Sabah’ta yer alan habere göre, Beşiktaş’ta futbol direktörlük görevine başlarken 18 ay süre isteyen Önder Özen’in istifanın eşiğine geldiği iddia edildi. Takım içinde yaşanan olaylar, yönetimde kendisine yönelik muhalif kişiler, transfer sürecindeki eleştiriler ve en büyük destekçisi Başkan Fikret Orman ile Manuel Fernandes’in satılıpsatılmaması konusunda girdiği polemiğin Özen’in keyfini kaçırdığı belirtiliyor.
‘KOLTUĞA YAPIŞMAM ‘
Özen, dün akşam TRT Spor’da katıldığı ‘Futbol Keyfi’ programında, “Göreve başlarken 18 ay içerisinde bir takım hedefleri yakalayamazsam giderim demiştim. İşler yürümezse giderim, koltuğa yapışmam” diyerek adeta istifa edeceği iddiasını doğruladı. Özen, Brezilya ve Belçika’da iki takım ile oyuncu gelişimi için işbirliği yapacaklarını da aktardı.
BİR GÖRÜŞ
FATİH DOĞAN
Toraman ile Sezer’in günahı ne?
Toraman ve Sezer’in zincirleme kavgası sonrası disiplin adına o günün şartlarında alınan karar doğruydu. Ancak gelinen süreçte takım içinde yaşanan bazı olaylar ve emsaller, bu kararın yeniden gözden geçirilmesi zorunluluğunu doğurmuştur. Uğur Boral’ın Veli Kavlak ile hem idmanda hem idman bittikten sonra devam eden kavgası, Gökhan Töre’nin yaralanması, 7 futbolcunun izinsiz gece gezmesi bu kararın tekrar gözden geçirilmesini zorunlu kılmıştır. Eğer mesele prensipler ise bu oyuncular ile ilgili benzer radikal kararlar gerektirirdi. Köklü cezalar verilmeliydi. Ama bu kararlar verilmediğine ve Töre’nin transferine çaba sarf edildiğine göre ortaya bir adaletsizlik ve çifte standart çıkıyor. Bu hoşgörüyü, affedilmeyi, Toraman ve Sezer de hak ediyor. Eğer sorun disiplinsizlik değil ise, bilmediğimiz başka şeyler var ise, mesela iki oyuncunun kalitesi beğenilmiyorsa tartışmayı o düzlemde yapmamız lazım. O zaman da Toraman’ı Dany ile, Yalçın’la, Sezer’i Jones’la ve muadilleri ile kıyaslamamız lazım. Orada da karar vericiler için çıkmaz sokak gözüküyor ve mutlaka açıklama gerektiriyor.