Stresten Ölmek Üzere misiniz? Merak Etmeyin Yalnız Değilsiniz!

Yetişkin Sağlığı
Bil ki yalnız değilsin… Evet, kesinlikle yalnız değilsin. Ne strese giren tek insan olmaktasın ne de stresle başa çıkamayacak kadar bir başına. Başlığı okuduğunda şöyle bir yokladın mı kendini? ...
EMOJİLE

Bil ki yalnız değilsin…

Evet, kesinlikle yalnız değilsin. Ne strese giren tek insan olmaktasın ne de stresle başa çıkamayacak kadar bir başına.

Başlığı okuduğunda şöyle bir yokladın mı kendini? Acaba beni inceldiği
yerden kopsun
artık dedirtecek bir derdim tasam var mı diye? Bu
satırlara kadar geldiğine göre sende de ipleri geren ufak tefek şeyler var.
Hoş geldin…

Velhasıl ipleri geren faktöre, genel anlamda STRES diyoruz.

Ve Bil ki ; Hala
nefes alıyorsak, her an bir mücadele içindeyiz ve bu
daima böyle olacak. Stres de bu zorlu  yolculukta her daim yanı başımızda olacak. Ondan
kurtuluş yoksa onu kabullenip onunla yaşamanın yollarını bulmak gerek.
Yoksa hayat yokuşunda ilk yuvarlanan biz oluruz.

 

Stres Nedir?

Sözcük anlamıyla ; Vücudun çeşitli içsel ve dışsal uyaranlara verdiği otomatik tepki.
Latince germek anlamına gelen “stringere” sözcüğünden gelir.

Temelde kişinin çevresine, yaşadığı olaylara, içinde bulunduğu durumlara adaptasyon becerisidir. Yani ortalama bir stres düzeyi istenilen bir durumdur. Stres yaşamayan insan yoktur. Stres hiç olmazsa insanlar çevrelerinde olup bitenlere tepki veremezler. Bu yüzden stres hayatın bir parçasıdır.

İnsanın epigenetik
yapısında var olan
ruhsal ve fiziksel patolojilerin zaman içerisinde ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu potansiyeli ortaya çıkaran, tetikleyen en önemli unsurun stres faktörleri olduğu görülmektedir. Ruhsal yapının fiziksel durumu, fiziksel durumların da ruhsal yapıları etkiliyor olduğu yapılan  bir çok araştırmada ortaya  konulan bir bilgidir. Hasta olan bir adamın moralinin yüksel olmasının iyileşme sürecini hızlandırdığını bildiğimiz gibi, sağlıklı olan bir adamın uzun süre stres altında kaldığında çeşitli rahatsızlıklarla karşı karşıya kaldığını görmekteyiz.

 

Stres iyi midir, kötü müdür ?

Stres çoğunlukla negatif olarak algılanıyor ve bu  motivasyon düşüklüğüne yol açıyor. Olaylara bakış açısının değiştirilerek stresin yönetilebildiği bir gerçektir.. Bir insanı depresyona sokan bir olayın diğer bir insan için günlük hayatın olağan bir getirisi olabilir.

Eğer stres durumunu yönetebiliyorsanız stres sırasında salgılanan hormonlar olaylara ve sorunlara odaklanmanızı ve çözümler üretmenizi sağlayabilir, vücudunuzun savunma sistemi yenilenir, bağışıklığınız güçlenir, direnciniz artar. Bu stresin iyi yüzüdür.

Ancak stres kronikleşirse, yani uzun sürer ve siz aşamazsanız o zaman da stresin kötü yüzü ortaya çıkar ve direncinizi yitirirsiniz, savunma sisteminiz çöker. Böylece hastalıklara karşı savunmasız hale gelirsiniz. Bu da bir süre sonra sizi geri dönülemez noktalara getirir.

 

FARKINDALIK Nedir?

Dikkatin anlık yaşantılara odaklanmasını ve içsel deneyimlerin gözlemlenmesini içeren bir zihin ve beden pratiğidir. Bu pratikte dikkat nefes alış verişe, beden duyumlarına,    duygulara ve düşüncelere odaklanmaktadır. Bütün bu içsel deneyimler, yargısızca ve kabullenmeyle gözlemlenmektedir .
Eski zamanlarda bilinçli farkındalık psikolojik anlamda özgür olmakla eş tutuluyordu. Bu bilgilerin ışığında, günümüzde kullanılan bilinçli farkındalık temelli terapi yöntemlerinin ve stratejilerinin farkındalık temelli meditasyon tekniklerinden türemiş olduğunu söyleyebiliriz.

Bilinçli farkındalık temelli terapiler kişinin o ana odaklanmasını sağlayan yöntemleri içerir. Bu yöntemlerin uygulanması ile beraber kişi sorunlarla başa çıkma, içsel ve dışsal deneyimleri kabullenme ve bu sorunlardan uzaklaşma stratejilerini öğrenir. Bilinçli farkındalığın önemli bir unsuru da şimdiki zamanı yaşamanın rolüdür. Çünkü birey, geçmiş yaşantılarına veya geleceğine odaklanma eğiliminde ise, şimdiki zamanda, geçmiş yaşantılarının ve gelecekteki olası yaşantıların getirisi olan stres faktörleri ile daha çok iç içedir. Bu esnada deneyimlenen stres faktörleri, kaygı ve depresyon gibi sonuçlar doğurabilmektedir.

 

Stres Kontrolü için 7 Önemli Tutumsal Unsur

Farkındalık uygulamalarının başlangıcının yedi önemli tutumsal unsuru vardır:

1. Yargılamama 
Farkındalık bireyin kendi deneyimine tarafsız bir tanık olduğunu varsayarak kazanılmaktadır. Yargılamalar zihinleri yönetme eğilimindedir ve insanların kendi içinde huzur bulmasının önünde büyük bir engeldir.

2. Sabır
Eylemlerin ve olayların kendi zaman dilimi içerisinde olması gerektiğini anlamak ve kabul etmektir.  Yargılayıcı düşünceler zihinde canlanınca, tam da o noktada onların gerçekliğin ve yaşamın bir parçası olduğu kabul edilmelidir

3. Acemi (yeni başlayan) zihni 
İçinde yaşanılan zamanın sahip olduğu eşsizliği ve zenginliği görmek için her şeyi sanki ilk sefer yaşıyormuş gibi görmeye istekli olan acemi bir zihne sahip olmak gerekir. Farkındalık uygulamaları sırasında sürekli geçmiş deneyimleri düşünmek doğru değildir. Hiçbir dakika bir öncesi ile aynı değildir .

4. Güven 
Raingruber (2007) kişinin kendi sezgilerine ve uzmanlığına güvenmesinin, bazen hata yapsa bile, attığı adımları, yaşamını ve kararlarını dışarıdakilerin yönlendirmesinden çok daha iyi olduğunu belirtmektedir .Kendi sezgilerine ve duygularına güvenmeyi öğrenen bir insan için diğer insanlara güvenmek ve içlerindeki iyiliği ortaya çıkarmak daha kolay olacaktır.

5. Zorlamama
Farkındalığın
zihin ve bedenin sesini duymayı öğretmekten başka bir amacı yoktur. Birey gerginse, dikkatini sadece gerginliğine, ağrı duyuyorsa acısına, zihnini yargılıyorsa yargılarına vermelidir.

 6. Kabul 
Kabul etmek demek her şeyi sevmek, kendi kurallarından ve değerlerinden vazgeçmek demek değil, çevrede olup bitenleri içtenlikle olduğu gibi görmektir .Bireyler inkâr, zorlanma, çabalama ile çok meşgul olunduğunda geriye iyileşme ve gelişme için çok küçük bir enerji kalmakta ve farkındalık engellenmektedir.

7. İzin verme 
Birey iç dünyasına döndüğünde kendini bir şeyleri yargılarken bulur ve bu yargılarının geçip gitmesine izin vermelidir. Onları fark edip, daha fazla kovalamamalıdır.

Geceleri kolayca uyuyabilen insanlar, olayların geçip gitmesine izin vermede oldukça başarılı olduğunu söylemek yanlış olmaz.

 

Son Olarak…

Farkındalık (Minfulness) uzun yıllardan beri varlığı söz konusu olsa da son zamanlarda gerek  sağlık gerek sosyal yaşamda sıklıkla kullanılan bir dal haline geldi.
Farkındalık ve stres hakkında daha çok söylenecek söz var fakat imkan yok. Paylaşılan bilgiler umarım hayatınıza dokunur.

Aşağıda gördüğümüz resim aslında  bütün bu anlatılanların güzel bir özeti sayılabilir. İnsanoğlu  geçmişin pişmanlığı, geleceğin kaygısı, ailenin, sınavların, iş ortamının baskısı altında ezilmeye elverişli. Sürekli zihninde kurduğu planlarla hayat mücadelesi veren yaratıklarken bütün bunlardan zihnimizi şimdiye odaklayarak kurtulabiliriz. Bunun için dik oturun, sandalyenin her bir noktasının cildinize temasını hissedin ve gönül ferahlığıyla şöyle derin bir nefes alın. Bunu strese maruz kaldığınız zamanlarda yapabileceğiniz gibi gün içerisinde periyodik olarak da yapabilirsiniz.

Sağlıcakla kalın. Hoşça kalın.

Hem. Kübra DEMİR

 

 


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/on5y/public_html/wp-includes/functions.php on line 5464

Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/on5y/public_html/wp-content/plugins/really-simple-ssl/class-mixed-content-fixer.php on line 107