Türkiye’de GDO yasak değil!

Yetişkin Sağlığı
Tuba OLGAÇ’ın haberi Geçtiğimiz günlerde Gümrük Bakanı’nın yaptığı bir açıklama gözlerin yeniden GDO’ya çevrilmesine sebep oldu. Bakan Yazıcı, yaklaşık 2 yılda  43 bin ton GDO&#...
EMOJİLE

Tuba OLGAÇ’ın haberi

Geçtiğimiz günlerde Gümrük Bakanı’nın yaptığı bir açıklama gözlerin yeniden GDO’ya çevrilmesine sebep oldu. Bakan Yazıcı, yaklaşık 2 yılda  43 bin ton GDO’lu ürüne el konduğunu açıkladı. Peki ama bu ürünler şimdi nerde? Merak edilen tüm soruları Gıda Hareketi Derneği Başkanı Araştırmacı Yazar Kemal Özer’e sorduk. Özer’e göre, bu ürünlerin 6 bin tonluk kısmı yurda giriş yaptı. Türkiye’deki GDO yasağı ise yalnızca göstermelik…

Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı 2011’den bu yana gümrüklerde yaklaşık 43 bin ton ürüne GDO süphesiyle el konulduğunu belirtti. Büyük bir rakamdan söz ediliyor. El konulan bu ürünlere sizce ne oldu?

-Bu ürünlerde Mersin’de el konulan kısmı yani 23 bin tonu halen gümrük polisinin muhafazası altında.

2011’de Balıkesir’de el konulan 6 bin 600 ton GDO’lu ürün ise Biyogüvenlik Kurulu ve dolayısıyla Tarım Bakanlığı vizesiyle yurda sokuldu. Diğer kısmının akıbeti bilinmiyor en azından biz bilmiyoruz.

Türkiye’de GDO konusunda şu anda nerede duruyor? Hangi ürünlerde GDO’ya izin veriliyor. GDO’lu olan sebze ve meyveler hangileri, hangi ürünlerde GDO yasağı var?

-Türkiye’de GDO’nun yasak olduğu beyanları asla doğru değil. GDO’nun yasak olduğu alan sadece bebek mamaları ve tohumlardır. Hayvan yemi ve gıda olarak kullanımı serbesttir ancak Biyogüvenlik Kurulu’nun iznine tabidir.

KANSER YAPAN GDO’LU MISIRLAR HALA ÜLKEMİZDE!

Kurul çeşitli zamanlarda GDO’lu mısır ve soya ithalatına izin verdi. Fransa’da geçtiğimiz yıl Profesör Gilles-Eric Seralini’nin önderliğinde yapılan bir araştırmada Monsanto’nun ürettiği ve Türkiye’de halen satılmakta ve hatta yaygın olarak kullanılmakta olan Roundup bitki öldürücüsü ile yine aynı firmaya ait NK603 GDO’lu mısır incelendi. Uzun vadede tümor, ciddi karaciğer ve böbrek tahribatı yaptığı belgelendi.

İşin el ilginci NK603 kodlu GDO’lu mısırlar Biyogüvenlik Kurulu’nun resmi izniyle ülkemize on binlerce ton girdi ve girmeye devam ediyor.

GDO’LU SOYANIN YAĞI SERBEST!

Biyogüvenlik Kurulu, 13’üncü toplantısında ithal edilen 3 tür GDO’lu soyadan yağ elde edilmesine izin verdi. Ayrıca GDO’lu ürünler ithal işlenmiş gıdalar, gıda katkı maddeleri, ilaçlar, mayalar, aşılar, ithal süs bitkileri/ağaçlar gibi pek çok alanda da var olduğunu üstelik yaygın olduğunu belirtmek gerek.

Diğer bir boyutu ise Türkiye’de domates, salatalık, patlıcan, biber, kabak gibi pek çok tarım ürünü yerli veya ithal hibrit yani gen azaltımı yapılmış tohumlardan üretiliyor olmasıdır.

GDO YASAĞI GÖSTERMELİK BİR YASAK

Gıda Hareketi’nin internet sitesinde, Trakya’da GDO’lu ayçiçeği ekildiği ve ürünlerin ambalajlarında tohumun GDO’lu olduğunun belirtildiği yazıyor. Türkiye’de GDO’ların ekimi, dikimi, üretimi ve ithalatı kanunen yasak ise bu durum nasıl gerçekleşiyor?

Nasıl yapıldığını devleti yönetenlere sormak lazım. Çok sorduk klasik tekrarlardan öte bir cevap alamadık umarım size verirler… Bu yasak, şarta bağlı göstermelik bir yasak ve her türlü inandırıcılıktan yoksun.

Evet, elimizde Trakya ayçiçeği ekimi yapıldığına dair bazı deliller var. Analizlerle doğrulamaya çalışıyoruz. Neticelenince olumlu ya da olumsuz sonucu paylaşacağız.

Bolivya Lideri Evo Morales, geçtiğimiz yıllarda, “tavuk yemeyin kısır kalırsınız” çağrısında bulunmuştu. Türkiye’de tavuk için ne söyleyebilirsiniz? Bu dezenformasyonlar halkın kafasını oldukça karıştırdı. Tavuk yemeli miyiz, yememeli miyiz? Tavuk dışında hangi besinleri tüketmekten kaçınmalıyız?

Türkiye ister yumurta tavuğu isterse de etlik tavuk civcivleri olsun tümünde dışa bağımlıdır. Etlik tavuklarda pazara 3 firma hakım ve yüzde 95’ini tek bir ABD’li firma karşılıyor.

HORMON VE ANTİBİYOTİK DOLU SENTETİK ET: TAVUK

Yumurta da ise organik denilenler dâhil ABD ve Fransa markalarına bağımlıyız. Morales’in bunu söylemesinin iki nedeni vardı. İlki yumurtalara horoz çıkmaması için östrojen (dişilik) hormonu verilmesi. İkincisi ise ağırlıklı olarak tüketende östrojen dengesini bozan soya ile beslenmeleri nedeniyleydi. Zaten bu tavuklarda ve yumurtalarından besinden söz etmek güç. Daha çok hormon ve antibiyotiklerle dolu sentetik etler…

Biz Ross, Cobb, Hubbard ve Hy-Line Brown’a bağımlı bir tavuk endüstrisinin ürünlerini tüketmiyoruz. Tüketip tüketmemek herkesin kendi tercihi. Kimseye raftaki endüstriyel ürünleri satın alın dememiz mümkün değil. Çünkü tohumu sorunlu, alabildiğine tarım kimyasalı kullanılan, çeşitli endüstriyel işlemlere maruz bırakılmış, katkı maddeleri eklenmiş hatta radyasyon verilmiş ürünleri bu topluma rahatlıkla yiyebilirsiniz demeye bizim vicdanımız el vermez.

Biz herkese bunları içermeyen yani geleneksel tohumdan, tarım kimyasalı kullanılmadan, zararlı endüstriyel işlemler görmemiş, katkı maddesi eklenmemiş, sağlıklı ambalajlar içeren geleneksel ürünleri tüketmelerini önerebiliriz. Bunun içinde http://www.geleneksel.com.tr’yi ziyaret etmelerini ve kriterlere bakmalarını tavsiye ederiz.
on5yirmi5.com