1999-2000 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde mücadele eden Galatasaray, grubundaki son maçında Milan’ı son dakikalarda gelen gollerle 3-2 yenerek UEFA Kupası’nda oynama şansını elde etmişti.
UEFA Kupası‘nda sırayla Bologna, B. Dortmund, Real Mallorca ve Leeds United’ı eleyen Galatasaray, finalde de İngiltere’nin Arsenal takımıyla karşılaştı. Kopenhag (Danimarka) Parken Stadı’nda oynanan, normal süresi ve uzatma bölümü golsüz sona eren maçın ardından penaltı atışlarına geçildi. Rakibine 4-1 üstünlük sağlayan Galatasaray, UEFA Kupasını kazanan taraf oldu. Penaltı atışlarında Ergun Penbe, Hakan Şükür, Ümit Davala ve Giga Popescu Galatasaray adına topu ağlara gönderen isimler oldular.
Bu büyük başarı, bir Türk takımının ülke tarihinde ilk bir Avrupa kupasını Türkiye’ye getirmesi anlamını taşıyordu. Galatasaray’ın bu büyük başarısı, Türk futbolunda yepyeni bir ufuk açmış, o güne kadar yerel hedeflerle yetinen Türk kulüplerinin önüne uluslararası perspektif açmıştır. Galatasaray’ın, Avrupa’nın futbolda ileri gitmiş ülkeleri arasında kendi çabasıyla edindiği bu haklı yer, tüm dünyada da yankı bulmuştur. Galatasaray adı, bu büyük başarıyla dünyanın birçok ülkesinde ve özellikle 3. dünya ülkeleri arasında büyük bir sevgi ve sempatiyle bilinir olmuştur.
Bugüne kadar geçilememiş olduğu gibi, aynı sezonun devamı niteliğinde olan UEFA Super Cup‘unda da alınmasıyla daha perçinlenmiştir..
3. Tur 1. Maç
23.11.1999
Bologna 1 – Galatasaray 1
3. Tur 2. Maç
09.12.1999
Galatasaray 2 – Bologna 1
4. Tur 1. Maç
02.03.2000
B.Dortmund 0 – Galatasaray 2
4. Tur 2. Maç
09.03.2000
Galatasaray 0 – B.Dortmund 0
Çeyrek Final 1. Maç
16.03.2000
Real Mallorca 1 – Galatasaray 4
Çeyrek Final 2. Maç
23.03.2000
Galatasaray 2 – Real Mallorca 1
Yarı Final 1. Maç
06.04.2000
Galatasaray 2 – Leeds United 0
Yarı Final 2. Maç
Leeds United 2 – Galatasaray 2
20.04.2000
FİNAL
17.05.2000
Galatasaray 4 – Arsenal 1
İşte maçlarla Galatasaray’ın UEFA ve Süper Kupa macerası;
Galatasaray tarihinin en büyük başarısı, aynı zamanda Türk futbol tarihinin en büyük başarısı olarak da nitelenen UEFA Kupası zaferidir. 1999-2000 sezonunda kazanılan bu büyük başarı, aslında Şampiyonlar Ligi’nden başlamaktadır. Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’ndeki son maçında İtalya devi AC Milan ile karşılaşacaktır. Kazanması durumunda, yoluna UEFA Kupası’nda devam edecek, kazanamazsa elenecek, AC Milan UEFA Kupası biletini alacaktır.
İki takım açısından da son derece önem taşıyan maçta karşılıklı goller olur ve son dakikalara girerken skor beraberedir. İtalyan takımının yaptığı bir savunma hatası sonucu Galatasaray son dakikada penaltı kazanır. Ümit Davala penaltıyı attığında, spiker bu kritik golü "Giden maç döndü" diyerek anlatmıştır.
Böylece AC Milan elenirken, Galatasaray UEFA Kupası 3. turuna katılmaya hak kazanır. Kuralar çekilir, Galatasaray 3. Turda yine bir İtalya Serie A takımı, Bologna ile eşleşir. Aşırı soğuk bir havada oynanan karşılaşmada, deplasmanda İtalyan ekibiyle dişe diş mücadele eden G.Saray, 90 dakikayı avantajlı bir skorla tamamlar. Hakan Şükür’ün kafa golüyle maç 1-1 berabere biter.
Ali Sami Yen Stadyumu’nda oynanan rövanş maçını ise Ümit Davala ve Hasan Şaş’ın attığı gollerle Galatasaray 2-1 kazanır ve son 16 takım arasına katılır. 4. Turdaki rakibi, Alman Bundesliga ekibi Borussia Dortmund olur.
Bologna’yı eleyerek dikkatleri çeken Galatasaray, deplasmanda oynadığı maçta Borussia Dortmund’u 2-0 yendiği zaman yeni bir şaşkınlık yaratır. Sarı kırmızılılara galibiyeti getiren golleri Hakan Şükür ve Hagi atmıştır. Alman gazeteciler "Dortmund’u hiçbir takım bu kadar ezmemişti. Bu takım nereden çıktı" yorumunu yaparlar.
Almanya’daki gurbetçi Türkleri de sevince boğan bu galibiyet sonrası Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, "Bu başarılar G.Saray’ın değil, Türk insanının yapmak istediği şeylerdi" diyerek konuyu özetler. Rövanş maçı berabere sonuçlanır. Galatasaray adını çeyrek finale yazdırmıştır.
Çeyrek finaldeki rakip La Liga ekiplerinden Real Mallorca’dır. Yine ilk maçı deplasmanda oynayan Galatasaray, yine işi ilk maçta bitirir. Türk gazetelerinin destan olarak nitelediği maçı Galatasaray Arif, Emre, Hakan Şükür ve Okan’ın golleriyle 4-1 kazanır.
Rövanş maçında, bu sefer Capone ve Hakan Şükür’ün golleriyle İspanyol rakibini Ali Sami Yen Stadı’nda da devirip yarı finalist olur. Ertesi gün yarı final kuraları çekilecektir.
UEFA Kupası için bahis firmaları İngiliz Arsenal’i birinci, İngiliz Leeds United’ı ikinci sırada favori göstermektedir. İsviçre’nin Nyon kentinde çekilen kuralarda Galatasaray İngiliz Leeds United takımı ile eşleşir.
Gergin Yarı Final
İlk maç İstanbul’da oynanacaktır. Avrupa kupalarındaki 50. galibiyeti hedefleyen Galatasaray buna Hakan Şükür ve Capone’nin golleriyle 2-0’lık skorla ulaşır. Galatasaray ikinci maç için büyük bir avantaj elde eder, ama İngiliz basını maçtan önce yaşanan kanlı olayları manşete taşır.
Maçtan önce, Beyoğlu’ndaki barlarda içki içerek etraflarındakilere sarkıntılık yaptıkları iddia edilen yüz kişilik İngiliz holiganın Taksim Meydanı’na çıkmasıyla büyük kavgalar yaşanır. Bıçakların çekildiği olaylarda iki İngiliz taraftarı hayatını kaybeder.
Olay Türk ve İngiliz basınınca da karşılıklı olarak tırmandırılır. Rövanş maçına kadar geçen 2 haftalık sürede gerginlik o kadar yükselir ki, İngiltere’de oynanan maçta Türk taraftarlarına bilet satışı yasaklanır. İngiltere’nin Leeds kenti maç günü adeta polis işgaline uğrar.
Taksim’deki olaylarda yaşamını yitiren iki İngiliz taraftar için düzenlenen tören nedeniyle maç 10 dakika geç başlar. Her iki takımın futbolcuları sahaya kollarında siyah bant takarak çıkmıştır. Maç öncesinde orta yuvarlak üzerinde toplanan futbolcular, 1 dakikalık saygı duruşunda bulunurlar.
40.000 ateşli İngiliz taraftarın önüne çıkan "Aslan" bu zor deplasmanda da istediğini almayı başarır. Maçı, Hagi ve Hakan Şükür’ün ayağından bulduğu gollerle 2-2 berabere tamamlayan Galatasaray UEFA Kupası Finaline adını yazdırır. Rakip İngiliz devi Arsenal’dir.
Final maçı Danimarka’da 38.000 kişilik Kopenhag Parken Stadı’nda oynanacaktır. Yine Türk ve İngiliz taraftarlar karşı karşıya gelir. Maçtan önce Kopenhag’da kavga çıkar, 25 kişi yaralanır. Stadyumda ise güzel görüntüler vardır. Yirmibinin üzerinde Türk taraftarı, tribünlerde renk cümbüşü oluşturur.
Galatasaray, bu maça Leeds maçında kırmızı kart gören Emre’den yoksun olarak çıkar. İki takım da gol bulamadıkları için, zor ve gergin bir maç olur. 120 dakika sonunda halen gol atılamamıştır ve maç sonucu penaltılara kalır.
Kaderin cilvesi, penaltı atışları da Türk taraftarların önünde yapılır. İlk penaltıyı kullanan Ergün, topu ağlara gönderir. Ardından Suker’in vuruşunda top yan direkten döner. G.Saray’da ikinci vuruşu Hakan Şükür gole çevirir. Arsenal, Parlour’la durumu 2-1 yapar. Ümit Davala, çok soğukkanlı kullandığı vuruşla G.Saray’ı 3-1 öne geçirir. Arsenal’de ise Vieira’nın penaltı atışı üst direkten döner. Son kez topun başına gelen Popescu skoru ilan eder: 4-1.
Penaltı atışlarında hiç fire vermeyen Galatasaray Türk futbolunda bir ilke imza atar ve UEFA Kupasını Türkiye’ye getirir. AP Galatasaray’ın başarısını "Türk spor tarihinin en önemli günü" olarak dünyaya duyurur.
Galatasaraylı fubolcular, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’dan İstanbul’a dönüşte muhteşem bir törenle karşılanır. Ertesi gün öğlen saatlerinde Atatürk Havalimanı’na inen sarı kırmızılı kafile binlerce coşkulu taraftarın arasında uçağın merdivenlerinden inip üstü açık bir otobüse biner. G.Saraylı futbolcular, insan selinin aktığı Atatürk Havalimanı’ndan konvoy eşliğinde Taksim’e gider. Taksim’de ise onbinlerin katıldığı tarihi bir kutlama yapılır.
UEFA tarafından her yıl, Şampiyonlar Ligi şampiyonu ile UEFA Kupası şampiyonunun karşılaştığı bir prestij maçı düzenlenmektedir. Kazanan takım Avrupa Süper Kupası’nı kazanmaktadır. 2000 yılında da UEFA Kupası şampiyonu Galatasaray ile Şampiyonlar Ligi şampiyonu Real Madrid, 25 Ağustos 2000’de Monaco’da karşılaşmış, maçı Jardel’in attığı iki golle Galatasaray 2-1 kazanmıştır. Böylece Galatasaray kulüp müzesine aynı yıl ikinci Avrupa kupasını koymayı başarmıştır.
2000 yılında Avrupa nın gözde takımlarını saf dışı bırakarak UEFA Kupası nı namağlup kazanan kadrodaki oyuncular şimdi ne yapıyor? Kaç tanesi futbol hayatlarını sürdürüyor?
Arif Erdem (37): Üzerinden seneler geçmesine rağmen Manchester United a attığı muhteşem gol hafızalarda… 2005 sonunda futbolu bıraktı. İstanbul BŞB de yardımcı antrenörlük görevini halen sürdüren Arif Erdem, takımının Süper Lig e yükselmesinde büyük rol oynadı.
Carlos Alberto Capone (36): 1999’da Galatasaray’ın kadrosuna dahil ettiği Brezilyalı, üç sene sarı-kırmızılı formayı giydikten sonra Kocaelispor’a transfer oldu. Ardından futbol hayatına ülkesinde devam etti. En son, Brezilya’nın Sao Paulo eyaletinde AtlPortuguesa Santista takımında oynadı. Şimdilik antrenmana çıktığı bir kulübü yok…
Claudio Taffarel (42): 1998 de transfer edilen, Avrupa yolunda; özellikle finaldeki imkansız kurtarışlarıyla Galatasaray’ın başarılarında büyük rol oynayan Taffarel, 2001’de Parma’ya transfer oldu. İki yılın sonunda futbol hayatına son verdi. Bir süre kaleci antrenörlüğü yapan Taffarel, şimdilerde sadece genç oyuncularla ilgilenen bir menajerlik şirketinin başında…
Ergün Penbe (36): 13 yıl Galatasaray’a hizmet eden, UEFA Kupası nın baş kahramanlarından birisi olan Penbe, 2006- 07 nin sonunda sözleşmesi bittiği için yıllarca emek verdiği takımından bedelsiz olarak ayrıldı. Bir sezon Gaziantep te oynadıktan sonra futbolu bıraktı. Kısa süren spor yorumculuğunun ardından ligde kötü günler geçiren Hacettepe nin yardımcı antrenörlüğüne getirildi.
Fatih Akyel (31): Galatasaray ın altyapısından yetişen ve 1996-1997 sezonunda A takıma yükselen Fatih Akyel, teknik direktör Terim’in el üstünde tuttuğu isimlerdendi. Galatasaray’ın ardından gittiği Mallorca’dan sonra Florya’ya taraftarına saldırdığı Fenerbahçe’ye transfer oldu. Akyel, Trabzonspor, Ankaragücü ve Gençlerbirliği formalarını da giydi. Şimdi geçen sezon küme düşen, Bank Asya Birinci Lig takımı Kasımpaşa’da forma giyiyor.
Gheorghe Hagi (43): Real Madrid ve Barcelona gibi büyük takımlarda forma giyen, 1996-97 sezonunda Galatasaray’a transfer olan Hagi, rüya gibi dönemlerde 10 numaralı forma ile efsane oldu. Hagi, 2001 yılında futbol hayatını sona erdirdi. Hagi, bir süre ülkesinin (Romanya) milli takımında teknik direktörlük yaptı. Türkiye’de Bursaspor’un başına geçti. Daha sonra da Galatasaray’a teknik direktör olarak dönüş yaptı. 2004-2005 sezonunun sonunda Galatasaray’a veda etti. Şimdi ise Romanya’daki otelinin başında…
Gheorghe Popescu (41): İşte, Parken Stadı’ndaki finalde kupayı getiren son penaltıyı gole çeviren isim… 1997 de Galatasaray’a gelen Popescu, 2001’de gittiği Lecce’de iki yıl oynadı ve sahalara veda etti fakat futboldan kopmadı. Şu anda Romanya da menajerlik yapıyor.
Hakan Şükür (37): Avrupa maceralarında başarılı olamayan Şükür, Galatasaray’da futbolu bıraktı. Şimdi ise spor yorumculuğu yapıyor.
Hakan Ünsal (35): Galatasaray’ın emektar isimlerinden… 2002 yılında İngiliz ekibi Blackburn Rovers ile anlaşarak takımdan ayrıldı. 6 ay süren yurtdışı serüveninin ardından yuvaya geri döndü. Rizespor’da forma giydi ve ardından futbolu bıraktı. Ünsal’da günümüzün gözde spor yorumcularından…
Mehmet Bölükbaşı (30): Taffarel den sonra ikinci kaleciydi. 2003’te Galatasaray’dan ayrıldı. İstanbul, Bolu, Rize ve Samsun’da oynadı. Futbol hayatına Bozüyükspor’da devam edecek.
Okan Buruk (35): Altyapıdan yetişen Okan, 2001 de Inter Milan’a gitti. 2004-2005’te Beşiktaş ile anlaştı. 2006 da ise boş mukavele ile Galatasaray’a geri döndü. İlerleyen yaşına rağmen İstanbul BŞB forması giyiyor.
Suat Kaya (41): Uzun süre Galatasaray’a hizmet eden Suat, 2003 te jübile yaptı. Ardından Galatasaray altyapısını çalıştırdı ve PAF Takımı’nı iki sezon şampiyon yaptı. 2006-2007 ortasında Gaziantep BŞB’de teknik direktör olarak görev aldı. Ordu’yu da çalıştırdı. Rizespor’un başına getirildi.
Ahmet Yıldırım (34): Dönemin kadrosunda yer alan Yıldırım, özellikle Hertha Berlin maçındaki performansıyla izleyenleri etkilemiş, Kopenhag’daki final maçının da uzatma devrelerinde forma giymişti. Ardından Beşiktaş’a transfer oldu. Ankaraspor, Etimesgut Şekerspor ve Malatyaspor’da oynadıktan sonra 2007’nin bitiminde Adanaspor ile anlaştı. Artık meşin yuvarlağın peşinden koşmuyor ve hayatını antrenör olarak devam ettirmek istiyor.
Ümit Davala (35): AC Milan da forma giydikten sonra Sami Yen’e geri döndü. 2003 te Bundesliga’nın güçlü ekibi Werder Bremen’e transfer oldu.
2004 yılında rap tarzı bir albüm çıkaran Davala, futbol hayatını 2006 da sonlandırdı. Ümit Milli Takım antrenörlüğünden sonra Galatasaray’da yardımcı antrenör olarak görev aldı fakat 2008 in son aylarında ayrıldı.
M.Yozgatlı (29): Türkiye de Galatasaray, Adanaspor, İstanbulspor, Fenerbahçe ve Beşiktaş formalarını giyen Yozgatlı, UEFA Kupası’nı kazanan Galatasaray’ın kadrosundaydı. Bugün Gaziantepspor forması altında futbol hayatına devam ediyor.
Bülent Korkmaz (40): Galatasaray’ın efsane kaptanı’nın Parken Stadı’nda tek koluyla verdiği mücadele unutulmaz. Büyük kaptan , çok sevdiği sarı-kırmızılı formaya 2005 yılında veda ederek Gençlerbirliği’nde yardımcı antrenör oldu. Sonra Kayseri Erciyesspor’un başına geçti. Bursaspor ve Gençlerbirliği’nde de teknik direktörlük yapan Korkmaz, şu anda takım çalıştırmıyor.
Emre Belözoğlu (28): 16 yaşında Galatasaray A Takımı’na giren ve başlarda Hagi’nin varisi olarak görülen Emre, 2001 de Inter’e, 2005’te de İngiliz ekibi Newcastle’a transfer oldu. Şimdilerde Galatasaray’ın ezeli rakibi Fenerbahçe’nin formasını giyiyor.