Babasının stil danışmanı

Moda
New York’ta Moda Pazarlama ve Satın Alma eğitimi alan Terim, şimdilerde bir yandan kendi adıyla kurduğu markasını geliştirmeye çalışıyor, diğer yandan babasının stil danışmanlığını yapıyor. Teri...
EMOJİLE

New York’ta Moda Pazarlama ve Satın Alma eğitimi alan Terim, şimdilerde bir yandan kendi adıyla kurduğu markasını geliştirmeye çalışıyor, diğer yandan babasının stil danışmanlığını yapıyor. Terim’in en büyük hedefi ise dünyaya açılmak…

Eğitim için New York’a gitmeye nasıl karar verdiniz?
– Ben küçükken de süslü püslü bir kızdım. Liseyi bitirirken modayla ilgili bir şeyler yapmak istiyordum ama modanın daha çok yönetim alanında olmayı hayal ediyordum. İşletme mi okusam, moda eğitimi mi alsam karar veremiyordum. Sonra New York’a gitmeye karar verdim. FIT’te (Fashion Institute of Technology) dört sene Moda Pazarlama ve Satın Alma eğitimi aldım. Orada yaptığım stajlar da aldığım eğitim üzerineydi. New York, o kadar farklı ve büyülü bir dünya ki… Girdiğim dersler, eğitim aldığım profesörler, katıldığım seminerler ve yaptığım stajlarla bambaşka bir dünyanın içine girdim orada.

New York’a giderken beklentileriniz nelerdi?
– Ben dört yıllık normal bir üniversite eğitimi alırım diye düşünüyordum ama orada beklediğimden çok daha farklı bir eğitim aldım. Sokakta yürürken bile insanların üzerinde gördüklerim bir ders gibiydi benim için. Yine okulum sayesinde çok önemli markalarda staj yapma imkanı buldum.

New York’ta kalmayı düşünmediniz mi?
– Aslında düşündüm, dönmeyecektim. Bir sene çalışmak istedim orada, çalışma iznimi de almıştım. Sonra kararsız kaldım, dönüp Türkiye’de mi işimi kursam diye düşünürken kendimi burada buldum. İşimi de kurdum, şimdi iyi ki dönmüşüm diyorum. Kurduğum iş bana bir sürü yeni kapı açtı. Burada beni bekleyen şeyler varmış, sanırım onları hissetmişim.

NEW YORK’TA STİLİMİ TAMAMEN DEĞİŞTİRDİM

Eğitim sürecinde giyim tarzınız değişti mi?
– Tabii ki. Önceden daha az dikkat ediyor değildim ama kendime has bir stilim ve çizgim yoktu. Orada işin içine girince, stilimi tamamen değiştirdim.

Stilinizi nasıl tarif ediyorsunuz?
– Yerine göre spor, yerine şık, yerine göre fütüristik giyiniyorum. Abartı giyinmeyi sevmeyen ama farklılık yaratmayı seven biriyim. Moda olsun diye zorla giyinmem.

Burada iş kurduğunuzu söylediniz, yaptığınız işi biraz anlatır mısınız?
– İnternet sitem var; www.buseterim.com.tr. İki senedir blog yazıyordum, onu internet sitesine çevirdim. Hem İngilizce hem Türkçe yazılar yazıyorum. Aynı zamanda babama ve birkaç işadamına stil danışmanlığı yapıyorum. “Buse Terim” markamı kurumsallaştırdık, küçük bir ekiple çalışıyorum. Birtakım markalarla işbirliği yapıyoruz. Yaptığım her işten çok mutluyum.

BEN OLMASAM BABAM O ŞAPKAYI TAKMAZDI

Fatih Terim’e stil danışmanlığı yapmak kolay mı?
– Babama stil danışmanlığı yapmak tabii ki daha kolay, çünkü onun ne giyip ne giymeyeceğini kestirebiliyorum.

Babanızın stiline farklı şeyler kattınız mı?
– Stilinde bazı farklılıklar yaratmaya çalıştım. Yapmayacağı şeyleri yaptırdım aslında. Mesela bir şapka taktı, ben olmasam eminim o şapkayı takmazdı.

Özellikle stil danışmanlığını yapmak istediğiniz ünlü isimler var mı?
– Yurtdışındaki starlar her zaman hayalim. Yurtiçinde de Tarkan’ın stil danışmanlığını yapmayı çok isterim.

Tarkan’ın stiline neler katmak istersiniz?
– Şu anki stilini çok beğeniyorum. Ekstra ne katabilirim bilmiyorum ama şu an çok güzel bir tarzı olduğunu söyleyebilirim.

Daha önce bir Pamuk Prenses elbisesi tasarladınız, tasarımlarınızın devamı gelecek mi?
– Evet, tasarım yapmak istiyorum. Beş senelik planımda böyle bir şey var. Son olarak TOG Bazar için bir tişört tasarladım. Ama uzun soluklu bir tasarım yapıp marka çıkarmak, şu anki planlarım arasında yok.

EN BÜYÜK HAYALİM DÜNYA MARKASI OLMAK

Beş yıllık kariyer planınızda başka neler var, kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?
– Şu anda hayal ettiğim yerdeyim. Bu yolda çok daha emin adımlarla ilerlemek, markamla Avrupa’ya açılmak istiyorum. En büyük hayalim dünya markası olmak.

Belki ileride Galatasaray’ın formasını da tasarlarsınız…
– Yok, öyle hayallerim yok.

Blog’unuzda New York’ta yaşadığınız evin fotoğraflarını paylaştınız. Hayatınızı bu kadar açmak rahatsız edici olmuyor mu?
– Ben özel hayatımı paylaşmaktan rahatsız olmuyorum, çünkü blog’umu takip edenleri arkadaşım gibi görüyorum. Ayrıca onların benim paylaştıklarımdan bir şeyler alabilmesini istiyorum. Ablamın düğününden detaylar da paylaştım, çünkü insanlara yardımcı olmak istiyorum. Saklayacak bir özel hayatım yok zaten. Belirli bir sınır içerisinde her şeyi paylaşıyorum, paylaşmaya da devam edeceğim. Çünkü çok güzel geri dönüşler alıyorum.

Twitter’da olumsuz yorumlar da alıyorsunuz…
– Ben içten bir insanım ve oraya da içimden ne geliyorsa yazıyorum. Bu bazen yanlış anlaşılıyor, üzülüyorum ama yapabileceğim bir şey yok. Böyle şeyler olacaktır, çünkü çok farklı dünyalardan insanlar var.

“Babasının arkasına sığınıyor” yorumları hakkında bir şeyler söylemek ister misiniz?
– Orada bir yanlış algı var. Ben, Terim soyadıyla gurur duyuyorum. Ben bu soyadla varım ve buraya geldim. Bundan gocunmuyorum. Benim anlatmaya çalıştığım şey şu; ben hiçbir şey yapmadan babası sayesinde bir yerlere gelmeye çalışan biri değilim. Kendi işim var, eğitimim var, yapmak istediklerim var…

MORHIPO İÇİN MODELLİK YAPTI

Buse Terim, Morhipo.com için objektif karşısına geçti. Que koleksiyonundan seçtiği kıyafetlerle poz veren Terim, bu markanın fütüristik tarzını çok beğendiğini söyledi. Terim, sitede 23 Mayıs’ta başlayan dört günlük kampanyanın yüzü olduğu için çok mutlu olduğunu da sözlerine ekledi.

Hürriyet