Aydınlar’ın sözleri dehşet verici

Futbol
TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ile Başkan Yardımcıları Göksel Gümüşdağ ve Lütfi Arıboğan’ın istifaları spor kamuoyunu karıştırdı. CAS üyesi Avukat Kısmet Erkiner’in iddiaları da bu istifa...
EMOJİLE

TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ile Başkan Yardımcıları Göksel Gümüşdağ ve Lütfi Arıboğan’ın istifaları spor kamuoyunu karıştırdı. CAS üyesi Avukat Kısmet Erkiner’in iddiaları da bu istifalarda büyük rol oynadı. TFF’deki bu istifa depremini Fotomaç yazarı Mert Aydın ve Star yazarı Ali Sami Alkış’la konuştuk.

FUTBOLDA KAOS DAHA DA BÜYÜDÜ

TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar’ın bir gün önce istifa etmeyeceğini söyleyip, bir gün sonra CAS üyesi Avukat Kısmet Erkiner’in açıklamalarının ardından Başkan Yardımcıları Göksel Gümüşdağ ve Lütfi Arıboğan ile birlikte istifa etmesini değerlendiren Spor Yazarı Mert Aydın, şunları söyledi:

“Sayın Mehmet Ali Aydınlar’ın dünkü açıklamasında -açıkça söylemek gerekirse- bahsettiği şeyleri yeni öğrenmiş olmasını dehşetle karşılıyorum. Çünkü hepimiz UEFA’nın buradan, bu durumdan zaten sıyrılabilmek için kararı federasyona aldırttığını biliyorduk. Bilmiyorum başka bir nedeni yoksa, Kısmet Erkiner’in bahsettiği nedenden dolayı istifa etmesini açıkçası çok normal karşılamıyorum. Ama onun dışında hani gerçekten de artık sıkıldıysa, isyan ettiyse -onu bilemem tabi- onun için bırakılabilir. Ortada bir kaos var mı? Zaten vardı kaos. Sayın Aydınlar istifa etmeden önce her şey güllük gülistanlıktı da, o istifa ettiği için kaos olmadı. Zaten bir kaos var, devam ediyor, devam eden bir süreç var. İşler daha da karıştı sadece. Kaosun içinde kaos daha da büyüdü diyebiliriz. Yeni bir kaos olmadı, bu istifa kaosu büyüttü. Bunun sonucunda Etik Kurul’un, TFF’nin, PDFK’nın değişme ihtimalini düşünürsek şu ana kadar süreçle ilgili yapılanların sıfırlanması gibi tehlike var. Nasıl halledilir bilmiyorum ama iş daha da uzayacak, çok farklı yerlere gidecek diye düşünüyorum. Artı açıklamalardan da şunu anlamaya başladık herhalde yakında CAS tahmin ediyorum ki, bu olayın UEFA ile bir ilgisi olmadığını ve Fenerbahçe ile TFF’nin yerel olarak bu işi halletmesine karar verebilir.
O zaman daha büyük bir fırtına kopmaz mı? Fenerbahçe açısından söylüyorum bunu.

Şu saatten sonra fırtına da kopsa, tipi de olsa artık her şeye alıştık. 3 Temmuz’dan bu yana Türkiye’de o kadar değişik bir ortam var ki, yani bundan sonraki hiçbir gelişmeyle ortam daha sakin, daha da fırtınalı olmaz. Zaten yeterince fırtınalı. Bugün, yarın lig maçları var. Şu anda kaç kişi lig maçlarını konuşuyor? Herkes bu olayları konuşuyor. Sezon başından beri konuşmaya da devam ediyor. Temmuz ayından bu yana sonuçta çözümsüzlüğün çözüm olmaya doğru gittiği bir ortam diye düşünüyorum.  Yani bir süre sonra çözümsüzlük çözüm haline gelebilir.”

AYDINLAR’IN UEFA’NIN SAVUNMASINDAN HABERSİZ OLMASI GARİP

TFF yönetiminden istifa eden Aydınlar, Arıboğan ve Gümüşdağ’ın Fenerbahçe’nin CAS’a açtığı davanın geri dönmesi durumunda fatura kesilecek isimler olmamak için mi bu istifa kararını aldıklarını sorduğumuz Mert Aydın, “Eğer böyle bir durum varsa istifa etmeleri onları kurtarmaz ki. Sonuçta eğer böyle bir durum olursa Fenerbahçe kişisel olarak onlara da dava açma hakkına sahip. Federasyonda görev yaparak bu işten kurtulmaları daha zordu ama gerçekten bir yanlış işlem yapıldıysa yanlış işlemin bedelini oranın başkanıyken ya da başkan yardımcısıyken, başkan yardımcısı olmadan da ödersiniz. Neden olarak bunu gösteremem. Bence bu olaylar zaten başından beri biliniyor, raporlar falan filan… Zaten Kısmet Erkiner’in okuduğu rapor, Eylül ve Kasım ayında CAS’a gönderilmiş raporlar… Pier Cornu’nun daha önce hepimizin öğrendiği o meşhur raporunun hukuki dille yazılmış olanı, özel bir şey yok orada. Özel ve yeni bir şey yok. İnsanlar neden bu kadar şaşırdı, ben sadece o bölümünü bilmiyorum. Yani Sayın Aydınlar da bundan nasıl haberdar değil, onu da hiç çözemedim. Garip yani…” dedi.

Mehmet Ali Aydınlar’ın iddia ettiği gibi UEFA’dan gelen belgelerin kendisinden saklandığı iddiaları için ne düşündüğünü sorduğumuz Mert Aydın, “Farzetki gizlendi, Sayın Aydınlar hiç mi televizyon izlemiyor, gazete okumuyor. Zaten ben, Pier Cornu’nun o açıklamalarını savunma olarak veren UEFA’nın CAS’taki savunmasının çok daha farklı bir şekilde olacağını hiçbir zaman düşünmedim. Tabi ki öyle diyecekler, kendilerini sıyırmak için…” dedi. 

ERKİNER’İN FİKRİNE KATILMIYORUM
Kısmet Erkiner’in “şike iddiaları için karar verilirken maçların gözlemci ve hakem raporlarına bakıp, maçları tekrar izledikten sonra, şike teşebbüsü varsa bile bu girişimin sahaya yansıyıp yansımadığına bakıldıktan sonra küme düşürülme cezası verilebilir” şeklindeki değerlendirmesini yorumlamasını istediğimiz Mert Aydın, şöyle konuştu:

“Erkiner’in daha önceki açıklamaları pek o yönde değildi, yani birazcık karıştı ortalık…  Yani bilmiyorum nasıl böyle bir açıklama yaptı? Sayın Erkiner’in hukukçu kişiliğiyle ilgili bir itirazımız olamaz, onun için bu konuda çok fazla yorum yapmak istemiyorum ama onun fikrine katılmıyorum.

İddianamedeki her olay doğrudur diyemem ama hukukçu olarak değil, normal bir vatandaş olarak bir teşebbüs varsa bile ahlaksızca etik olmayan bir şeyler yapıldığı ortada. Ama mantığın doğru olmadığını düşünüyorum. Suçsuz olabilirler ona bir şey diyemem ama bu mantığın doğru olmadığını düşünüyorum.”

27 Şubat’ta yapılacak TFF seçimlerinde Haluk Ulusoy ve Mehmet Atalay isimlerinin geçtiğini belirttiğimiz Mert Aydın, şu değerlendirmelerde bulundu:
“27 Şubat sabahına kadar daha çok kişinin ismi geçer. 26’yı 27’e bağlayan gecede Ankara’da otellerdeki yapılan lobi faaliyetleri sonucunda muhtemelen sonuç belirlenir. O yüzden biz şimdi X gelir, Y gelir, Z de çok şanslı dersek hata ederiz. Son kongre başlamasından bir gün önceye kadar 58. maddenin bir kereliğine delineceği konusunda herkes hemfikirdi. Sonra ne olduğunu gördük, o yüzden şimdi o aday, bu aday; o olursa ne olur, bu olursa ne oluru konuşmak için çok erken.”

AYDINLAR UEFA’NIN OYUNUNA GELDİ
Mehmet Ali Aydınlar’ın TFF Başkanlığı’ndan istifasıyla ilgili olarak CAS’taki davaya dayandırılan iddiaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığını sorduğumuz Ali Sami Alkış, şunları söyledi:
“Ben işin başından beri bu federasyona tamamen karşıyım. Çünkü Fenerbahçe’yi idare etmeye kalktı, yüzüne gözüne bulaştırdı. Vatandaşı idare etmeye çalıştı, UEFA’yı toparlamaya çalıştı, herkesin her dediğini yapmaya çalışıyor. Hiç kimseyi inandıramadan gitti. Bu açıdan gitmesine seviniyorum ancak istifasına neden olan CAS’taki ifade beni de gerçekten şaşırtıyor açıkçası. Yani burada UEFA’nın ikili oynadığını, Avrupalı gibi fikri, zihni, politikası gelişmiş, evrensel ilkelere bağlı bir kurum olması gerekirken oynak bir kurum haline geldi. Açıkçası bunu gördükten sonra ben bile şoke oldum. Yani orada haksız olduğunu söylemek mümkün değil. Bilgiyi ona ulaştırmıyorlar, Başkan olduğu halde onun da haberi yok. Gitmekten başka yapacak bir şey kalmadı. UEFA’nın ikili oynaması ve ona bilgi ulaştırılmamasını gören biri gitmekten başka ne yapabilirdi. O da gitti. Bir gün önce tam tersini söylemiş olması elbette çok vahşice bir şey ama bu duruma geldikten sonra kimse kalamazdı. Gitmesini istiyordum ama bu şekilde değil.

UEFA’nın ikili oynadığının işaretlerini Kısmet Erginer verdi. Araştırınca bunun doğru olduğunu gördü. UEFA kesinlikle dürüst değil. Fenerbahçe’nin gitmesini isteyen kesinlikle UEFA’ydı. Bir türlü karar alamayan bir adam son gün Fenerbahçe gitmesin diye karar alabilecek dirayette birisi mi, değil. Zaten onun ne kararı var, ne cesareti var, ne aklı var, ne mantığı var. Orada UEFA’nın oyununa geldi, bütün yük ona yüklendi.”

TFF içinden Aydınlar’a bilgi verilmemesinin sebebinin ne olabileceğini sorduğumuz Ali Sami Alkış, “Çok karmaşık bir ortam içerisindeler, akılları çok dağıldı. Ortada bir başkanı zor durumda bırakma operasyonu olduğunu düşünmüyorum. Çünkü başkana haber verilmesi gereken o kadar çok şey oldu ki, 24 saat içerisinde 24 operasyon oldu. Bunun bilinçli yapıldığını zannetmiyorum. Tamamen kargaşa ve kaostan kaynaklanan bir travma.” diye konuştu.

TFF KARARINI 5 AY ÖNCEDEN VEREBİLMELİYDİ
Kısmet Erkiner’in şike yapan takımın düşürülmesi için PFDK ve Tahkim Kurulu’nun gözlemci ve hakem raporlarını dikkate alması gerektiği şeklindeki değerlendirmesini sorduğumuz Ali Sami Alkış, şöyle konuştu:

“İnsaf!.. 70 bin sayfa tape’nin olduğu bir yerde, bir yıla yakın bir zamandır insanların cezaevinde olduğu bir yerde yargı kesin kanıt ister. Ama federasyonun kesin kanıta ihtiyacı yoktur, hala mı kanaat edemiyorlar yani. Olmuş işte bunlar… Kangren olmuş yeri keseceksin. Bu kadar basit bir şeyi, nasıl kimseyi üzmeden, hırpalamadan; nasıl ben de zor durumda kalmadan hallederim dersen işte böyle yüzüne gözüne bulaştırırsın. Bu Federasyon’un oturup kendi başına alacağı bir karardır. Bu kararı alamadılar, işin özeti budur. Karar almak için yeterli argüman var, kanıt bulmaya gerek yok. Buna rağmen sen süründürürsen hem Türkiye, hem Fenerbahçe, hem içerdekiler, hem dışardakiler zarar görür. Türkiye kararı almakta çok geç kaldı, kargaşa buradan kaynaklanıyor.  Küme düşme kararı bundan 5 ay önce çok rahat verilebilirdi.”

27 Şubat’ta yapılacak TFF seçimleri sonrası neler yaşanabileceğini sorduğumuz Ali Sami Alkış, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çok kötü, çok feci bir durum oldu bu. Bu işleri toparlamaya kalkarken korkarım ki, UEFA bizden bunun acısını çıkarır. Çünkü en azından 45 gün içinde seçimler olacak. 45 günde oldu diyelim, yeni ekip oluşacak bir 45 gün daha koy. Adamlar bütün ifadeleri yeniden alacaklar. Nerden bakarsanız bakın 6 ayda işin içinden çıkılamaz. Çok zor hatta imkansız olan bir sürece giriliyor ki, böyle bir süreci karşılıksız bırakmak, UEFA karşısında bizim elimizi kolumuzu bağlıyor.  Adamlar da kangrenden kurtulmak için atalım gitsin, önce dertlerinden kurtulsunlar sonra bize gelsinler deyip 3-4 yıl bizi uzaklaştırabilirler. Zaten bu sürpriz olmaktan çıktı. Demoklesin kılıcı gibi koptu kopacak bekliyoruz.”

on5yirmi5.com