Peygamber Efendimiz’in (sas) ‘Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız’ hadis-i şerifinden hareketle araştırmalar yapan Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Fatih Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ramazan Yiğitoğlu, ilginç sonuçlara ulaştı.
Orucun kalp yağlanması için şifa olduğunu belirten Yiğitoğlu, vücutta birçok hastalık yapan toksik etkili kimyasalların da oruçla uzaklaştırıldığını söyledi.
Yiğitoğlu, "Oruç gibi açlık durumlarında bacak ülserlerinin iyileşmesi, bronşial astım, romatoid artrit, egzama, sedef hastalığının iyileşme eğilimine girmesi toksit maddelerin vücuttan atılmasıyla ilgili." dedi.
On bir ayın sultanı Ramazan ve oruç ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Yiğitoğlu, "Asırlar öncesinden ‘Her şeyin bir temizleyeni (zekatı) vardır, bedenin temizleyeni (zekatı) oruçtur.’ buyuran Sevgili Peygamberimiz’i (sas) zaman ve bilim doğruluyor." diye konuştu.
Orucun biyolojik bedenin temizleyicisi olduğuna işaret eden Yiğitoğlu, yıl boyunca yorulan ve yıpranan vücuttaki organ ve hücrelerin oruçla birlikte dinlenip kendini yenilediğini ifade etti. Normal karaciğerin yüzde 2-5’inin yağlardan oluştuğunu kaydeden Yiğitoğlu, yağlı karaciğerde bu oranın yüzde 25-50’ye çıktığına vurgu yaptı. Oruç sırasında daha az kalori alındığı için karaciğere daha az yağ asidi ve glukoz geldiğini belirten Yiğitoğlu, "Sünete uygun olarak fazla yenilmeden tutulan oruçla karaciğer yağlanmasının önlenmesi söz konusudur." diye konuştu.
Benzer şekilde, orucun kalp yağlanması için şifa hükmü taşıdığını söyleyen Yiğitoğlu, oruç sırasında kalp kaslarının glikojen depolarını iki misli artırdığını bu sebeple oruç esnasında kalp krizi geçirenlerin sağ kalma ihtimalinin iki misli fazla olduğunu ifade etti. Yiğitoğlu, kalbin yakıt olarak tercih ettiği yağ asitlerini Ramazan ayında daha fazla bulduğunu vurguladı.
VÜCUT ORUÇLA STRESE ALIŞTIRILIR
Ramazan ayı boyunca gündüzleri aç kalıp geceleri sahura kalkan oruçlu kimselerin biyolojik saatlerinin değiştiğine işaret eden Yiğitoğlu, bu durumun hücrelerde strese yol açtığını kaydetti. Ramazan ayının ikinci haftasından itibaren vücudun strese uyum sağladığını aktaran Yiğitoğlu, "Vücut ısısı daha düşük bir haldedir, kalp yavaş çalışır, solunum hızı düşer. Oruç adeta stres egzersizi gibi vücudu strese alıştırır." dedi.
Hastalık yapan toksik etkili kimyasal maddelerin oluşması için demire ihtiyaç olduğunu belirten Yiğitoğlu‘nun verdiği bilgiye göre, demir miktarının düşük olması halinde toksik madde üretimi azalıyor. Oruç tutanlarda demir miktarı düştüğü için toksik madde ortaya çıkması azalıyor. Çünkü toksik maddeler daha çok yağ dokusunda depo ediliyor. Açlıkta yağların yıkılımıyla birlikte açığa çıkan toksik maddeler oruç gibi kesintili açlık durumunda temizlenmiş oluyor. Yiğitoğlu, oruç gibi açlık durumlarında bacak ülserlerinin iyileşmesi, astım, romatoid artrit, egzama ve sedef hastalığının iyileşme eğilimine girmesinin toksik maddelerin vücuttan uzaklaştırılması sayesinde olduğunu belirtti.