İthal Et Korkusu

Doğal Yaşam
İthal edilen kırmızı et ve canlı hayvanlarda hastalık riski tartışmaları devam ederken Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürü Muzaffer Aydemir, ithalat edilen canlı hayvanlarla, k...
EMOJİLE

İthal edilen kırmızı et ve canlı hayvanlarda hastalık riski tartışmaları devam ederken Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürü Muzaffer Aydemir, ithalat edilen canlı hayvanlarla, kırmızı ette hastalık riskinin bulunmadığını bildirdi.

Aydemir ”hayvansal yem yedirilmediğinden emin olduğumuz ve hangi çiftlikte doğduğunu, kayıtlarıyla, annelik bilgileriyle, her türlü doğum ve sağlık sertifikalarıyla kontrol ettiğimiz hayvanları kasaplık, besilik ve damızlık olarak ithal ediyoruz” dedi.

Koruma ve Kontrol Genel Müdürü Aydemir, yaklaşın Kurban Bayramı nedeniyle ithal edilen kırmızı et ve canlı hayvanlarda hastalık riski bulunup bulunmadığına ilişkin tartışmaların yeniden gündeme gelmesi üzerine A.A muhabirinin bu konudaki sorularını yanıtladı.

Gerek Trakya üzerinde, gerekse AB ile diğer ülkelerden ithal edilen kırmızı et, besilik, damızlık, kasaplık hayvanlarda hiçbir hastalık riski bulunmadığını belirten Aydemir, ithalat yapılan ülkelerde görevlendirdikleri resmi veteriner hekimler aracılığıyla gerekli kontrollerin bu ülkelerde yapıldığı gibi gümrük kapılarında da çok sıkı önlemler aldıklarını, bu nedenle en küçük bir gözden kaçmaya izin verilmediğini anlattı. Aydemir, ”İthal edilen canlı havanlarda ve kırmızı ette hiçbir hastalık riski yoktur” dedi.

”Yani ithal edilen hiçbir hayvan deli dana riski taşımamaktadır ve bir kilogram kırmızı et dahi deli dana, hormon ve kalıntı testlerinden geçmeden ülkemize sokulmamaktadır” diyen Aydemir, gümrüklerdeki taze soğutulmuş etle ilgili aldıkları önlemlerin bu tür etlerin raf ömrünün kısa olmasından kaynaklandığını bildirdi. Bu etlerin ithalatında dikkat ettikleri konulara ilişkin de bilgiler veren Aydemir, taze soğutulmuş etin yüklenmiş oldu ülkede alınan önlemlere ek olarak bu etlerle ilgili belgelerin eksiksiz olması gerektiğini söyledi. Aydemir, ayrıca ithalatın yapıldığı ülkenin bu etlerin sağlıklı olduğunu tam garanti etmesi gerektiğini, yine gümrüklerde görevlendirdikleri veteriner hekimlerin klinik muayeneleriyle bu konudaki her türlü gözlem ve incelemeleri sonunda bu etlerin sağlıklı olduğunun tespit edilmesi üzerine Türkiye’ye girişine izin verildiğini anlattı.

Kırmızı ette Deli Dana testinin mezbahada yapıldığını ve bu hastalığı taşımadığı kesin olarak teyit edilmiş olan kırmızı etlerin ithal edildiğini ifade eden Aydemir, canlı hayvan ithalatında aldıkları önlemlerin kırmızı ette aldıklarından daha sıkı olduğunu bildirdi. Çünkü canlı hayvanlarda Deli Dana hastalığı yönünde test yapmanın mümkün olmadığını anımsatan Aydemir, bu yüzden kasaplık, besilik ve damızlık hayvan ithalatı yaptıkları ülke sayısının kırmızı ettekinden daha sınırlı tutuklarını söyledi.

Canlı hayvan ithalatında Dünya Hayvan Sağlık Teşkilatı‘nın bilimsel kriterlerinin yanı sıra ihmal edilebilir risk grubu içerisinde saydığı ülkelerden ithalat yapıldığını bildiren Aydemir, kasaplık canlı hayvanların bir hafta içerisinde kesilmesi zorunluluğu bulunduğunu ve bu hayvanların kesiminin birinci sınıf mezbahalarda yapıldığını bildirdi. Aydemir, söz konusu hayvanların kesim öncesi ve sonrası muayenelerinin yapıldığını risk materyallerini oluşturan lenf nodülleri, bağırsağın ilgili bölümleri, sinir doku ve kafatasının hastalık taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın imha edildiğini bildirdi. Aydemir, şunları kaydetti:

”İthal ettiğimiz etlerde Deli Dana Hastalığı yüzde sıfır, milyonda sıfır. Niye? Çünkü bununla ilgili bütün tedbirleri almış durumdayız. Avrupa’da şu anda Deli Dana görülen vakaların yaşları 10-11-12 arasındaki sığırlar. AB 2000 yılından itibaren tüm sığır ve koyunlarına hiçbir çiftlikte hayvansal kökenli yem yedirmiyor. Bu yemlerin yedirilmesi yasaklandı. Ve biz hayvansal yem yedirilmediğinden emin olduğumuz ve hangi çiftlikte doğduğunu, kayıtlarıyla, annelik bilgileriyle, her türlü doğum ve sağlık sertifikalarıyla kontrol ettiğimiz hayvanları kasaplık, besilik ve damızlık olarak ithal ediyoruz.

Bu ithalatı yaparken öncelikle söz konusu ülkenin resmi hükümet yetkililerinin, veteriner otoritelerinin, resmi onayını istiyoruz. İkincisi, ithalat yapılan çiftliğin sağlıklı olmasını istiyoruz. Üçüncüsü ise o ülkenin Dünya Hayvan Sağlık Teşkilatı tarafından ihmal edilebilir risk, yani (korkmayın bu ülkede Deli Dana Riski yoktur) dediği ülkelerden ithalat yapıyoruz. Bu ülkeler hangileri? İsveç, Norveç, Avustralya, Uruguay. Bu ülkelerde Türkiye’yi tehdit edecek herhangi bir hastalık ve Deli Dana hastalığı yok. Niye ben Hollanda’dan, Almanya’dan, Fransa’dan damızlık ithal etmiyorum. İşte bu kaygılardan dolayı. Yine Hollanda, İspanya İtalya’yı da ithalata açmadık. Sadece kırmızı ette açıldı. Çünkü test yapıyorum ve hastalık olup olmadığını yüzde 100 tespit edebiliyorum. Ve tüm risk materyallerini de o ülkede bırakarak imha ediyorum. Deli dana hastalı bulunmadığını kesin raporlarla teyit ettikten sonra ithalat yapıyoruz.”