Alex de Souza: Türk futbolu bu kafayla…

Basketbol
Fenerbahçe’nin eski kaptanı Alex de Souza, Teknik Direktör Aykut Kocaman ve kulüp başkanı Aziz Yıldırım’la yaşadığı sorunlar nedeniyle kulübünden olaylı biçimde ayrıldıktan sonra, ilk prof...
EMOJİLE

Fenerbahçe’nin eski kaptanı Alex de Souza, Teknik Direktör Aykut Kocaman ve kulüp başkanı Aziz Yıldırım’la yaşadığı sorunlar nedeniyle kulübünden olaylı biçimde ayrıldıktan sonra, ilk profesyonel futbolculuk deneyimini yaşadığı Brezilya’nın Coritiba takımıyla anlaştı.

Kendisini binlerce futbolsever uğurladı. Üstelik aralarında Fenerbahçelilerden fazlası vardı… Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bizzat kabul edip Türk futboluna hizmetlerinden dolayı teşekkür etti.

Türkiye’den gözyaşlarıyla ayrılan Alex de Souza, Breziya’da da yeni takımının taraftarlarınca gözyaşlarıyla karşılandı. Rio’da Türkiye Futbol Federasyonu’nun fuar yüzü oldu ve ülkemizi temsil etti. Şimdi yeni takımında, kendi ifadesiyle “kariyerinin en kritik döneminde”.

Alex şimdi yeni kulübünün bulunduğu, 14 Eylül 1977’de kendisinin de doğduğu Curitiba kentinde yeni hayatına alışmaya, daha doğrusu 8 yıllık başarılı Türkiye öyküsünün ardından döndüğü ülkesinde eski hayatını, çocukluğunu hatırlamaya çalışıyor.

Türkiye’den ayrılırken ve Brezilya’ya vardığınızda neler hissettiniz?
Doğruyu söylemek gerekirse birçok duygunun karışımıydı. Her şeyden önce ayrılış şeklimin güzel olmadığını düşünüyorum. Fakat her şey olup bittikten ve ben ayrıldıktan sonra duygu yoğunluğu çok fazla oldu.

Böyle bir tepki bekliyor muydunuz?

Açıkçası ben halkın ayrılışıma olan tepkisinin bu şekilde olacağını beklemiyordum. Brezilya’ya döndükten sonra da hayatımda yeni bir etap başladı. Belki de futbol kariyerimin en zorlu etabına hazırlanmaya başladım. Her zaman olduğu gibi elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıp, diğer dönemler gibi parlak bir şekilde kariyerimi sonlandırmak istiyorum.

‘BENİ EN ÇOK ŞAŞIRTAN VE MUTLU EDEN OLAY…’

Türkiye’de sizin için en şaşırtıcı, en keyifli, en hayal kırıklığı yaratıcı olaylar nelerdi?

Aslında bazen ufak şeyler insanı mutlu edebildiği gibi aynı şekilde mutsuz da edebiliyor. Ya da dışarıdan bakan insan için çok büyük görünen ve önemarz eden bir durumsizin için o kadar önemli olmayabiliyor. Ama beni en çok şaşırtan vemutlu eden olay, kontratımı sonlandırdıktan sonra halkın evime kadar gelip beni kucaklaması ve havaalanında binlerce kişinin beni uğurlamasıydı. Hayatımboyunca o günler aklımdan çıkmayacak.

‘TEKRAR BREZİLYA’YA ADAPTE OLUYORUZ’
Brezilya’daki yeni hayatınız nasıl? Neler yapıyorsunuz? Alışkanlıklarınız değişti mi?
Her Brezilyalının yaşadığı gibi yaşıyorum. Son senelerde Brezilya gelişim gösterdi ve büyüdü. Türkiye’de yaşarken oraya adapte olduk ve yaşantımızı Türkiye’ye göre şekillendirdik. Şimdiyse tekrardan Brezilya’ya adapte oluyoruz. Ben ve ailemgünlük yaşantının bir Brezilyalıya sunduklarıyla yaşamaya devam ediyoruz.

Bir Brezilyalı futbolcu herhangi bir Türk takımından transfer teklifi alsa, ona ne tavsiye edersiniz? Gitsin mi Türkiye’ye gitmesin mi? Veya hangi takıma gitsin?

Elbette söyleyeceklerim transfer teklifini yapanın hangi kulüp olduğuna göre değişir. Fakat büyük takımlarda oynamak her zaman daha caziptir. Genel anlamda Türk halkının futbola ve futbolcuya bakış açısı fantastik olduğu için, söyleyeceklerimgenelde pozitif olacaktır.

Biliyorsunuz, Türk halkı futbolu çok önemser. Futbola çok yatırımda yapılır. Ancak bir türlü arzulanan düzeyde uluslararası başarılar elde edilemiyor. Türk futbolunda eksik olan ne?

Türk futbolu ve Türk insanı saha içinde futbolcunun verdiği kavgaya daha fazla önem veriyor. Çok iyi oyuncular geliyor Türkiye’ye. Fakat bazıları kafalarındaki futbol ortamını bulamadıklarından dolayı ayrılmak istiyorlar. Başka bir örnek vermek gerekirse, altyapıya Türkiye’de fazla önem verilmiyor ve takımların altyapılarından az sayıda oyuncu çıkıyor. Ayrıca yeniden takım oluşturulması aşamasında yeterli özen gösterilmiyor ve başarısız olan sistemler üzerinde bile 2-3 sene durulabiliyor. Bunlar gelişme göstermeye çalışan kulüpler için eksiklik yaratır ve özellikle Avrupa’da beklenen sonuçları geciktirir.

Türkiye’den ayrılışınız sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sizi kabul ederek vedalaştı. Bu, Türkiye’de oynayan bir yabancı futbolcu açısından ilk kez yaşanan bir durumdu. Başbakan ile aranızdaki muhabbeti nasıl tarif edersiniz?

Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la iki kez yüz yüze görüşme fırsatımoldu. İlkinde Aziz Yıldırımile kendisini Ankara’da ziyaret etmiştik. İkincisiyse ben Türkiye’den ayrılmadan önce oldu. Ülke futboluna katkılarımdan dolayı bana çok teşekkür ettiğini söyledi. Çok gurur verici bir gündü benimiçin, çünkü bir başbakanın bir yabancı futbolcuyumakamında ağırlaması ve yaptıklarından dolayı teşekkür etmesi her futbolcunun yaşayabileceği tarzda bir gurur değildi. Bu yüzden Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sonsuza dek minnettarım.

Çok kişi sizi Galatasaray’ın efsanevi Rumen 10 numarası George Hagi ile kıyaslıyor. Kadim soru şu: “En iyi yabancı futbolcu hangisi?” Bu tartışma için ne söyleyeceksiniz? Hagi ile kendinizi kıyaslayabilir misiniz?

Ne Hagi ne de başka bir oyuncuyla karşılaştırma yapmıyorum. Türkiye’de böyle bir ortam yaratılıyor. “Kim kimden iyi” gibi sorular sorulup suni karşılaştırmalar yapılıyor. Bazı insanlar “Alex” diyebilir bazıları “Hagi”yi söyleyebilir. Bazıları da “Sergen” diyebilir. İnsanların düşünceleri değişik olabilir ve bu soruları soranların yapması gereken, düşüncelere saygı göstermektir.

Hiç Türk vatandaşı olmayı düşündünüz mü?

Evet düşündüm. Türk pasaportu almak için başvuru yapacaktım fakat maalesef Brezilya devlet kanunları buna izin vermedi ve bu isteğim gerçekleşmedi.

‘Çevirmeniniz Samet Güzel ile iletişiminiz sürüyor mu?

İstifa ettikten sonra onunla neler konuştunuz? Bu satırları size kendisi tercüme ediyor olacak. Cevap için yeterli olduğunu zannediyorum.

gazeteport