Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, kronik böbrek yetmezliğinin Türkiye’de salgına dönüşen önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Süleymanlar, kronik böbrek yetmezliğinin tedavisinin diyaliz veya böbrek nakli olduğunu belirterek, ”Ülkemizde 10 hastadan ancak 1’i için organ bulunabiliyor, organların yüzde 75’i canlı kaynaktan temin ediliyor” dedi.
Kronik böbrek yetmezliği hastalığının ölümler ve sakatlıklara neden olmasının yanı sıra tedavi için büyük miktarlarda harcama yapılmasını gerektirdiğini ifade eden Prof. Dr. Süleymanlar, şöyle konuştu:
”Kronik böbrek yetmezliği, dünyada olduğu gibi ülkemizde de salgın halini almış önemli bir halk sağlığı sorunudur. Kronik böbrek yetmezliği, giderek artan, yüksek sakatlık ve ölüm oranları, yüksek tedavi maliyetleri nedeniyle ciddi toplumsal yükü olan bir hastalıktır. Bu hastalığın tedavisi ya diyaliz ya da böbrek naklidir. Böbrek nakli, hiç kuşku yoktur ki son dönemde böbrek yetmezliğinin en seçkin tedavi yöntemidir. Bu tedavi ile hem hastanın yaşam kalitesi artmakta hem de yaşam süresi belirgin olarak uzamaktadır. Ayrıca, böbrek naklinin birinci yıldan sonraki maliyeti diyalize göre yarı yarıya düştüğü için ekonomiktir.”
LİSTEYE HER YIL 5-6 BİN KİŞİ EKLENİYOR
Prof. Dr. Süleymanlar, Türkiye’de kronik böbrek yetmezliği olan hastalara her yıl 5-6 bin kişinin eklendiğini, böbrek nakli sayısında artış olduğunu fakat ihtiyacı karşılamadığını söyledi.
Türkiye’de organ nakil merkezlerinin sayısının 43’e ulaştığını, bu merkezlerde geçen yıl bin 600 dolayında böbrek nakli gerçekleştirildiğini ifade eden Süleymanlar, Türkiye’de böbrek nakli uygulamalarının yetersiz olduğunu belirtti.
Süleymanlar, böbrek nakli için iki yol olduğunu, bunlardan birinin beyin ölümü gerçekleşmiş bireyler yani kadavra, diğerinin sağlıklı canlı vericiler olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
ORGAN TİCARETİNE DÖNÜŞÜYOR
”Batı ülkelerinde yüzde 80’e çıkan kadavradan böbrek nakli oranı ülkemizde yüzde 25 dolayında. Kadavradan organ bağışının yetersizliği ülkemizde organ nakliyle ilgili sorunların temelini oluşturuyor. Türkiye’de kadavradan organ bağışının yetersizliği nedeniyle böbrek nakillerinin yüzde 75’i canlı kaynaklardan sağlanmaktadır. Canlıdan böbrek temini ise esas olarak kan bağı olan akrabalardan olmaktadır. Akrabadan da böbrek temininin ihtiyacı karşılayamaması nedeniyle akraba dışı kaynaklardan böbrek temini arayışı tartışılmaya başlanmıştır. 2004 yılının haziran ayına kadar akraba dışı kişilerden organ alınması söz konusu değildi. Yönerge değişikliğiyle koşullu olarak akraba dışı canlı vericilerden de böbrek alınmasının yolu açıldı.”
Prof. Dr. Süleymanlar, hasta için akraba dışı vericilerden böbrek alınmasının hassas bir konu olduğunu, kuralları, koşulları ve denetimi iyi olmadığında organ ticaretine dönüşebildiğini, bazı kişileri organ ticareti yapmaya yönlendirebildiğini sözlerine ekledi.