Doğal Akvaryum: Saros Körfezi

Çevre
”Doğal Akvaryum” olarak nitelendirilen ve dünyada kendi kendini temizleyebilen ender körfezlerden biri olan Saros Körfezi’nde dalış yapmak ve buradaki deniz canlılarını görmek isteye...
EMOJİLE

”Doğal Akvaryum” olarak nitelendirilen ve dünyada kendi kendini temizleyebilen ender körfezlerden biri olan Saros Körfezi’nde dalış yapmak ve buradaki deniz canlılarını görmek isteyen çok sayıda yerli ve yabancı dalgıç, özellikle hafta sonları soluğu burada alıyor.

Saros Körfezi’nin Çanakkale’nin Gelibolu ilçesi kıyılarında yer alan bölgeleri ziyaret eden dalgıçlar, doğal ve bakir koylar arasında yer alan Kömür Limanı, Despot mevkisindeki Minnoş Kayalıkları ve Sazlık Limanında dalışlarını gerçekleştiriyor.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükran Cirik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Saros Körfezi’nde alt ve üst su akıntılarının karışmasıyla çok zengin bir denizsel yaşam oluştuğunu bildirdi.

Saros Körfezi’nin Türkiye’nin en derin ve su akımlarının en aktif olduğu körfezlerinden birisi olduğunu belirten Cirik, Gökova ve Saros körfezlerinin, Ege denizinin çok önemli ekolojik habitatlarını oluşturduklarını dile getirdi.

Denizlerdeki dip sularının yüzeye çıkması (upwelling) hadisesinin Saros Körfezi’nde olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Cirik, şöyle konuştu:

”Su karışımı ve dinamizmi nedeniyle burada biyolojik faaliyetler ve biyolojik çeşitlilikler son derece zengin. Aynı zamanda burası yüzey akıntısıyla Karadeniz’den gelen besin tuzlarıyla zengin. Yoğunluğu az sular Karadeniz’den ilk önce Saros Körfezi’ne gelirler. Saros Körfezi’nde alt ve üst su akıntılarının karışmasıyla çok zengin bir denizsel yaşam oluşuyor. O nedenle Ege Denizi’nin güneyde Gökova Körfezi, kuzeyde ise Saros Körfezi son derece zengin, adeta bir akvaryum gibi, her türlü deniz canlısının barındığı ve yaşadığı bir ortam.”

Prof. Dr. Cirik, burasının Çanakkale için, balıkçılık yönünden çok verimli olduğunu ve sualtı turizmi açısından da önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

”İstanbul’daki birçok doğasever ve birçok dalış kulüpleri üyelerini getirerek bu zenginliği paylaşırlar. Hatta burada son yıllarda bir de bir su altı parkı oluşum aşamaları var. Son zamanlarda Özel Çevre Koruma Kurulu tarafından buranın bir bölgesi Özel Çevre Koruma Statüsü altına alındı. O şekilde de doğa mirasının sürdürülebilirliği ve gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor. Kurulan sualtı parkında yapay resif dediğimiz suni balık yuvaları oluşturmak ve onların altına bir takım objeler yerleştirmek suretiyle de, bu bölge cazip hale getiriliyor. Bizim de Su Ürünleri Fakültesi olarak bu bölgede hem bölgenin bilimsel bio çeşitliliğini tespit ve onu etkileyen faktörlerin fiziksel ve kimyasal parametreleri, gıda zincirlerindeki oluşumları, planktonik canlıların oluşumu ve değişimi, balık popülasyonlarının ve onlara etki eden faktörlerin tespiti yönünde hem TÜBİTAK, hem de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından desteklenen projelerde çalışmalarımız var.”

Saros Körfezi’nin tüm deniz bilimcileri açısından balık doku çalışmaları tespiti ve deniz kirliliği çalışmaları açısından önemli bir bölge olduğunu, Balkanlardan gelen Meriç nehrinin Saros Körfezi’ne getirdiklerinin de bölgedeki ekolojik dengeyi etkilediğini dile getiren Cirik, ”O nedenle izlenen bir bölge. Oradaki deniz canlı varlıkları, miktarları ve stokları devamlı izleniyor. Bu nedenle bizim üniversitemizin yapmış olduğu deniz çalışmalarının da odak noktasını Saros Körfezi oluşturuyor” şeklinde konuştu.

Zaman