Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Nezihi Küçükarslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kalp hastalığı, kalp hastalığına yatkın olanlar veya kalp ameliyatı olmuş hastaların sağlıkları açısından ramazanda dikkat etmesi gereken bazı hususlar olduğunu söyledi.
Kalp ameliyatı olmuş hastaların ve özellikle koroner baypas ameliyatı olmuş kişilerin doktorlarından oruç tutmalarının sağlıkları açısından bir risk oluşturup oluşturmadığını öğrenmeleri gerektiğini belirten Küçükarslan, “Kötü koroner damar yapısına sahip hastalar baypas ameliyatı olsalar dahi risk altındalar. 16 saat susuz kalma, ilaç düzeninin bozulması bu tip hastalarda koroner damarlarının veya yapılan baypas ameliyat greftlerinin tıkanması açısından risk oluşturuyor. Aynı tehlike bacak damarlarında yaygın darlıkları olan hastalar için de geçerli” dedi.
Ramazanda sıvı alımının önemli olduğunu dile getiren Küçükarslan, şöyle konuştu:
“İftarla sahur arası dönemde bol sıvı alınarak kanın sululuğunun sağlanması gerekiyor. Sıvı miktarı gün içinde normalde alınması gereken sıvı miktarına eşit olmalı. Sıvı miktarı kişinin kilosu, boyu, günlük aktivitesi ve sıvı kaybına göre değişmekle ortalama 3 litredir. Bu sıvının bir kısmı yiyeceklerle gelir. Hoşaf, komposto gibi besin değeri olan ürünlerle zenginleştirilmiş sıvı, enerji de takviye etmesi açısından ramazanda oldukça önemli.”
Kalp hastalarına “uyku” tavsiyesi
Oruç tutan kalp hastalarına gün içinde özellikle öğlen saatlerinden hava serinleyinceye kadar olan periyodu, serin bir ortamda uyuyarak geçirmesini tavsiye eden Küçükarslan, uykunun sıvı kaybını önlediğini, kalbi dinlendirdiğini, vücudun enerji gereksinimini azalttığını ve kalbi koruduğunu ifade etti.
Küçükarslan, düzenli alınması gereken kan sulandırıcı, tansiyon düzenleyici, kalp ritmi düzenleyici özelliği olan ilaçların alım zamanlarının ayarlanmasının oruç tutacak kalp hastaları için oldukça önemli olduğunu dile getirerek, “Bu düzenlemenin mutlaka doktor tavsiye ve kontrolünde yapılması gerekmektedir. Oruç tutacak kalp hastalarının oruca başlamadan doktorlarıyla temasa geçmesi gerekiyor” diye konuştu.
“İftar ile sahur arası üç öğün gibi düşünülmeli”
Kalp hastalarına ağır yağlı besinler tüketmeyi önermediklerini vurgulayan Küçükarslan, şunları kaydetti:
“Oruç nefsi terbiye etmektir. Gün içerisinde alamadığımız besinlere iftarda saldırır gibi yemek kalp sağlığı açısından uygun değildir. Besin değeri yüksek beyaz et, sıvı yağlarla yapılmış sebze ağırlıklı beslenme kalp sağlığımızı korur. İftar ile sahur arası dönemi üç öğünmüş gibi düşünerek aşırısına kaçmadan beslenme kalp sağlığımız için en uygunu olacaktır.”