Uluslararası Çalışma Örgütü‘nün (ILO) çocuk işçiliğine ilişkin raporu, kısmi gerilemelere rağmen çocuk işçiliğinin can yıkıcı bir biçimde sürdüğünü ortaya koydu.
Alınan bilgiye göre, ILO İşte Temel Haklar ve Prensipler Deklarasyonu’nun takibi çerçevesinde hazırlanan küresel raporda, dünyada 5-17 yaş arası 1 milyar 586 milyon çocuk bulunduğu belirtildi.
Rapora göre, 2008 itibariyle 5-17 yaş arası çocukların 306 milyonu istihdam içinde ve bir işte çalışıyor. Bu rakam 2004 yılında 323 milyondu. 2004-2008 arasında istihdam içinde yer alan çocuk sayısı 17 milyon geriledi. Bu gerileme yüzde 5,3’e denk geliyor. Ancak dünya ölçeğinde hala çalışan çocuk oranı yüzde 19,3. Bir başka deyişle her 100 çocuktan 19’u çalışıyor.
5-17 yaş arasında olan ve istihdam içinde yer alan çocukların bir kısmının çalışmasına, ILO sözleşmeleri ve ulusal yasalar izin veriyor. 2008 yılı itibariyle çalışan 306 milyon çocuktan 91 milyonunun çalışması ulusal yasalara ve ILO sözleşmelere uygun. Ancak 215 milyon çocuğun çalışması, ILO sözleşmelerine aykırı ve bu çocuklar ‘çocuk işçi’ kapsamında değerlendiriliyor. 2008 yılında Dünya ölçeğinde çalışması yasak olmasına rağmen çalışan çocuk oranı tüm çocuklar içinde yüzde 13,6. Bu oran 2004 yılında yüzde 14,2’ydi. Her ne kadar çocuk işçi sayısı ve oranı düşüş içinde olsa da dünyadaki her 100 çocuktan 14’ü çocuk işçi.
TEHLİKELİ İŞLERDE ÇALIŞIYORLAR
Rapora göre, 5-17 yaş arası çalışan çocukların 115 milyonu tehlikeli işlerde çalışıyor. Tehlikeli işler aynı zamanda çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerini ölçerken bir araç olarak kullanılıyor. Bu tehlikeli işlerde çalışan 115 milyon çocuğun 53 milyonu 15 yaşından küçük. Bununla birlikte tehlikeli işlerde çalışan çocukların sayısındaki düşüş 2004-2008 yılları arasında yüzde 10,2 oranında gerçekleşti.
5-17 yaş arası çocuklar arasında çalışan çocukların oranı Asya-Pasifk bölgesinde yüzde 20,4, Latin Amerika ve Karayipler’de yüzde 13,4, Sahra Altı Afrika’da yüzde 32,8, diğer bölgelerde ise yüzde 8,4.
Çocukların çalışması, Asya-Pasifik bölgesi, Latin Amerika ve Karayipler’de düşerken, Sahra Altı Afrika’da artıyor.
KIZLARDA AZALIYOR, ERKEKLERDE ARTIYOR
Kız çocukları açısından ciddi bir düşüş söz konusu iken erkek çocuklar ve 15-17 yaş arası çocuklarda çocuk işçiliği artıyor.
Dünya ölçeğindeki 5-17 yaş arası kız çocuklarının yüzde 16,9’u, erkek çocuklarının ise yüzde 21,4’ü çalışıyor. Tehlikeli işlerde çalışan kız çocuklarının toplam kız çocukları içindeki payı yüzde 5,4 iken erkek çocuklarında bu oran yüzde 9.
5-17 yaş arası çalışan çocukların yüzde 60’ı tarım, yüzde 25,6’sı hizmetler, yüzde 7’si sanayide çalışırken, yüzde 7,5’inin çalıştığı sektör tanımlanamadı.
Bu yaş aralığındaki çocuk işçilerin yüzde 67,5’i ücretsiz aile işçisi, yüzde 21,4’ü ücretli çalışan, yüzde 5’i kendi hesabına çalışan statüsünde, yüzde 6’lık dilimin hangi statüde çalıştığı ise belirlenemedi.
‘ÇOCUKLUKLARINI KAYBEDEREK BÜYÜYEMEZLER’
ILO Genel Direktörü Juan Somavia, rapora ilişkin değerlendirmesinde, çocuk işçiliği sorununun önüne geçilmesi ve çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin ortadan kaldırılması yolunda önemli mesafe katedildiğini belirterek, çocuk emeğinin kullanımının düşüşte olduğuna dikkat çekti.
Kamuoyunun çocuk emeğine ilişkin farkındalığının arttığını belirten Somavia, artık bu konuda kayıtsızlık ve inkarın mümkün olmadığını ifade etti.
2016’ya kadar çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin ortadan kaldırılmasının amaçlandığını vurgulayan Somavia, küresel ekonomik krizin çocuk işçiliği ile mücadele konusunda da kaygı yarattığını dile getirdi.
Somavia, küresel krizin bu amaca ilişkin azalan heves ve eyleme gerekçe olarak gösterilemeyeceğini ifade ederek, krizin, insanlar, iktisadi toparlanma ve sürdürülebilir gelişme için yapılan çalışmalara ilişkin siyasal önlemlerin uygulanmasında bir fırsat yarattığını kaydetti.
Krizle birlikte artan riskler karşısında çocuk işçiliği ile mücadelenin daha da önem kazandığını belirten Somavia, şunları kaydetti:
‘Çocuk işçiliği, çocuklar için bir hayatta kalma meselesidir, dünya çocuklarına karşı olan sorumluluğumuzdan vazgeçemeyiz. Çocuk emeğinin olmadığı bir dünyanın mümkün ve erişilebilir olduğuna ilişkin inancımızı yeniden ileri sürmeliyiz. Dünya, 215 milyon çocuk, çocukluklarını ve daha iyi bir gelecek şanslarını kaybederken büyüyemez. İstekle birlikte, daha iyi ve daha çok yapmanın araçları da ortadadır.’