Süper Finale Süper Analiz

Futbol
Uğur Melek Yazdı Aykut Hoca’nın göreve geldiği günden beri kafasında zaten Fenerbahçe’yi 4-3-3 oynatmak vardı. Selçuk-Cristian-Emre’nin bu form durumuna bakılırsa, Kocaman derbiye de...
EMOJİLE

Uğur Melek Yazdı

Aykut Hoca’nın göreve geldiği günden beri kafasında zaten Fenerbahçe’yi 4-3-3 oynatmak vardı. Selçuk-Cristian-Emre’nin bu form durumuna bakılırsa, Kocaman derbiye de Dia’lı Trabzon düzeniyle çıkabilir. Terim’in de sağ açık Elmander’li bir 4-1-4-1’e dönüş sürprizi söz konusu. Ama bence Terim’in bu sürprizi kumar anlamına gelir

Süper Final’de, Volkan yükseldi, Elmander düştü. Melo yükseldi, Mehmet Topuz düştü. Bireysel iniş çıkışlarla sarsılan her iki takımı ayakta tutansa, orta sahanın ortasında oynayan ikilileri oldu: Selçuk İnan, (Galatasaray şampiyon olursa) 2011-12 Süper Lig’in altın adamı olmayı bence şimdiden garantiledi. Duran toplarda adeta gizli bir “pause” düğmesine basıyor, golü atıp/attırıp oyunu yeniden başlatıyor! Adaşı Selçuk Şahin belki skora onun kadar tesir etmiyor, ama sakatlıktan “içine Xavi kaçmış gibi” dönmesi de (ben dahil) 10 yıldır onun Fenerbahçe’de oynamasını anlayamayan herkesi mahcup etme aşamasında…  Melo büyük maçlarda sorumluluk almayı sürdürüyor, hem liderlik hem skor katkısıyla Terim’in en büyük kozları arasındaki yerini koruyor. Ama Süper Final’e damga vurma niyeti olan tek Brezilyalı o değil: Türkiye’ye geldiği günden beri gelişimini sürdüren/ilerleyen ve öğrenen Cristian, hemen hiçbir maçta skor tabelasını boş geçmiyor!
 
Dia devam eder mi?
Herkes Trabzon deplasmanında Cristian’ın, Alex’in rolünü üstlendiğini söyledi; teoride de haksız sayılmazlar. Ama maçın 90 dakika pratiği incelendiğinde Cristian’ın (Alexleşmekten ziyade) sarı-lacivertlilerin orta sahasını üçlediği, Fenerbahçe’nin klasik bir 4-3-3 oynamaya çalıştığı gözlemleniyor. Bu iddiamı destekleyen bir detay da Kocaman’ın sağ açıkta (bir orta saha oyuncusu) Mehmet Topuz’u değil, (bir forvet olan) Dia’yı tercih etmesi…
Aslında Kocaman, Fenerbahçe’de göreve geldiğinden beri bu sistemin hayalini kuruyordu, transferde çabuk kenar oyuncularına yönelmesinin, Alex’i santrforda denemesinin, Niang’ı sol açık kullanmasının altında hep bu düşünce vardı. Bu sezon Galatasaray’la oynanan ilk iki maça da böyle başladı, ama evdeki hesap çarşıya uymadı: Çünkü bir hocanın elinde Alex varsa, takımını Alex’in arkasına 8, önüne 1 adamla kurmak durumunda. Başka bir sistem oynayacaksanız da o düzende Alex’e net bir yer yok.
Hafta sonu da Alex büyük ihtimalle sahada olmadığına göre Kocaman’ın 4-3-3’ten (ve Dia’dan) vazgeçmesi için bence bir neden yok.

Sağ açık Elmander, santrfor Elmander’i bitirdi
Aynen Fenerbahçe gibi, Galatasaray’ın sağ açık pozisyonunda da bir belirsizlik söz konusu… Terim, Trabzon deplasmanına klasik 11’iyle çıktığı için yaptığı sistem değişikliği pek hissedilmedi ama aslında Karadeniz’de taşlar yerinden oynadı: Elmander maça Eboue’nin önünde, Emre göbekte başladı. Eboue’nin İsveçli’yle uyumu ve sezonun ofansif olarak en etkili oyununu oynaması Terim’in kafasını karıştırdı, sağ açık Elmander’den sağlanan kazanca takılıp, santrfor Elmander’den kaybını göz ardı etti. Ve Galatasaray’ın belki de bu sezonki en iyi adamı, “defansif santrfor” Elmander, dikey bir düşüşe geçti…
Artık leblebi gibi gol atamayan Galatasaray’ın sorunu ileri uçta arandı, Necati’nin forması Baros’a devredildi (Ki bence zaten Elmander’le daha iyi anlaşan adam da çabukluğu ve zekasıyla Baros’tu). Ama Terim’in Kadıköy’de sistem tercihi yine 4-1-4-1 olursa (yani Elmander sağa kayarsa), Galatasaray’ın gol sorununa Baros da çare olamaz. Bence Terim’in derbide rakibi şaşırtayım derken kendi takımını şaşırtmaması gerek. Sezon boyunca denenmiş ve başarılı olmuş santrfor Elmander’li 4-4-2, Galatasaray’ın bu yılki liderliğinin şifresi gibi.

 

Selçuk İnan, Gökhan Gönül’e karşı
Tabii ki Galatasaray’ın başarı şifresinden söz edip oraya duran topları (ve durmayan Selçuk’u) koymamak haksızlık olur. Süper Final’de 2 gol, 1 asist, 14 şutla oynayan Selçuk’un Fenerbahçe maçının da kader adamı olması kimseyi şaşırtmaz. Terim eğer bu maça Baros değil Necati ile çıkarsa sanırım en önemli nedeni, Türk santrforun Selçuk’un kavisli toplarıyla buluşma ihtimalinin Çek meslektaşından fazla olmasıdır.

Belki Galatasaray kadar değil, ama Fenerbahçe de bu yıl duran toplardan kazanç sağlama konusunda olumlu işler yapıyor. Alex’le başlayan kornerlerde ön direk kullanma başarısı Stoch’la sürdü, çoğu maçta sahanın en kısası olan Gökhan Gönül, bir anda duran topların en uzununa dönüştü. Eğer bu maçın neticesini bir duran top belirleyecekse büyük bir ihtimalle skor tabelasında Selçuk İnan ya da Gönül’ün ismi yazacak.

Semih’in ilacı Semih mi?
Kocaman’ın hiç şüphesiz bir başka duran top silahı da Semih Şentürk… Aykut Hoca’nın Trabzon’daki ileri üçlüsü Dia-Bienvenu-Stoch’tu, üstelik sürpriz Kamerunlu bir de gol atıp hocasını mahcup etmemişti. Ama söz konusu olan Galatasaray derbisiyse durum değişebilir: Semih gerek bu derbiye olan alışkanlığı, gerekse adaşı rakip stoperi rahatsız etme ihtimalinin fazlalığıyla sezon finalinin ilk 11’inde kendine yer bulabilir.

Çünkü Semih Kaya bu sezon kuvvete karşı (Almeida, Tum, Eneramo’ya karşı) iyi sınavlar verdi, gücüyle oyun zekası aynı düzeyde olmayan Bienvenu’yü de onlar gibi saf dışı edebilir. Ama Semih Şentürk’ün çabukluğu ve zekası Semih Kaya’ya daha fazla sorun çıkarabilir gibi…

Milliyet