Fransa’da yaşayan Türk psikopatolog Deniz Keziban Çakıcı, Türkiye’de pek çok kişinin çeşitli sıkıntılar ve stres nedeniyle öfkesini kontrol etmekte zorlandığını, bunun çözümünün doğru nefes almayı öğrenmek olduğunu söyledi.
Çakıcı, ailesinin Konya‘da yaşadığını, ancak kendisinin Fransa‘da 4 yıllık bir fakülte bitirerek psikopatolog unvanını aldığını, bu bilimdalının, farmakolojik (kimyasal ilaç) unsurlar yerine ihtiyaç duyan kişileri psikoterapi yoluyla iyileştirmeyi amaçladığını belirtti.
BEYİNE DAHA FAZLA OKSİJEN GİDİNCE KİŞİ SAKİNLEŞİYOR
Psikolojik desteğin, sadece psikolojileri çeşitli nedenlerle bozulmuş ya da bozulma eğiliminde olanları değil kanser hastalarında da göz ardı edilemeyecek olumlu sonuçlara neden olduğunun ispatlandığını dile getiren Çakıcı, şunları kaydetti:
“Dünya büyük bir ekonomik krizden geçiyor ve Türkiye’de işsizlik oranları, yaşam şartları belli… Pek çok kişinin aldığı ücret yetmiyor, bu da çeşitli psikolojik sorunların artmasına neden oluyor. Dikkat edilirse, özellikle büyük kentlerde yaşayanlar çok agresif… Adeta kıvılcım bekleyen barut gibi, hoşgörü gösterilebilecek bir durum karşısında bile hemen öfkeleniyor, ya da işi daha ileri boyuta götürüp kavga edebiliyor. Öfkemize hakim olmanın formülü sakinleştirici hap kullanmak değil. Kısa kısa değil uzun ve düzenli nefes almayı öğrenen kişi öfkesini kolaylıkla yenebilir. Bu öfkelenen ve sonradan pişman olan kişiler için, ücretsiz bir çözüm şekli… Solunum tekniklerine, herkes internetten kolayca ulaşabilir, bu tekniği öğrenip uygulayabilir. Bu teknikte uzun uzun alınacak nefes, beyne daha çok oksijen gitmesine, böylece vücuttaki tüm sinirlerin yeterli oksijenle rahatlamasını sağlıyor.”
ÜFLEMELİ ÇALANLARIN ALGILARI DAHA YÜKSEK
Çakıcı, “Doğru nefes beyindeki sinir sistemini kontrol eden mekanizmayı da sürekli diri tutar. Aynı zamanda bol oksijen beynin az çalışan ya da hiç çalışmayan hücrelerini de faaliyete geçirir. Müzik aleti çalan kişilerin beyin fonksiyonları, yaptıkları iş nedeniyle beyinleri sürekli bol oksijen gittiği için daha hızlı çalışır, algıları çok yüksek insanlardır” diye konuştu.
Sakinleşme ve sağlıklı kalmada yeterli su içilmesinin de büyük etken olduğunu anlatan Çakıcı, “Vücudumuzun her gün en az 2.5 litre suya ihtiyacı var. İçtiğimiz çay ya da kahve kesinlikle bu hesaba dahil değildir. Su içme alışkanlığı kazanmalı, mümkünse çantamızda sürekli şişede su bulundurmalıyız. Su içmek, özellikle iç organlarımızı önemli oranda rahatlatır ve ‘iç organlarında büzüşme’ ile başlayan hastalıkların ortaya çıkmasına engel olur” diye konuştu.