Rengârenk kıyafetleri, altın takıları ve renkli başlıklarıyla sanki Türkiye dışında farklı bir coğrafyada yaşıyorlar. Gülen yüzleri ve neşeli tavırlarıyla yıllardır bölgeye yüzlerce yerli ve yabancı turist çekiyorlar.
Onlar, Muğla‘nın Milas ilçesinde yaşayan Çomakdağlı kadınlar. Yaklaşık 500 yıllık geçmişe sahip gelenek ve göreneklerini yaşatmak için günlük yaşamlarında ipekten kıyafetler giyiyor, altın takılar takıyorlar. Yazın 40 derece sıcakta bile tepeden tırnağa kat kat kumaşlardan oluşan kıyafetlerini çıkarmıyorlar. El dokuma giysileri ve başlarına taktıkları çiçeklerle köye gelen ziyaretçilerin ilgi odağı olan kadınlar, 4-5 gün süren yöresel düğünlere renk katıyor. Kültürlerini gelecek kuşaklara aktarmak için mücadele veren kadınların kendi elleriyle dokuduğu, boyadığı düğün kıyafetlerinin maliyeti ise 2 bin lirayı buluyor.
Köylü kadınlardan 73 yaşındaki Meryem Turgut, atalarından miras kalan gelenek ve göreneklerini yaşatmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Bu kültürü devam ettirmek için köyümüzde daha çok kadınlar uğraşıyor. Kıyafetlerimizin yanı sıra başımıza taktığımız çiçeklerin de anlamı var." diye konuşuyor.
Emine İlkay da kadınların günlük yaşamlarında eski kıyafetleri giymeyi tercih ettiklerini belirterek, "Köyümüzde okuma yazma oranı da yüksek. Artık kız çocukları daha çok okula gönderiliyor. Bu konuda da özellikle kadınlar mücadele ediyor." diyor.
Çomakdağ köyü muhtarı Yaşar Yılmaz’ın eşi Emine Yılmaz ise sıcak havalarda bu kıyafetleri giymenin çok zor olduğunu söylüyor. 40 derece sıcağın altında bile bu fedakarlığı severek yaptıklarını anlatan Yılmaz, şöyle konuşuyor: "Biz çocuklarımıza da hem özel günlerde hem de düğünlerde yöresel kıyafetler giydiriyoruz. Giysilerimizin daha uzun ömürlü olması için dolap ve sandıklarımızda bezlerin arasına sararak saklıyoruz. Yöresel kıyafetlerimizin dokumasını ve boyamasını ipek böceğinden kendimiz yapıyoruz. Boyasını hazırlarken de kök boyası kullanıyoruz. Giydiğimiz kıyafetler normalde çarşıda bulunmayacak kıyafetler."