Amerika’da yapılan uzun süreli bir çalışma, kişilerin yaşlandıkça daha mutlu ve duygusal açıdan daha dengeli bir hale geldiğini öne sürüyor.
Stanford Üniversitesi’nden psikoloji profesörü Laura Carstensen, insanların ilerleyen yaşla beraber duygusal açıdan daha dengeli ve sorundan çok çözümlere odaklanan, üretken bir yaşam tarzına doğru kaydıklarını ortaya koyuyor.
Carstensen ve ekibi, 1993 ve 2003 yılları arasında 18 ila 94 yaşları arasındaki 180 kişiyi takip etmişler. İlerleyen yıllarla birlikte ölenlerin yerine yeni kişiler de eklenmiş. Her beş yılın sonundaki bir haftalık süre içinde tüm deneylere taşıdıkları çağrı cihazları vasıtasıyla sorular gönderilerek, nerede olurlarsa olsunlar cevaplamaları istenmiş. Sorularsa, kişinin herhangi bir zaman içinde ne derece mutlu, hoşnut ve huzurlu olduğunu anlamaya yönelik olarak tasarlanmışlar.
Daha önceki bazı çalışmaların da benzer bir korelasyonu ortaya koymasına karşın Carstensen’in Amerikan Psikoloji Birliği’nin çıkarmakta olduğu ‘Psychology and Aging’ dergisinin son sayısında yayınlanan çalışması, belirli bir grup uzun süreli olarak ilk defa izlendiği için oldukça önemli.
Araştırmacılar yaşla beraber gelen mutlulukta, kişinin zamanla ekonomik açıdan daha refah bir düzeye erişmesinin de payı olup olmadığını göz önüne almayı ihmal etmemişler. Carstensen bulgularının bunu desteklemediğini veya kişinin nerede ve ne zaman doğduğunun da bir önemi olmadığını söylüyor: “İnsanlar yaşlılıkla beraber basitçe daha mutlu bir hale geliyorlar. Daha dengeli bir duyarlılığa sahip oluyor ve duygusal problemlerle oldukça başarılı bir şekilde başa çıkabiliyorlar. Kişilerin olaylara karşı olumsuz yaklaşımlarında, daha genç oldukları döneme göre belirgin bir azalma dikkati çekiyor.”
Gençler ve ergenler, iş yaşamları ile ilişkilerinde düş kırıklığı, endişe ve hüsranı oldukça yoğun bir şekilde tecrübe ederken, yaşlılar hayatın getirdiği başarı ve fiyaskolar karşısında daha dengeli ve barışıklar. Diğer bir ifadeyle, stres içinde oldukları durumlar çok daha az.
Çalışmaya göre insanlar yaşlandıkça ölüm hakkındaki farkındalıkları artıyor. Mutluluk verici bir anın tecrübe edilmesi genellikle yaşamın ne derece kırılgan ve sonlu olduğu düşüncesini de beraberinde getiriyor. Kendisi de 56 yaşında ve eskiye oranla daha mutlu olduğunu belirten Carstensen’e göre bu durum oldukça sağlıklı bir duygusal yapının işareti.