmazları neler?
Her zaman söylerim; siyah ceket, beyaz gömlek ve tişört, rins yıkama bir jean, siyah bağcıklı makosenler. Stil sahibi olmazsınız ama risk de almamış olursunuz.

Kendi giyim tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Bana yakıştığını düşündüğüm bir pantolon kalıbım var. Onun dışına pek çıkmıyorum. Bu pantolonlarımı, günlük hayatta tişört ve trikolarla kombinlemeyi severim. Davetlerdeyse vazgeçilmezim değişik kesimlerde gömlekler. Renk takıntım yoktur. Moduma göre değişir. ‘Smart casual-spor şık’ diyebiliriz.

TÜRK KADINI ABARTI SEVER
Bir erkek tasarımcı gözüyle, Türk kadınının giyim tarzı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’de kadınlar hem Akdeniz ruhunu hem de Anadolu kültürünü taşıdıkları için abartıya düşkünler. Abartı beraberinde cesareti getiriyor ama bazen kantarın topuzu fazla kaçabiliyor.

Uluslararası Woolmark Ödülü’ne aday gösterildiniz. Heyecanlı mısınız?
Bu yarışma için küçük bir kapsül koleksiyon hazırladım. Yünsa kumaşlarıma, Karaca da trikolarıma sponsor oldu. Sunumlar, 12 Temmuz’da Londra’da yapılacak. Türkiye’yi temsil ediyor olmanın verdiği sorumluluk ve gurur var doğrusu. Umarım başarılı bir sonuçla dönerim.

Moda dünyasının kadın koleksiyonu hazırlayan tasarımcılar için rekabet dolu bir ortam olduğu söylenir. Aynı şey erkek koleksiyonu hazırlayan tasarımcılar için de  geçerli mi?
Rekabet sektörün her alanında olmalı. Daha iyiyi üretmek adına çok önemli güdülerden biri. Her sezon, fikirlerden etkilenmemek için, kendi koleksiyonumu hazırladıktan sonra, mutlaka dünya erkek modasında neler oluyor incelerim.

KÜBALI ŞAİR İÇİN KOLEKSİYON

‘Şu kitaptan başlı başına bir koleksiyon çıkar’ dediğiniz bir eser var mı?
Kübalı şair-yazar Reinaldo Arenas’ın kendi hayatından yola çıkarak yazdığı, hatta 2000 yılında filmi de çekilen ‘Before Night Falls’ (Film, Türkiye’de ‘Karanlıktan Önce’ adıyla gösterildi) kitabı ve onun hayatından esinlenen bir koleksiyon hazırlayacağım.

İstanbul Moda Haftaları’na katılıyorsunuz. Nasıl buluyorsunuz?
IFW daha yolun çok başında olan bir organizasyon. Türkiye’de moda endüstrisinin oluşması adına atılan çok önemli adımlardan birisi. Her zaman çok büyük keyif ve heyecanla içinde oldum. Eminim çok daha iyi yerlere gelecek. Bunun için hem tasarımcılara hem de endüstrinin diğer parçalarına çok büyük görevler düşüyor.

70’LERİN İSTANBUL’U

2011-2012 Sonbahar/Kış Koleksiyonu’nuz ‘Dolmuş’ da çok ilgi çekmişti. Kahvehane ve berberde yapılan çekimler, ‘geleneksel Türk erkeği’ imajına uygun seçilmiş modeller… Ancak hazırladığınız kıyafetler bu mizansene göre daha farklıydı, sanki bir kontrast vardı…
‘Dolmuş’ koleksiyonumda amacımız, 1970’li yılların İstanbul’unu anlatan bir çekim yapmaktı. Tabii ki günümüze uyarlayarak. Dönemlerden ilham aldığınız bir koleksiyon yaptığınızda, tasarımların kostüme dönüşmemesi gerekiyor. O dönemin donelerinden ilham almış yeni bir koleksiyon olmalı. Bu da bahsettiğiniz kontrastı yaratıyor.

Akşam