‘Beşiktaş’tan ayrıldım çünkü…’

Spor Güncel
Sağlam, "Beşiktaş’tan Türk teknik direktörlüğünün saygınlığını korumak için ayrıldım" dedi. Başarılı teknik adam, hak ettikleri bir şampiyonluk yaşadıklarını belirterek, Anadolu devrim...
EMOJİLE

Sağlam, "Beşiktaş’tan Türk teknik direktörlüğünün saygınlığını korumak için ayrıldım" dedi.

Başarılı teknik adam, hak ettikleri bir şampiyonluk yaşadıklarını belirterek, Anadolu devriminin gerçekleşmesi için başka bir Anadolu takımının daha şampiyonluk elde etmesi gerektiğini söyledi.

Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, Antalya’da gerçekleştirilen ”22. Uluslararası Teknik Direktör Gelişim Seminerinde ”Başarıya giden yol” konulu bir sunum yaptı ve teknik direktörlere Bursaspor ile yaşadığı şampiyonluğun hikayesini anlattı. Beşiktaş’tan Türk teknik direktörlüğünün saygınlığını korumak için ayrıldığını anlatan Sağlam, Bursaspor ile anlaştıktan sonra taraftarın kendisine gösterdiği coşku ve heyecanın ilerleyen dönemlerinde yaşayacakları başarınını habercisi olduğunu kaydetti.

Göreve başladığı ilk günden itibaren kulüp içerisinde yapılanmayı gerçekleştirmeye başladığını anlatan Sağlam, ”Teknik adamlar olarak kendi vizyonumuzu yansıtabileceğimiz, beraber başarıya gidebileceğimiz kulüp başkanı, yönetim kurulu, futbolcular, teknik kadro ve personeli kendi vizyonumuz ve olaya bakış açımız doğrultusunda kendi hedeflerimize yönlendirmek zorundayız” dedi.

Başarıya ulaşmak için sadece kulüp içerisindeki yapılanmanın yeterli olmayacağını belirten Sağlam, şöyle konuştu:

 ”Kenti de harekete geçirmek gerekiyordu. Vali, Belediye Başkanı, Milli Eğitim Müdürü’yle görüşmeler yaptım. Onlar sürekli bizim yanımızda oldu. Bursaspor ve futbol sevgisini geliştirilen projelerle okullara indirmeye başladık. Zaten Bursa’da büyük bir taraftar kitlesi ve Bursaspor sevgisi bulunuyordu. Yerel medyanın da bize büyük desteği oldu. Sanayicisi, esnafı, dernekler, sivil toplum kuruluşlarıyla ikili görüşmeler yapıp destek aldık. Bize en büyük desteği ise taraftarlarımız verdi. Büyük bir sorumluluk alarak şampiyonluk sürecinde, bize çok büyük katkı sağladılar. Şampiyon takımın şampiyon taraftarı gibi davrandılar. Bu şekilde kent başarı için kitlendi.”

Türk antrenörlerin en büyük görevlerinden birinin de sportif anlamda başarıyı yakalamak ve ligde takımını üst sıraya çıkarmanın yanı sıra alt yapıdan oyuncuları tespit edip, bu potansiyeli harekete geçirmek olduğunu kaydeden Sağlam, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Genç futbolcuları Türk futboluna sunmak ve mücadele verdiğimiz, ulaşmak istediğimiz hedefler doğrultusunda alt yapıdan faydalanmayı amaçladık. Büyük hedefleri kovalayacaksak bunu sadece büyük paralar harcayarak, dışarıdan oyuncu alarak gerçekleştiremeyiz. Bursa’da var olan alt yapı potansiyelini tam anlamıyla kullanabilmek, oradan da destek alabilmek yolunda fikir birliğine vardık. Tesisleri modern hale getirdik. Şu anda bir çok Süper Lig kulübünde bulunmayan tesisler bizim alt yapımızda mevcut. Alt yapıya verdiğimiz önemin meyvelerini de almaya başladık”

Göreve başladığında Bursaspor’un 9. sırada olduğunu hatırlatan Sağlam, iyi bir performans sergileyerek sezonu 6. sırada bitirdiklerini kaydetti.

”BURSA BİR FUTBOL ŞEHRİ’
Bursa’nın bir futbol şehri olduğunu ifade eden Sağlam, şöyle devam etti:

”Ürettiğimiz başarıların ardından beklentiler daha üst seviyeye çıktı. Sezona başladığımızda bu başarıyı sürdürebilirler mi endişesi vardı. Nitekim de sezona kötü başladık. 5. hafta sonunda liderden 8 puan gerideydik. Lig’in 15. haftasında ise Kayserispor ile lig lideri olmak için maç yaptık. O gün kim kazanırsa kazansın gurur duyduğum, onurlandığım bir karşılaşma oynadık.”

Ligin son maçında Beşiktaş karşısında alınan galibiyetin umutları en üst seviyeye çıkardığını anlatan Sağlam, şöyle konuştu:

”Beşiktaş maçında 2-1 mağlup durumdayken maçın sonlarında Sercan’ı çıkartıp Ömer Erdoğan’ı oyuna aldım. Bir çok insan o an futbol bilgimle alakalı farklı şeyler düşünmüştür. Ama zemin ve iklim şartları nedeniyle o gün öyle davranmam gerekiyordu. Nitekim de Ömer’in asistiyle beraberliği yakaladık ve karşılaşmadan 3 puanla ayrıldık. O gün maçı kaybetseydik bizimle alakalı bir çok eleştiri yapılacaktı. İyi antrenörlükle kötü antrenörlük delilik ve dahilik arasında ince bir çizgidir. O gün maçı kaybedebilirdik. O gün bana dahi yerine deli diyebilirlerdi.”

Devre arasına Bursaspor tarihinin en iyi ilk yarı performanslarından birisiyle girdiklerini belirten Sağlam, şunları dile getirdi:

”Ekonomik durumumuz çok iyi değildi. Kendi oyuncularımıza dahi paralarını ödeyemiyorduk. Ancak şampiyon olmamız için takviye yapmamız da şarttı. Yönetimle oturduk ve ‘Oyuncu almak yerine kendi oyuncumuzun parasını ödeyelim’ şeklinde radikal bir karar aldık. Bizi bu noktalara kadar taşıyan oyuncuların emeğinin karşılığını vermemiz ve onları mutlu etmemiz gerekiyordu.”

”KUPADAN HAYIRLI ELENİŞ”
Sağlam, bu dönemde Ziraat Türkiye Kupası’nda Fenerbahçe’ye elendiklerini ve bu elenişin hayırlı bir eleniş olduğunun altını çizerek, kupada elenmemeleri halinde kupaya ağırlık verip, ligi ikinci plana atma olasılıklarının bulunduğunu ifade etti.

Türk antrenörlerinin en büyük hayallerinden birini gerçekleştiklerine dikkati çeken Sağlam, o döneme ilişkin anılarını şöyle anlattı:

”Anadolu takımıyla şampiyon olduğum gün çok özel bir gündü. Fenerbahçe maçının sonucunu beklediğimiz 30 saniye, hayatımın en uzun 30 saniyesiydi. İnsan kalitesi çok yüksek bir grubun kendine inanmasının, olayı hep beraber yaşamasının üst düzey profesyonelce davranmasının eseridir şampiyonluk. Başarıya aç bir grubun başarısıdır. Şampiyonluk sonuna kadar hak edilmiş bir başarıdır. Sezonun başlangıcından bitişine kadar ortaya koyduğumuz futbol kalitesi ve aldığımız 75 puan sonuna kadar hak edilmiştir.”

Aynı sezon fair-play şampiyonu da olduklarını hatırlatan Sağlam, saha içerisinde stresli, baskı dolu bir ortamda şampiyonluk mücadelesi verirken, bu işi çok düzgün bir şekilde kendilerine yakışan bir şekilde yaptıklarını dile getirdi.

Bursaspor’un Türkiye’nin kulübü olduğunu anlatan Sağlam, sözlerini şöyle tamamladı:

”Bütün Türkiye bizim şampiyonluğumuza sevindi. Başka bir Anadolu takımının şampiyonluğunu da umarım kısa bir sürede yaşarız. Bizim başarımıza ‘Anadolu devrimi” denildi. Bu devrim değildi. Devrim olması için başka bir Anadolu takımının da şampiyon olması gerekiyor.”

Haberturk