Erhan Güven’in Haberi
Aynı mevkide görev yaptıkları Barcelonalı Alves ile İnterli Maicon’u beğendiğini belirten başarılı oyuncu, gittiği her takımda ilk 11’de forma giyebilecek düzeyde olduğunu ve yedek kalmayacağını ifade etti.
Süper Lig’de 18. kez mutlu sona ulaşan Fenerbahçe’de şampiyonluk kutlamaları tüm hızıyla sürüyor. Bu büyük coşkuyu ilk kez yaşayanlardan birisi de Sarı-Lacivertli ekibin başarılı oyuncusu Gökhan Gönül. Gösterdiği müthiş performanstan sonra ismi daha çok transfer haberleriyle gündeme gelen milli futbolcu, artık Fenerbahçe’den ayrılabileceğini söylüyor. Sadece Avrupa’nın dev kulüplerinden gelecek teklifleri değerlendirmeye alacağını belirten Gökhan Gönül, hem bu konuya açıklık getirdi hem de şampiyonluğun öyküsünü Zaman’a anlattı.
F.Bahçe’ye veda edeceğin iddiaları doğru mu?
Bir futbolcuya teklif gelir, yönetim izin verir ve oyuncu da kabul ederse gider. Fenerbahçe seviyesinde veya daha yüksek takım olduğunda kulübün de menfaatleri doğrultusunda gitmeyi tercih ederim.
Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılma fırsatı yakalanmışken neden ayrılmayı istiyorsun?
Şimdiye kadar şampiyon olmadan kesinlikle gitmem diyordum. Bu yıl da kendime koyduğum hedeflerinden birini Allah’a şükürler olsun gerçekleştirdim. Bundan sonrası için kesin konuşamam. Ama herhangi bir takımla görüşmedim ve anlaşmadım. Arada uçurumlar olmadığı sürece burada kalmayı tercih ederim.
Bonservis bedelin gerçekten 15 milyon Euro mu?
Bonservisimde 15 milyon Euro yazıyor. Kulübüm iyi para kazanacaksa kendi menfaatlerimi de düşünerek giderim. F.Bahçe’ye çok düşük bir ücretle alındım. Şimdi benim için neredeyse 15 katı yüksek bedel isteniyor. Taraftarın ve yönetimin, o para ödendikten sonra gitmek istersem kırılmamaları gerekiyor.
Daha önce para konusunda sorun çıkardığın doğru mu?
Şu ana kadar para konusunu gündeme getirmedim. Fenerbahçe yönetimi, takımdaki herkese hak ettiği parayı veriyor.
Orta sıra bir kulüpten teklif gelse tepkin ne olur?
Fenerbahçe’nin altında olan bir takıma gitmem. Kulübüm beni yollasa da, bonservis bedelini alsa da gitmem. Bana ne vaat ediyorlarsa etsinler fark etmez.
Real’de 3 Türk oldu, Arda’nın adı İspanyol kulüpleriyle geçiyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsun?
Açıkçası Hamit, Nuri ve Mesut Özil’in Real Madrid’e gitmesi benim de iştahımı kabarttı. Orta sırada bir yere değil, dünyanın en iyi iki kulübünden bir tanesine gittiler. Bunu başarmışlarsa belki biz de başarırız. Ben de gidersem başarılı olacağımı düşünüyorum.
Barcelonalı Alves ve İnterli Maicon ile kıyaslanman konusundaki fikrin nedir?
Ben Gökhan Gönül’üm. Ayrı bir oyun tarzım var. Ne Maicon, ne Alves ne de Ramos olarak anılmak isterim.
Barça’ya gidersen Alves’ten formayı alabilir misin?
Önce şunu belirteyim, Alves’in yedeği olarak Barcelona’ya kesinlikle gitmem. Barça’da Alves var, kendi oyun stilime yakın bir oyuncuyla rekabete girmeyi severim, gerçekten isterim. Buraya geldiğimde de zaten şampiyon olan bir takıma gelmiştim, ilk 4-5 hafta sabrettim. Bütün her şeyimi verdim. O yüzden Barcelona’da biraz zor olur, dünyada sayılı oyuncular olan Alves, İnterli Maicon sayılı sağ bekler. Ancak Real Madrid’de forma giyen Ramos’u sağ bek olarak düşünmüyorum. Onun yeri stopere daha uygun. Açıkçası Maicon ile Alves’in olduğu bir yere gitmek insanı biraz daha düşündürür.
F.Bahçe, Devler Ligi’nde başarılı olur mu?
Zico döneminde Şampiyonlar Ligi’nde yarı finalin kapısından döndük. Hatta Chelsea maçının son dakikalarındaki şutum gol olsaydı belki yarı final oynayacaktık. Ama sonrasına bakıyorsunuz değil gruplara kalmak, elemeden bile çıkamadık. Şampiyonlar Ligi enteresan bir lig, ne olacağı belli olmaz.
Twitter’da rakip takım taraftarlarıyla polemiğe girmen çok eleştirildi…
Hiçbirimiz robot değiliz, hepimiz insanız. Bazen artık canımıza tak ediyor ve gelen eleştirilere cevap veriyoruz. Ben ilk tartışmamı böyle yaşadım. Sahada oynayan oyuncuların emeğine saygınız olsun dedim. Bunu tüm futbolcular adına, kendi takımım adına söyledim. Bir maç oynuyoruz, yok ‘hakem şöyle yaptı’, ‘rakip oyuncuyla konuşuldu’ şeklinde saçma sapan, hayal ürünü şeyler yüzünden başarımız yok sayılıyor. Sahada ter döküyoruz, emeğimiz var, bu görmezden geliniyor. ‘Yok stoperi satın almış, ayağı kaymış,’ gibi saçma sapan şehir efsaneleri ortaya atılıyor, 40 tane akıllı da çıkaramıyor. 26-27 yaşına girdim, ben bugüne kadar bu iddiaların bir tanesinin ispatlandığını görmedim. Benim alnım açık, sokakta göğsümü gere gere dolaşıyorum. Bir tanesi de gelsin ispatlasın. O zaman bu şampiyonluğu ben de istemiyorum eğer öyle şampiyon olduysak, rakibi satın aldıysak, hakemi ayarladıysak ben de istemiyorum bu şampiyonluğu. Öyle yapanlar da şampiyon olmasın zaten biz de başta olmak üzere.
Şampiyonluk sonrasında Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’e neden göndermede bulunma ihtiyacı hissettin?
Şampiyonluk yarışı devam ederken, ‘Türkiye’nin 4’te 3’ü bizim şampiyonluğumuzu istiyor’ dediğinde kimse demedi ki kardeşim bu adam ne diyor. Yani 17 takım var burada, Fenerbahçe hariç herkes onların şampiyon olmasını istiyormuş. Kimse bu açıklamanın üzerinde durmuyor. Ama bizim ağzımızdan bir laf çıkıyor, hemen üzerimize yükleniyorlar. Çok da umurumda değil, şampiyon olduk, alnımızın akıyla şampiyon olduğumuzu düşünüyorum.
Sivas maçında skor 4-3’e gelince korku yaşadın mı?
Ne yalan söyleyeyim, skor 4-3 olunca ‘Yok artık, Acaba yine mi’ dedim. Çok gergindik. Geçen sene şampiyonluğu son maçta kaybetmiştik. Hepimiz stresliydik. Maç başladıktan sonra stresi attık, ama son dakikada 4-3 olduktan sonra biraz korktum. Futbol bu. Birinin kafasına çarpar, birinin eline değer… 3 saniyede de gol olabiliyor.
Şampiyonluk maçında sakatlanıp oyundan çıkmak zorunda kaldın. Kenardan izlemek nasıl bir duygu?
Ya maça ilk 11 başlayayım ya da beni kimse yedek kulübesine almasın. Gerçekten çok daha stresli oluyor. Kenarda otururken dayanamıyorum. İnsanın kendini sahanın içine atası geliyor. Arkadaşınızın mücadele etmesi bile insanı hırslandırıyor.
Ligin ikinci yarısında müthiş bir çıkış yakaladınız. Peki Türkiye Kupası maçında Yeni Malatyaspor mağlubiyetinin ardından böyle bir başarı nasıl oluştu?
Devre arasına kadarki dönemde büyük sıkıntılar çektik. Yeni Malatya maçını da yaşadıktan sonra herkes başını önüne eğdi ve ne oluyor diye düşünmeye başladık. Sadece futbolcuların olduğu toplantılar düzenledik. Aslında o maçı kaybetmememiz gerekiyordu, ama kaybedince de dip yaptık zaten. Rezil olduk. Antalya kampında birbirimize söz verdik. Hepimiz taşın altına elimizi soktuk. İnandık. Sonunda da başardık.
Zaman