Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürü İbrahim Özekinci, Süleymaniye Camisi’nin doğal akustiğiyle ilgili bir problem olmadığını belirterek, ”Süleymaniye’deki problem, cihazlardan kaynaklanan bir ses sistemidir, teknik bir sorundur. Doğal akustiği, teknik bir sesle kıyaslamaya çalışıyoruz ki, bu da son derece yanlış bir şey olur” dedi.
Özekinci, Süleymaniye Camisi’nin akustiğinin bozulduğu iddiasına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Süleymaniye Camisi’nin Mimar Sinan’ın yaptığı en önemli ve İstanbul siluetinin vazgeçilmez eserlerden biri olduğunu, restorasyonu tamamlanan caminin geçen yıl Kurban Bayramı’nda ibadete
yeniden açıldığını hatırlattı.
Bazı basılı ve görsel medyada Süleymaniye Camisi’nin akustiğinin restorasyon sırasında bozulduğu yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Özekici, şu bilgileri verdi:
”Restorasyonun her aşamasını medyayla paylaştık. Restorasyon sırasında ilk defa fil ayaklarında çinilerin, pandantiflerdeki farklı yazıların, is odasının bulunmasını ve kubbede bulunan hat yazılarındaki bir harfin eksik olmasını medyayla paylaştık. Camide ilk kez keşfettiğimiz bulgulardan biri de 256 adet simetrik küptü. Caminin içerisine bakan ve ağızlarında 15 santimetrelik genişlik olan küplerin, caminin akustiğinin sırrı olduğunu tespit ettik.
Restorasyon sırasında küplerin ağızlarının kapatıldığı ve cami içerisinde çimento kullanıldığı iddia ediliyor. Restorasyon sırasında caminin akustiğinin büyük bir ihtimalle bu küplerden kaynaklandığını söyledik ve içlerini mikro kameralarla kontrol ettik. Çatlak olan yerlerini onardık. Çalışma yürütülürken, küpleri
koruma noktasında büyük bir hassasiyet gösterdik. Süleymaniye Camisi’nde yapılan en önemli restorasyon, çimentodan arındırmadır. Süleymaniye Camisi’ni çimentodan arındırarak horasan harcına geri döndük. Horasan harcına da dönerken, orijinal horasan harçlarını bulup tahlillerini yaptırdıktan sonra kullandık.
Süleymaniye’deki problem akustik problemi değildir. Süleymaniye’deki problem, cihazlardan kaynaklanan bir ses sistemidir, teknik bir sorundur. Doğal akustiği, teknik bir sesle kıyaslamaya çalışıyoruz ki, bu da son derece yanlış bir şey olur. Doğal akustiği, ancak doğal bir sesle kıyaslayabilirsiniz. Doğal akustiği, mikrofon, cihaz, hoparlör sistemleri ve teknolojiyle karşılaştırıyorsunuz. Bu da doğru bir karşılaştırma değil. Caminin görevlileriyle de görüştüm, onlar da caminin akustiğiyle ilgili bir problem olmadığını, hatta Süleymaniye Camisi’nin ses sisteminin İstanbul’daki bir çok camiden çok daha iyi durumda olduğunu ifade ettiler.”
”Restorasyon sonrası ses cihazları değiştirildi”
Restorasyon sonrasında Süleymaniye Camisi’ndeki ses cihazlarının ve hoparlörlerin değiştirildiğini belirten Özekinci, ”Bu cihazlar teknik cihazlar olduğu için kullanım sırasında arızalar ortaya çıkabiliyor. Cami görevlilerinin talepleri doğrultusunda mikrofon yapıları değiştirilerek,
yeni hoparlörler eklendi” dedi.
Özekinci, İstanbul Müftülüğü’nün Süleymaniye Camisi’ndeki ses sistemleri ve akustik ile ilgili bir bilim kurulu kurduğunu, bu kurulun konuyla ilgili çalışma yaptığını belirterek, bu çalışmanın sonuçlarının Ramazan Bayramı’ndan sonra kamuoyuyla paylaşılacağının duyurulduğunu söyledi.
Süleymaniye Camisi’nin restorasyondan sonraki akustik durumu ve ses sistemiyle ilgili henüz bilimsel çalışmanın tamamlanmadığını dile getiren Özekinci, şunları kaydetti:
”Süleymaniye Camisi’nde
koruma amaçlı bir restorasyon yapıldı. Akustiğin bozulduğunu iddia edebilmek için bilimsel olarak ‘Camide aslında şu vardı, Vakıflar Genel Müdürlüğü bunu kaldırdı’ ya da ‘Aslında bu yoktu da Vakıflar Genel Müdürlüğü bunu sonradan ilave etti’ gibi yapısal bir değişiklikten söz etmek lazım. Biz böyle bir şey yapmadığımız gibi minimum müdahale, maksimum
koruma ilkelerine uyarak bu restorasyonu gerçekleştirdik. Süleymaniye Camisi’nin restorasyona başlanmadan önceki haliyle şimdiki arasında hiç bir fark yoktur. Aksine daha fazla iyileştirme sağlanmıştır. Belki daha yüzlerce yıl ayakta durmasının temelleri burada atılmıştır. Bu konuda spekülasyon yapmanın ne derece yersiz olduğu ortaya çıkıyor. İnşallah yapılan çalışmalar da bilimsel bir çalışma olarak objektif bir şekilde açıklanır, herkes de bunu öğrenmiş olur.”
”Selatin camilerinde yeterli teknik personel yok”
Selatin camilerinde görevlendirilecek müftülüklere bağlı yeterli teknik personelin olmadığına değinen Özekinci, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak restorasyonlarımızı tamamladıktan sonra camilerimizi müftülüklerimize teslim ediyoruz. Ama maalesef müftülüklerimizin elinde yeterli teknik personel yok. Hatta bu konuyla ilgili geçen aylarda İstanbul Müftülüğü’ne bir yazı gönderdik. Restorasyon sırasında ses, ışık, yangın ve alarm sistemlerini kurduk,
yeniledik. Bu sistemleri farklı kişiler kullandığı zaman bozulabiliyor. Selatin camilerinin teknik işlerinin tek elden yürütülmesiyle problemlerin önlenebileceğini söyledik. Selatin camileriyle ilgili müftülüğümüzce özel bir çalışma yürütülmesi gerekiyor. Klima, ses sistemi, elektrik, güvenlik kameralarıyla ilgili teknik bir personelin görevlendirilmesi halinde bu tür teknik arızalar daha az yaşanır diye düşünüyorum.”
AA