Hafızdı hakem oldu!..

Futbol
FIFA kokartlı hakem Kuddusi Müftüoğlu, Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Mütfüoğlu ve Plaj Futbolu Millî Takımı Teknik Direktörü Adil Müftüoğlu kardeş. Cumartesi günü 3-3 biten ve izleyenlerin müthiş ...
EMOJİLE

FIFA kokartlı hakem Kuddusi Müftüoğlu, Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Mütfüoğlu ve Plaj Futbolu Millî Takımı Teknik Direktörü Adil Müftüoğlu kardeş. Cumartesi günü 3-3 biten ve izleyenlerin müthiş zevk aldığı Akhisar Belediyespor-Beşiktaş maçında mükemmel bir yönetim sergileyen Süper Lig hakemlerinden Mustafa Kamil Abitoğlu da öz teyze oğulları.

Haftalık haber dergisi Aksiyon, bu dört spor adamını Alanya’da bir araya getirdi. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Müftüler denilen ailenin mensupları olan Müftüoğlu kardeşlerin hikâyeleri gerçekten çok ilginç. Dindar bir ailede büyüyen kardeşlerden Emin Müftüoğlu, orta ve lise tahsilini Antalya İmam Hatip Lisesi’nde tamamlamış. 

Spor hayatı da bu lisede başlamış. Hakemliğe bir süre ara verip Ak Parti’den Alanya Belediye Başkan Aday Adayı olan şehir plancısı Kuddusi Müftüoğlu da 4 yaşında Kur’an okumasını öğrenmiş, 5 yaşında hafız olmuş. Teyze oğulları Mustafa Kamil Abitoğlu da ortaokulu Alanya İmam Hatip Lisesi’nde bitirmiş. Müftüoğlu kardeşler, çocukken çok istemelerine rağmen top dahi oynayamıyorlarmış. Çünkü aileleri kesinlikle izin vermiyormuş.

İlginç bilgilerin yer aldığı Necati Kola imzalı haber şöyle:

Ünlü spor adamlarının spora, hakemliğe başlama serüvenlerine geçmeden önce soyadlarının hikâyelerini merak ediyoruz. Bu hikâyeleri dinlerken ilginç bilgiler ediniyoruz. “Soyadımız dedelerimizden geliyor.” diyor Emin Müftüoğlu: “Babamın dedesi Hüseyin Efendi hocaymış. Yine dedemin iki kardeşi Emin Efendi ve Kuddusi Efendi var. Emin Efendi, Alanya’daki Orta Cami’nin imamıymış. Kuddusi Efendi de Konya’da bir medresede hocalık yapmış, kendisini tamamen dine adamış. Ailedeki diğer kişilerde de hocalık olduğu için Cumhuriyet döneminde Müftüler denilen aileye Müftüoğlu soyadı verilmiş.”

Sadece soyadlarının değil, adlarının da hikâyesi ilginç. Emin Müftüoğlu devam ediyor: “Hüseyin dedem dört kardeşmiş. Adil, Emin, Kuddusi ve Bahri… Bahri, Çanakkale’de şehit düşmüş. Dedemin ismini alan babam, bize de onun yaşayan kardeşlerinin ismini vermiş.”

Sonra Mustafa Kamil Abitoğlu giriyor araya: “Bizim aile de dindar bir aile. Hem dedelerimiz hem de babamlar… Soyadımız ‘ibadet eden’ anlamındaki ‘abit’ten geliyor. Dedelerimiz yaşantılarına uygun olarak bu soyadını seçmiş. Müftüoğlu ve Abitoğlu soyadları birbirine çok uygun, güzel bir konsept oluşmuş (gülüyor). Ben de ortaokulu Alanya İmam Hatip Lisesi’nde okudum.”

Peki, üç kardeş ile teyze oğulları Mustafa Kamil Abitoğlu’nun sporculuk ve hakemlik hayatları nasıl başlamış? Aslında hepsinin hikâyesi, Emin Müftüoğlu’nun okumak için Antalya İmam Hatip Lisesi’ne gitmesiyle başlıyor. “Aileye baktığınızda spor geçmişi yok. Bir kısmı tarımla uğraşan, bir kısmı hocalık yapan, sporu çok da kabullenmeyen, hatta karşı çıkan bir aile.” diyor Emin Bey. Karşı çıkmalarının sebeplerinden biri de o yıllarda spor denince sadece futbolun akla gelmesi, futbol ve futbolcu imajının kötü olmasıymış: “Evimiz futbol sahasının yanındaydı. Hatta korner direği yattığımız odanın hemen önündeydi. Ona rağmen o sahaya girmemiz, top oynamamız yasaktı. Çocuksun, oynamak istiyorsun; ama yasak! Oynarsan dayak var.”

Dönüm noktası, biraz önce belirttiğimiz gibi Emin Müftüoğlu’nun ilkokulu bitirip yatılı olarak Antalya İmam Hatip Lisesi’ne gitmesi olur. Sporun sadece futbol olarak algılandığı o dönemlerde spora bakışı değişir, ufku genişler, Alanya’dan ibaret olan dünyası büyür. Futbolun yanı sıra birçok spor dalına ilgi duymaya başlar. Okulun basketbol takımına girer: “Antalya İmam Hatip’te ufkum çok değişti. Kısa süre sonra babamı ve dedemi kaybettik, yalnız kaldık. Bu yalnızlıkta kendimizi sporla daha iyi koruyabileceğimizi, spor sayesinde sigara, alkol ve kötü alışkanlıklardan uzak durabileceğimizi düşündük. Spor hikâyemiz kısaca böyle başladı diyebiliriz.”

5 YAŞIMDA HAFIZ OLDUM 

Bu noktada Kuddusi Müftüoğlu araya giriyor ve bugüne kadar kimsenin bilmediği bir bilgi veriyor: “Ailede dini bir ritüel var. Hüseyin dedem bana dört yaşımda Kur’an-ı Kerim okumasını öğretti, beş yaşımda da hafız oldum. Böyle bir ailede bizlerin top oynaması pek doğru değildi.”

1979’da önce babaları, sonra da dedeleri vefat eder. Artık ailede en büyük erkek Emin Müftüoğlu’dur ve kardeşlerine hem ağabeylik hem de babalık yapar. “Babam ve dedemi arka arkaya kaybedince bizi Emin ağabeyim yönlendirmeye başladı.” diyor Kuddusi Hoca. “Bize bir vizyon çizdi. Bana dedi ki sen Anadolu Lisesi’ne gideceksin.” O zamanlar her yerde Anadolu Lisesi yoktur. Sınava girer. Alanya’dan dört-beş kişi sınavı kazanır. Onlardan biri de Kuddusi Müftüoğlu’dur. Kazandığı okul, Konya Anadolu Lisesi’dir. Derslerinin yanı sıra sporda da başarılıdır. Okulun hem atletizm hem hentbol hem de futbol takımındadır. Özellikle hentbolda Türkiye çapında önemli başarılar kazanırlar: “Atletizmde de başarılıydım. Okulun bayrak takımındaydım. Bir keresinde, son koşucu bendim. Hocamız beni özellikle son tura saklamıştı. Fakat diğer arkadaşlarım çok yavaş olduğu için rakipler yarışı bitirmişti. Bana da son turu yalnız koşmak kalmıştı.”

Kuddusi Müftüoğlu, teyze oğlu Mustafa Kamil Abitoğlu ile birlikte hakemliğe nasıl başladıklarını da şöyle anlatıyor: “Emin abim, 1990’lı yıllarda Antalya İl Hakem Kurulu’ndaydı. Kendisi de hakemdi. Futbol Federasyonu Akdeniz Bölge Müdürü Sadık Deda ile ilişkileri iyiydi. Mustafa Kamil ve ben, onun zorlamasıyla hakem kursuna yazıldık. Sadece Emin ağabeyimi kırmamak adına gittik, geldik. İlk birkaç yıl istemeye istemeye hakemlik yaptık. Sonra Süper Lig’e kadar yükselip FIFA kokartı aldık.”

Sonra araya Emin Müftüoğlu giriyor: “1980’lerin başında askere gittim, geldim. Alanyaspor yeni kurulmuştu ve ilk kez profesyonel ligde (3. Lig) mücadele edecekti. Allah nasip etti, Alanya’nın ilk profesyonel futbolcularından biri oldum. Aynı zamanda amatör takımlarda idarecilik yapıyordum. Hakemlere karşı çok tepkiliydim. O zamanlar Alanya’da amatör maçlar oynanmıyordu. Maç için hep Antalya’ya gidiyorduk ve bizim maçları Antalyalı hakemler yönetiyordu. Belki doğru karar veriyorlardı ama kendimize göre biz haklıydık.”

Hafızdı

İKİSİ DE HAKEM OLMAK İSTEMEDİ

Hakemlere karşı hep isyankârdır Emin Bey. Sonra amatör maçlarda hakemlik ve gözlemcilik yapmaya başlar. İl Hakem Kurulu seçimi yapılır. O da aday olur ve kurula girer. Sonra Alanya’dan da hakemler çıkması için kimi gördüyse teklifte bulunur. Ama kimse oralı bile olmaz. En sonunda gücü kardeşi Kuddusi ile teyze oğlu Mustafa Kamil’e yeter: “İkisi de bu işi çok fazla yapmak istemedi. Çünkü üniversitede okuyorlardı (Kuddusi Müftüoğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde, Mustafa Kamil Abitoğlu ise Uludağ Üniversitesi Maliye Bölümü’nde okuyordu). Benim despot yapım sonucunda hakemliğe devam ettiler. Boynuz kulağı geçer misali, benden devraldıkları bayrağı bugün en yükseğe çıkardılar. Hedef, Alanya’dan bir FIFA hakemi çıkarmaktı ve buna kimse inanmıyordu. Ama Allah nasip etti. Benim için, onları hakemliğe başlattığım o ilk gün kadar, hiçbir şaibeye karışmadan bu noktalara geldikleri bugün de çok önemli.”  

Bu noktada sözü, geldikleri noktayı daha iyi anlatmak için Kuddusi Müftüoğlu alıyor: “Düşünün, annemiz hakem değil, babamız hakem değil, amcamız hakem değil, aileden kimsenin sporla ilgisi yok. Bunları bırakın, şehirde hakem yok, bir hakemi tanıyan yok. Böyle bir yerden çıkmak hakikaten çok büyük bir başarı.”  

Bu konuda Abitoğlu’nun da söyleyecekleri var. “1992 yılıydı sanırım. Emin ağabey bizi zorla hakem kursuna gönderdi. Her gün 135 kilometre mesafedeki Antalya’ya gidip geldik.” diyor ve devam ediyor: “Hakemlik ailemize uygun bir meslek değildi. Daha çok turizmle meşgul oluyorduk. Ben zaten ilk iki sene doğru düzgün hakemlik yapmadım.” Sonra askere gider, gelir. Futbolu çok seviyordur. Amatör olarak futbol oynar. Ondan sonra Emin Müftüoğlu tarafından bir zorlama daha olunca kendini tam kapasiteyle hakemliğe verir: “Şimdi iyi ki bizi zorlamış diyorum. Allah kendinden razı olsun. Başlarda biraz ara verdiğim için benim yükselişim meşakkatli oldu ama Kuddusi Hoca basamakları çok hızlı çıktı. Ben onun açtığı yolda ilerledim diyebilirim.”

FUTBOLCULARDAN KUDDUSİ HOCA’YA SEÇİM TEHDİDİ!

Son olarak, Kuddusi Müftüoğlu, yönettiği son Süper Lig maçından bir anısını paylaşıyor: “Alanya’ya hizmet etmek için belediye başkanlığına talip olmam camiada biliniyor. Bazı oyuncular da biliyor. Yönettiğim son Sivasspor-Eskişehirspor maçında bazıları gelip ‘Aman hocam, benim Alanya’da beş yüz oyum var. Kararlarına dikkat et, bu oyları kaybetme.’ dedi.”

Kuddusi Müftüoğlu ve Mustafa Kamil Abitoğlu’nun hakem olmasında çok büyük rol oynayan Emin Müftüoğlu, tam anlamıyla çok yönlü bir spor adamı. Lisedeyken basketbol takımındaydı. Sonra profesyonel futbol oynadı. Futbol hakemliği ve gözlemciliği yaptı. İlk kez Alanya’da yapılan triatlonun Türkiye’ye gelmesinde önemli paya sahip. Triatlon Federasyonu’nun kurucu asbaşkanı. İki dönemdir de Bisiklet Federasyonu Başkanı.

En küçük kardeş Adil Müftüoğlu da sporcu bir kişi. Alanyaspor, Beylerbeyi, Sakaryaspor ve Finlandiya 1. Ligi ekiplerinden AC Oulu’da top koşturmuş. Sonra Plaj Futbolu Milli Takımı’nda oynamaya başlamış. 2011’den bu yana da Türkiye Plaj Futbolu Milli Takımı’nın hem teknik direktörü hem de oyuncusu. Türkiye, şu an dünyada ilk 20, Avrupa’da ise ilk 15 ülke arasında.

HEDEFİM ALANYA’NIN MARKA DEĞERİNİ ARTIRMAK

Kuddusi Müftüoğlu (FIFA kokartlı hakem, Finlandiya Fahri Konsolosu, Şehir Plancısı, AK Parti Alanya Belediye Başkan Aday Adayı):

Şehir plancısının ne yaptığını insanlarımız pek bilmiyor. Şehir plancısı, şehri planlar, imar planlarını yapar. Ben Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü mezunuyum. 1995’ten beri kendi ofisimde şehir planlaması üzerine çalışıyorum. Alanya ve çevresindeki belediyelerde planlamalar yapıyorum. Buradaki bütün belediyeleri de biliyorum. Şu an bu bölgede 16 tane belde belediyesi var. Büyükşehir Yasası ile hepsi Alanya Belediyesi adı altında birleşti. Bütün beldeleri bildiğim, bilgim ve becerim olduğunu düşündüğüm için Alanya Belediye Başkanlığı için Ak Parti’den aday adayıyım. Aday olur ve kazanırsam Alanya’ya en güzel şekilde hizmet etmeye devam edeceğim.

Bölgenin en önemli sorunlarından biri, çarpık yapılaşma. Geçmişte 17 farklı belediyenin 17 farklı imar planları olmuş. Birbirine benzemeyen planlar, şu anki fiziki tutarsızlıkları ortaya çıkarmış. Yapacağımız ilk iş, imar planlarını doğru yapmak, birbirleriyle uyumlu hâle getirmek. Ayrıca, özellikle yaz aylarında trafik önemli bir sorun. Hedefim, 16 beldesi, 69 köyü olan, binlerce yerleşik yabancıya ev sahipliği yapan, 70 kilometrelik sahil bandı bulunan Alanya’yı trafiğiyle, imar planlarıyla daha yaşanabilir hâle getirmek. Önemli bir kısmı turizmle beslenen ilçede turizm yatırımlarını doğru şekilde yönlendirmek. Alanya’yı marka şehir yapmak. Hep Bodrum’u tercih eden elit kesimin buraya gelmesini sağlamak. Golf sahaları ve spor turizmiyle turizm mevsimini 12 aya yaymak. Otobanla ulaşımı rahatlatmak. Bunlar çok zor şeyler değil. Zaten Ak Parti’nin belediyeciliği biliniyor.

Ben aynı zamanda, eşim Finlandiyalı olduğu için, Finlandiya Fahri Konsolosu’yum. Finlandiya Büyükelçisi’nin Alanya’daki eli, ayağı, koluyum. Burada sürekli yaşayan 3 bin Finlandiyalı var. Yazın da tatil için 50 bin civarında Finlandiyalı Alanya’ya geliyor. Bir sıkıntıları olduğunda bize geliyorlar. Biz de her türlü hizmeti veriyoruz.

Aksiyon