Nedir bu Pilates?
Son zamanlarda bir pilates çılgınlığıdır almış gidiyor, belki dikkatinizi çekmiştir. Ünlü ve popüler oyuncular, şarkıcılar son derece formda vücutlarını pilates ile şekillendirdiklerini açıklıyorlar. Özellikle Madonna’nın 40’lı yaşlarının sonunda sahip olduğu fit bedeninin sırrının pilates olduğu ortaya çıkınca herkeste bir pilates sevdası baş gösterdi. İyi de nedir bu pilates, anlat deseler söyleyecek şeyiniz var mı? İlla özel çalıştırıcı eşliğinde mi yapılır bu meret? Söylendiği kadar yararlı mıdır? Nedir ne değildir, sizin için araştırdık. Bakınız durum şu…
Normal fitness hareketlerine az çok aşinasınızdır. Bu hareketlerin yerde yapılanları ile yine hiç değilse televizyondan görmüş olabileceğiniz yoga hareketlerini kaynaştırarak bedeni içten güçlendiren ve forma sokan bir egzersiz türü pilates. Çeşitli aletler kullanılarak yapılan hareketleri de var, bir jimnastik matının üzerinde alet edevat gerektirmeden yapılanları da. Dolayısıyla illa ki bir spor salonunda özel eğitmenle çalışacaksınız diye bir kural yok. Ama yine de her türlü spor için geçerli olan bir kural var ki o da ne yaptığınızı biliyor olmanız gerektiği. Aksi takdirde fit olacaksınız diye bir tarafınızı sakatlamanız işten bile değil. Bunu da hiçbirimiz istemeyiz.
Mini tarihçe: Bu egzersiz türü, soyadı Pilates olan bir Alman beyefendi tarafından yaratılmış. Kendisinin ismi Joseph. Joseph Pilates, küçüklüğünde bazı rahatsızlıklar geçirmiş ve bunların sonucunda vücut direnci azalmış. Pek çok spor dalıyla yakından ilgilenen Pilates, kendi kendine geliştirdiği bazı hareketlerle, yatar pozisyondayken direncini yeniden kazanabildiğini fark etmiş.
Bunlar üzerinde yoğun olarak çalışmış ve ortaya bir dizi egzersiz hareketi çıkmış. Kendi adıyla tanıttığı bu programı, 1. Dünya Savaşı’nda sakatlanan askerleri yeniden sağlıklarına kavuşturmak için de kullanmış ve olumlu sonuçlar almış. Bugün de bazı fizik tedavi programlarında pilatesten faydalanılıyor. Gördüğünüz gibi pilates daha yeni popüler olmuş olabilir ama kökeni taa 1930’lara kadar uzanıyor.
Faydaları: Yukarıda anlattıklarımızdan da çıkarabileceğiniz gibi, bu programı yaratırken Joseph Pilates’in derdi kilo vermek ve kaslı bir vücuda sahip olmak değil, vücut direnci ve kondisyonunu sağlamakmış. Kalça ve bel kemiği rahatsızlıklarını gidermek, iskelet dengesini kurmak, vücuda doğru nefes almayı öğretmek esas amacıymış. Şimdi daha estetik amaçlarla kullanılıyor olsa da yine pilatesi tercih edenlerin büyük çoğunluğu aynı zamanda dengeli bir duruşa sahip olmak, sağlıklı bir kemik yapısı kazanmak gibi kaygılar da güdüyorlar. Sırt ve bel ağrılarından kurtulmak, düz ve biçimli bir karına, ince bir bele sahip olmak, dik durmak da pilates yapanların amaçları arasında.
Nedir, nasıl işler?: Uzakdoğu kaynaklı bir egzersiz biçimi olan yoganın, bedensel rahatlığı zihinsel yollarla çözümlediğini bilirsiniz. Aslında yoga bir şekilde, zihninizi, bedeninizi doğru yönlendirebilmesi için bir eğitme yöntemidir. İşte pilates de yoganın bu özelliğinden faydalanıyor ve zihnimizi kullanarak vücudumuzu doğru kullanabilmemizi sağlıyor. Önemli olan şey, sağlam bir kontrol gücü. Tabii ki her an tetikte olacaksınız diye bir şey yok, zaman geçtikçe bu kontrolü otomatik olarak elde edeceğiniz söyleniyor. Ayrıca bir enerji, bir ataklık kazanıyor bedeniniz. Bu kontrol meselesi nedeniyle aslında Joseph Pilates, kendi geliştirdiği bu metoda “Contrology” adını vermiş.
Pilates egzersizlerinde en önemli faktörlerden biri denge. Omurganın ve kas topluluklarının birbirini dengeli bir şekilde desteklemesi isteniyor. Tüm kaslar adil bir biçimde çalıştırılıyor ve iskeletle orantılı bir bütünlük içine girmesi sağlanıyor. Üstelik büyük oranda esneklik gücü de veriyor. Bunu öyle içten yapıyor ki omurların arası bir parça açılıyor ve boyunuz da buna bağlı olarak birkaç santim uzuyor.
Pilates programı, belli başlı bazı temel hareketler etrafında çevreleniyor. Bu hareketler 500’e yakın ama bu tabii ki her pilates seansında yüzlerce hareket yapacaksınız anlamına gelmiyor. Tam tersine, bir sürü hareketi peşpeşe yapmak değil, işinize gerçekten yarayacak olanları seçip onlar üzerine yoğunlaşmak önemli. Ayrıca pilates hareketleri kalbi yormuyor, vücuda basınç bindirmiyor. Büyük kas gruplarını olduğu kadar, ince bir dizi hareketle küçük kas gruplarını da çalıştırıyor. Doğru yapıldığı takdirde sakatlanma riski olmadığı söyleniyor. Diğer egzersizlere oranla insana kendini bitmiş tükenmiş hissettirmiyor.
Pilatesin iddialı bir tarafı da var. İlk seanstan itibaren farkı hissedeceğinizi, üç – beş seans sonucunda ciddi değişiklikler oluşmaya başlayacağını, 10 seansın epey işe yarar sonuçlar doğuracağını söylüyor çalıştırıcılar.
Öyle çok kapsamlı yardımcı aletler gerektiği de söylenemez. Uygulayanların anlattığına göre bir lastik top, özel bir çember ve bant yeterli oluyor aletli hareketler için. Yine de özünde, yukarıda da bahsettiğimiz gibi öyle lüks şartlarda ortaya çıkarılan bir disiplin olmadığı için, vücudunuzun sığacağı bir alan ve üzerine yatabileceğiniz bir mattan başka bir şey gerektirmiyor.
Pilates’in ana prensipleri şöyle sıralanıyor:
1. Zihnin madde üzerindeki gücünü sağlamak
2. Doğru ve dengeli nefes almak
3. Egzersizleri karın, bel ve kalçaların oluşturduğu merkez bölgede yoğunlaştırmak
4. Konsantrasyon sağlamak
5. Kas kontrolünü kazanmak
6. Her hareketin bir amacı olduğunu bilerek programa titizlikle uymak
7. Hareketlerde akıcılık sağlamak
Nasıl yapabiliriz?: Elbette en ideali o olsa da hepimizin maddi manevi olanakları özel hocalar eşliğinde çalışmaya izin vermediğinden, DVD’lerini alarak, İnternet’ten download ederek, kitaplarını edinerek evde de temel pilates hareketlerini yapmak mümkün. Deneyenlerin özellikle önerdiği “Pilates for Dummies” başlangıç için faydalı olabilir. Hareket örnekleri görmek için farklı kaynaklar da var: 1, 2, 3 ve 4.
Aman kendinizi zorlayacak hareketlerden kaçının. Amacımız size son zamanların popüler disiplinlerinden birinin ne olduğunu anlatmak. Faydalarının çok olduğu ortada, tabii ki doğru ve dikkatli uygulanırsa…
İştegenç.com