İstanbul Kovid-19’a karşı elde ettiği başarıyla sembol şehir olmaya aday

Çevre
Türkiye’de yeni tip koronavirüse karşı verilen büyük savaşın başşehri olan İstanbul tüm dünyanın da gözlerini çevirdiği şehirler arasında yerini aldı. Türkiye‘de yeni tip koronavirüse (Kov...
EMOJİLE

Türkiye’de yeni tip koronavirüse karşı verilen büyük savaşın başşehri olan İstanbul tüm dünyanın da gözlerini çevirdiği şehirler arasında yerini aldı.

Türkiye‘de yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı verilen büyük savaşın başşehri olan İstanbul, etkin yatak sayısı ve yoğun bakım kapasitesi, üst düzey teknolojiyle donatılmış hastaneleri, hem sahada hem de sağlık üslerinde görev alan tecrübeli ve donanımlı her kademeden personeli ile başarının sembolü haline gelirken, tüm dünyanın da gözlerini çevirdiği şehirler arasında yerini aldı.

Çin’in Vuhan kentinde ilk kez 2019’un Aralık ayında görülmesinin ardından büyük bir hızla tüm dünyaya yayılan ve birçok ülkede adeta sağlık sistemlerinin çökmesine neden olan Kovid-19, Türkiye’de erken dönemde alınan önlemler sayesinde ilk kez 11 Mart’ta görüldü.

Salgına karşı ülkede ilk vakanın görüldüğü bu tarihten çok daha önceye dayanan tedbir ve hazırlıklar, pandemiyle mücadelenin belki de en önemli ayağını oluşturdu.

Bu kapsamda ülke içinde en çok vakanın görüldüğü kent olan İstanbul, aslında verilen mücadelenin de simge şehirlerinden biri haline geldi.

Küresel soruna karşı ulusal bir strateji geliştirilen Türkiye’de pandemiye karşı verilen büyük savaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca koordinasyonunda hem saha hem de hastane içinde görev alan her kademeden sağlık çalışanının büyük fedakarlıklarıyla sürdürülüyor.

Bu kapsamda İstanbul, etkin yatak sayısı ve yoğun bakım kapasitesi, üst düzey teknolojiyle donatılmış hastaneleri, tecrübeli ve donanımlı her kademeden sağlık personeliyle başarının sembolü haline gelirken, tüm dünyanın da gözlerini çevirdiği dünya şehirleri arasında yer alıyor.

“Türkiye’nin sağlık anlamında geleceği çok daha iyi olacak”

İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, AA muhabirine, Türkiye’nin pandemiye karşı verdiği sınavda başı çeken İstanbul’un salgınla mücadelesini değerlendirdi.

Memişoğlu, İstanbul’u 2023’te sağlıkta da dünyanın başşehri yapmak istediklerini belirterek, “Ben Kovid-19 salgınının ülkelerin sağlık sistemlerinin hem ne kadar sosyal hem ne kadar kuvvetli olduğunu gösteren bir test olduğunu düşünüyorum. Bu testi biz şu anda de en iyi şekilde, başarıyla geçmekteyiz. Dünyanın bütün toplumları Türkiye’nin bu başarısını gıptayla seyretmekte. Bu başarının esasında uzun bir süreci var. Çünkü sağlıkta dönüşüm ile Türkiye, hem fiziki altyapısını hem herkese ulaştırılabilir sağlık sistemini kurdu. Bunun da en iyi testi bugün salgında görülmekte.” diye konuştu.

Sürecin, ülke insanının, özellikle sağlıkçıların ne kadar özverili olduğunu gösterdiğini aktaran Memişoğlu, şöyle devam etti:

“Hepsine ben minnet duyuyorum. Sadece yönetici olarak değil, Türk toplumunun bir ferdi olarak bu kadar özveriyle çalışan sağlıkçılara minnet ve teşekkürlerimi arz ediyorum. Çok daha iyi olacağımızı düşünüyorum. Bu salgından sonra daha çok çalışıp, daha iyi yerlere geleceğimizi düşünüyorum. Bu durum sağlık sistemimizin ne kadar kuvvetli olduğunu ispatladığı için de özgüvenimiz daha da arttı. Onun için de açıkçası, Türkiye’nin sağlık anlamında geleceğinin çok daha iyi olacağını öngörüyoruz.”

“Virüs gelmeden virüsü yönetme planlandı”

İlk vakadan itibaren bu süreci çok rahatlıkla yönetmeye başladıklarını dile getiren Memişoğlu, “Çünkü hem fiziki altyapılarımız hazırdı hem de insan gücümüz buna yeterliydi. Ama şunu da net söyleyeyim, hep önce, proaktif hareket ettik. Yani daha virüs gelmeden, biz virüsü nasıl yöneteceğimizi planlamıştık. Bu bize büyük bir avantaj sağladı.” dedi.

Memişoğlu, salgının şiddetine ve derecesine göre hangi hastaneleri açacaklarını da daha önceden planladıklarını anlatarak, yeni ismi Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi (Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi) ile Marmara Üniversitesi Pendik Başıbüyük Eğitim ve Araştırma Hastanesinin açılış tarihlerinin öne çekildiğini, ardından Başakşehir İkitelli Şehir Hastanesinin ilk etabının hizmete alındığını hatırlattı.

Tüm bunların yanında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından, şu anda biri Sancaktepe’de, diğeri ise Atatürk Havalimanı Yerleşkesinde inşa edilen “Çok Amaçlı Acil Durum Hastaneleri”nin hayata geçirilmesi talimatının verildiğini aktaran Memişoğlu, şöyle devam etti:

“Bir mucize gerçekleştiriliyor orada ve 45 günde bitecek bu hastaneler. Bunlar Türkiye’nin gücünün, sağlık altyapısının ve sağlığa ne kadar önem verildiğinin ispatlarından bir tanesi. Bizim için her şeyden önemlisi insanlarımız. Bu konuda da Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, Bakanlığımız her türlü desteği veriyor. Onların talimatları doğrultusunda da gerçekten Türkiye ne kadar güçlü olduğunu, insan söz konusu olunca ülkenin her türlü kaynaklarının insanlarımız için harcandığını, en iyi hizmeti sunmak için herkesin özveriyle çalıştığını dünya görmüş oldu. Bu sadece bizim ülke olarak değil, medeniyetimizin ne kadar insani olduğunu gösteren esasında bir ispat demek. İnşallah bu hastaneleri de kısa bir süre içerisinde milletimizin hizmetine sunacağız. ”

“1 Haziran’dan sonra bazı hastaneler normale dönecek”

İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu, normalleşme sürecinin de planlanmaya başlandığını dile getirerek, şöyle devam etti:

“1 Haziran’dan sonra bazı hastanelerimiz normale dönecek. Bu konuda insanlarımıza şunu özellikle belirtmek istiyorum, salgın ve vakanın oluşmasıyla ilgili iyi bir yönetim sergilediysek ve başarılı şekilde bu süreci yönetiyorsak, bunun çıkışının da iyi yapılması gerekiyor. Pandemi dediğimiz salgınlar sadece sağlıkçıların yöneteceği işler değiller. Bütün toplumun buna ortak olması gerekiyor. Hala izolasyona devam etmemiz gerekiyor. Sosyal mesafelerimizi korumamamız gerekiyor. Pandemi, tam olarak bitmiş değil. Onun için biz bu süreci beraber yaşayacağız toplumla. Özellikle acil ve kanser hastalarımızın rutin olarak tedavilerine devam ediyoruz. Bunun haricinde olacak vakaları da inşallah planlamalar doğrultusunda topluma duyuracağız nasıl yöneceğimizi. Ama acil bir hastalığı olan herkese şu anda pandemiyle beraber de olsa hizmet verebiliyoruz. Bunun örneğini özellikle kadın doğum ve kalp damar cerrahisi hastanelerimizde görebiliriz. Buralarda pandemi yönetimini yapmadık.”

Memişoğlu, bazı hastanelerde tamamen pandemiye yönelik hizmet verilirken, bazılarının kendi içinde bölünmeyle diğer sağlık sorunu olan vatandaşlara da hizmet verebildiğini söyledi.

Salgınla mücadelenin hala devam ettiğine işaret eden Memişoğlu, “Zoru yapıp kolayda sıkıntı yaşamamamız lazım. Şu anda Türk toplumu ve bizler zoru başırdık. Esas kolayı da başarmak lazım. Onun için toplumun rehavete kapılmaması gerekiyor. Özellikle bayram sonuna kadar yine evde kalmamız gerektiğini düşünüyorum. İnsanların bu hususta daha hassas olmasını bekliyoruz. Bu iş tam bitmedi. Bu konuda tabii ki iyi yerdeyiz. Salgını kontrol altına aldık ama bitirmedik. Bittiği zaman zaten herkesin normal yaşantısına dönmesi için Bakanlığımızın Bilim Kurulu bu konudaki önerilerini sunacaktır. Maskeyi, izolasyonu, teması mümkün olduğu kadar tutacaklar.” diye konuştu.

Sahanın kahramanları: filyasyon ekipleri

Kemal Memişoğlu, kentte yürütülen filyasyon çalışmalarına da değinerek, filyasyon ekipleriyle vakaların temaslı oldukları kişileri bulup, onların da izolasyonlarını sağladıklarını vurgulayarak, “Bu konuda bu kadar emeğin, çabanın karşılığında da toplumun izolasyona devam etmesini bekliyoruz.” dedi.

Memişoğlu, filyasyonun bir ülkenin sağlık sisteminin ne kadar sosyal olduğunu gösteren bir çalışma olduğunu belirterek, bu hizmetin tamamen ücretsiz yapıldığını aktardı.

Pandemi sürecinde ilaçların da dahil olmak üzere verilen tüm hizmetlerin ücretsiz olduğuna dikkati çeken Memişoğlu, filyasyon ekiplerinin çalışmaları hakkında şu bilgileri verdi:

“Biz ilk başladığımızda 150-200 filyasyon ekibimiz vardı. Bunlar sadece hekimlerden oluşuyordu ilçelerde. Daha sonra diş hekimlerimize bu görevi verdik ve emin olun diş hekimlerimiz büyük özveriyle bu işi yaptılar. Aile, pratisyen ve diş hekimlerimiz var ekibin içinde. İstanbul’da toplam 1200 filyasyon ekibimiz var. 3 bin 600 kişi demektir esasında. Bir ekip 3 kişiden oluşuyor. 3 bin 600 kişiyle şu anda sahada arkadaşlarımız çabalıyorlar ve salgının esasında yayılımının kırılmasının en önemli etkenlerinden biri. Sayın Bakanımız da bunu ifade ediyor. Bu çok büyük bir başarı oldu.”

Filyasyon sisteminin nasıl çalıştığına ilişkin bilgi veren Memişoğlu, Sağlık Bakanlığı tarafından özellikle Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci’nin katkılarıyla bir yazılım geliştirildiğini anlattı.

Bu sisteme tanı konulan hastanın bilgilerinin aktarılmasının ardından temaslılarının bulunduğunu dile getiren Memişoğlu, “Dünyanın şu anda en büyük teknolojik ülkesi diye düşünülen ABD bile gelip bizden bunun nasıl yapıldığını öğrenmeye çalışıyor. Bu gurur verici birşey. Türkiye’nin gerçekten sağlık sisteminin ne kadar etkin ve iyi kurgulandığını gösteriyor. Bu da bence son 17 senedeki büyük gelişimimizden kaynaklanıyor.” dedi.

“Türkiye sağlık teknolojisi üretiminde büyük bir barajı atladı”

Memişoğlu, Türkiye’nin bu süreçte sağlık teknolojilerine ilişkin elde ettiği başarıları hatırlatarak, şöyle devam etti:

“Nasıl savunma sanayisinde başarılı olmuşsak, sağlık teknolojisinin de üretiminde çok rahatlıkla başarılı olabileceğimiz gösterdik bu salgında. Özellikle solunum cihazının yapılması, bir araya gelen dört parametreyle beraber mühendislerimizin ve teknik elamanlarımızın ne kadar yeterli olduğu gösterildi. Esasında bunu Türkiye’de sağlık teknolojilerinin bence miladı diye kabul etmek lazım. Bu miladı devam ettirip, teknolojik yatırımları, sağlık anlamında üretimini çok rahatlıkla yapabileceğimizi gösterdik. Yeter ki bir araya gelelim. Bu bize esasında bir vesile ve bir araya gelmeye bir gerekçe oldu. Onun için Türkiye sağlık teknolojisi üretimi anlamında da hem ilaç sanayisinde hem tıbbi cihaz konusunda büyük bir barajı atladı. Artık Türkiye’nin hedefinin, inovatif dediğimiz yeni cihazlar bulmak olması gerektiğini düşünüyorum. Bu kadar iyi sağlık altyapısı olan bir toplumun aynı zamanda sağlıkla ilgili teknolojik altyapısını da dünyaya örnek hale getirmemiz lazım.”

Çifte bayram için biraz daha sabır

Salgınla mücadelede büyük fedakarlık ve özveriyle çalışan sağlık çalışanlarına da teşekkürlerini ileten Memişoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu ekibe, sağlık ekibine söyleyeceğimiz tek şey var, hepsinden Allah razı olsun. Müthişler. Ben onları kahraman olarak görüyorum. Büyük bir başarıya imza atıyorlar. Onlara teşekkür ediyorum. Sadece onlara teşekkür etmek de yetmiyor. Türkiye’deki bütün kurumlar bir araya geldiler. Valimiz başta olmak üzere İstanbul’daki bütün kurumlar bize büyük destek verdiler. Esasında devletin bir araya nasıl gelip güçlü olduğunu gösterdiler. Bu konuda onlara minnet duyuyorum açıkçası.”

Topluma bir süre daha “evde kal” çağrısı yapan Memişoğlu, “Biz bu işin üstesinden geleceğimizi başından beri bildiğimiz için hiç özgüvenimizi kaybetmedik. Toplumumuzun da bize güvenmesini istiyorum. Hep beraber bunu rahatlıkla defedip bu beladan çok rahatlıkla kurtulacağımıza inanıyorum. Çift bayram yaşama hedefimiz için de bize yardım etmelerini bekliyorum.” diye konuştu.