Takıntılarınızı kafaya takmayın!

Yetişkin Sağlığı
Çocuklukta yaşanan travmalar, baskıcı tutumlar,  tuvalet eğitimi sırasında, aile tarafından çocuğa yapılan baskı ve stres ileriki yaşlarda obsesif kompulsif bozukluk rahatsızlığına (takıntı) sebe...
EMOJİLE

Çocuklukta yaşanan travmalar, baskıcı tutumlar,  tuvalet eğitimi sırasında, aile tarafından çocuğa yapılan baskı ve stres ileriki yaşlarda obsesif kompulsif bozukluk rahatsızlığına (takıntı) sebep oluyor. Takıntı hastalığı olanların, obsesif (saplantılı) düşüncelerden dolayı endişe hissettiklerini ve bunu ortadan kaldırmak için, kompulsif yani tekrarlayan davranışlarda bulunduklarını anlatan Uzm. Psikolog Enes Bülbül, “‘Takıntılarınızı kafanıza takmayın çünkü tedavisi çok kolay’’ dedi.

Star’da yer alan habere göre, obsesyonların, istenmeden gelen ve uygunsuz olarak yapılan, belirgin anksiyete ya da sıkıntıya neden olan, yineleyici düşünceler ya da dürtüler olduğunu söyleyen Bülbül şunları anlattı: ‘’Kompulsiyonlar ise, kişinin, obsesyona bir tepki olarak yapmaktan kendini alıkoyamadığı yineleyici davranışlar ya da zihinsel eylemlerdir. Sık görülen obsesyonlar; pislik veya mikrop bulaşmasından korkma, başkasına zarar vermekten korkma, hata yapmaktan ya da rezil olmaktan korkma, şeytanca düşünmekten korkma, düzen, simetri, kusursuzluk ihtiyacı, aşırı kuşku ve sürekli güvence ihtiyacı. Sık görülen kompülsiyonlar ise; tekrar tekrar duş alma veya ellerini yıkama, el sıkışmayı veya kapı tokmağına dokunmayı reddetme, kilit, ocak gibi şeyleri sürekli kontrol etme, rutin işleri yaparken içinden veya yüksek sesle sürekli sayı sayma, belirli kelimeleri, cümleleri veya duaları tekrarlama, belirli bir duayı her seferinde belirli sayısal kombinasyonlarla okuma.’’  Obsesif kompulsif bozukluğu olan kişilerle yaşamanın birtakım zorlukları olabildiğini ifade eden Bülbül sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu kişiler içlerindeki anksiyeteyi hafifletebilmek için hayatlarını  tekrarlayan davranışlarla idare eder. Bu tutumlarından taviz vermek onlar için sıkıntı vericidir. Bu davranışlarına anlayış gösterebilecek kişilerle ancak sağlıklı bir iletişim içerinde olabilirler. Aksi  takdirde onları bu davranışlarını yapmamaları konusunda zorlamak bir işe yaramayacak ve yaşadıkları sıkıntıların artmasına neden olacaktır’’ dedi. Bülbül, obsesif kompulsif bozukluğunda ilaç tedavisi yanı sıra uygulanan bilişsel davranışçı terapiler, psikodinamik terapiler ve özellikle son yıllarda uygulaması artmakta olan bilişsel hipnoterapi teknikleri ile önemli düzeyde iyileşme sağlandığını söyledi.