NBA hasreti bitiyor. Yeni sezonda ‘Son şampiyon’ Miami’yi en çok zorlaması beklenen takım, kadrosuna Dwight Howard ve Steve Nash’i ekleyen Los Angeles Lakers…
Amerika şu günlerde “ Obama mı, Romney mi?” sorusunun cevabını aramakla meşgul. Bu soru cevabını bulur bulmaz, gündemin basketbol sahalarına doğru kayması bekleniyor. Ufukta beliren soruya hepimiz aşinayız aslında; her yıl bu mevsimde sadece Kuzey Amerika’da değil, dünyanın hemen her köşesinde bitmeyen bir tartışmanın başlığı bu: “LeBron mu Kobe mi?”
Geçen haziranda sevinen, LeBron’cular olmuştu. “King James” nihayet kariyerinin ilk şampiyonluk yüzüğünü parmağına taktı. Zaten bahaneye bakan Miami halkı da geceler boyu partilere aktı. Şampiyon takımların işi ertesi yıl hep daha zor olur. Bunu çok iyi bilen deneyimli yönetici Pat Riley, yaz aylarında takımına iki önemli takviye yaparak James, Dwyane Wade ve Chris Bosh’tan kurulu sacayağının üzerindeki yükü hafifletmeye çalıştı. Şimdi mesafe tanımadan can yakabilen iki şutörü var Heat’in: Ray Allen ve Rashard Lewis. Bu isimlerin isabetli üçlükleri, James ile Wade’in bire birde daha fazla boş alan bulmasına yardımcı olacak. Sözün özü; Miami Heat yine 1 numaralı şampiyonluk adayı…
Vahşi batı
Doğu’da ne zaman iyileşeceği belli olmayan Chicago’lu Derrick Rose’un durumu da dikkate alınırsa, Miami’yi zorlayabilecek rakibin olmadığı görülüyor. Batı’da vaziyet her yıl olduğu gibi yine karışık. Geçen sezon final oynayan Oklahoma Thunder, o acı tecrübeden çıkardığı dersleri artı hanesine yazmak istiyor. Lakers, transfer döneminin en hareketli takımıydı. Uzun zamandır peşinde oldukları Dwight Howard’ı almakla kalmadılar, artık kariyerinde son düzlüğe giren Kanadalı oyun kurucu Steve Nash ve bir türlü olacağı kadar olamayan forvet Antawn Jamison’u da kadroya katarak, altı All-Star’lı (Kobe, Pau Gasol, Howard, Nash, World Peace ve Jamison) bir yıldızlar karması yarattılar. Kâğıt üzerinde muazzam bir ekip… Fakat koç Mike Brown’un bilgisi, görgüsü, tecrübesi, karizması doğru bir kimya oluşturmaya yetecek mi? İşte kritik soru bu…
Spurs’ü unutmamalı
Bu kadarla kalmıyor elbette… Son olarak normal sezonu birinci sırada bitiren ve play-off’ta üst üste on maç kazanıp, Batı finalinde Oklahoma karşısında 2-0 öne geçtikten sonra dağılıp giden San Antonio’yu da unutmamak lazım. Her zaman tempolu oynayan, bu sisteme çok uygun Andre Igoudala ve Wilson Chandler transferleriyle güç kazanan Denver ile bu yıl daha tecrübeli ve derin kadroya sahip Clippers’ı da yazın bir kenara…
‘Olağan’ finalistler…
Neticede, büyük çoğunluğun beklentisi haziran ayında bir Miami-Lakers (ya da isterseniz siz buna Lebron-Kobe deyin) finali izlemek. NBA tarihinde daha önce hiç yaşanmamış bir rekabet; gerçek bir yıldızlar savaşı… Ancak finale giden yolda Miami ne kadar rahatsa, Los Angeles temsilcisi de o kadar zorlu bir yarıştan sağ salim çıkmak zorunda.
Bizimkiler ne yapar?
Semih Erden’in Beko Basketbol Ligi’ne dönmesi ve Mehmet Okur’un kontrat bulamamasıyla NBA’deki temsilcilerimiz azaldı. Ömer Aşık ve Ersan İlyasova yeni kontratlar imzaladılar. Ömer, Chicago’dan ayrılıp Houston’lu oldu. Enes ’in kontratı da Utah tarafından 2014’e kadar uzatıldı.
HİDAYET TÜRKOĞLU: Sistemi Howard’la oynamaya kuran Orlando, güçlü pivotu kaybedince ne yapacak, merak konusu… Yeni koçla yeni döneme giriyorlar. Geçen yıl daha çok asistleriyle hücuma akıcılık veren Hido’dan, bu sene her maçta çift haneli skor beklenecek. Takımın performansı, onu da aşağı çekebilir. Kontratında son iki sezon…
ERSAN İLYASOVA: Beş yıl için 45 milyon dolara imza attı ve kaldı. Alıştığı dü-zen, eşinin sevdiği sakin şehir… Ersan da muhtemelen ‘İlk beş’te yer bulacak. Fakat Jennings-Ellis guard ikilisinden diğer oyunculara top kalması ve bu ekibin bir düzen içinde oynaması çok zor görünüyor. Muhtemelen şutların erken atıldığı, bol skorlu maçlar oynayacaklar. Play-off’a girmeleri kolay değil. Ersan’dan beklenen takımın ribaunt yükünü omuzlaması. 8.8 ribaunt ortalaması, kontrat yenilemesine yardımcı olmuştu.
ENES KANTER: Yazı çok sıkı çalışarak geçirdiği ve Utah sisteminin önemli parçası olacağı söyleniyor. Ligin en efektif 4 numaralarından biri Al Jeffer-son ile oynaması önemli avantaj. Kuvvetini yansıtabildiği ve maç eksikliğinden kaynaklanan fundamental sorunları çözebildiği ölçüde başarılı olacak. 20 dakikanın üzerinde süre bulabilirse double-double yaptığı maçları saymaya başlarız. Ancak imaj sorunları var: Seçtiği forma no (0) ve ‘ twitter ’daki fotoğraflarla kendisini eleştirenlerin değirmenine su taşıyor.
ÖMER AŞIK: Hazırlık maçlarında 25 dakika ortalamayla sahada kalması, hep takımın en çok ribaunt alanı olması Hous-ton’a gelmekle ne kadar doğru yaptığını ortaya koyuyor. Belki yine az top kullanıyor, skor düşük ama daha güvenilir rolde olduğu kesin. Serbest atışlarda ilerleme var. Beklentiler, üç yıl için 25 milyon dolar alacağı sözleşmeyi hak eder oyunlar çıkarması yönünde…
ZAZA PACHULIA: Gürcü asıllı pivot, zayıflayan Atlanta’nın vazgeçilmezlerinden. Çalışkanlığı, uyumu, sert savunmasıyla koç Woodson’un en güvendiği isimlerden. Yaşı ilerledi, söz-leşmede son yıla giriyor. Yine de geçen yılki 7.8 sayı, 7.9 ri-baunt ortalamalarını koruyabilecek güçte.
Radikal