Türkiye ise %29,3 ile 10. sırada. Türkiye’de obez kategorisinde yer alan kadınların oranı %39,2 iken erkeklerde bu oran %19,9. Amerika’da yapılan bu araştırmaya göre obez kadınlar yılda sadece 1 saat yağ yakıcı egzersiz yapıyor.
Yeni Şafak’ta yer alanhabere göre, Mayo Clinic tıp dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma, 2005-2006 yılları arasında yaşları 20-74 arasında olan ve Amerika’da yaşayan 2600 yetişkin bireyin kilolarını, diyetlerini, uyku düzenlerini ve fiziksel aktivite seviyelerini inceledi.
Araştırma sonucuna göre obez kategorisinde yer alan kadınlar yılda ortalama yalnızca 1 saat yoğun fiziksel aktivite yapıyor. Araştırmacılar yoğun fiziksel aktiviteyi, ip atlamak ya da koşmak gibi yağ yakmayı sağlayan aktiviteler olarak tanımlıyor. Obezkategorisinde yer alan erkeklerin durumu ise kadınlara oranla daha iyi; yılda ortalama 3,6 saat yoğun fiziksel aktivitede bulunuyor.
Araştırmanın yürütücüsü, Alabama Üniversitesi Beslenme ve Obezite Araştırma Merkezi doktorlarından Dr. Edward Archer araştırma sonuçlarını, ‘Bu kadar hareketsiz bir yaşam sürdüğümüzün farkında değildik, yoğun fiziksel aktivite yapan bir kitle var fakat çoğunluğumuz hareketsiz bir hayat sürüyor,’ sözleri ile değerlendirdi. Dr. Archer özellikle obez bireylerin her türlü fiziksel aktiviteden yararlanmaları gerektiğini vurguladı. ‘Vücudunuzda gözle görülür değişiklikler yapmak istiyorsanız bunun için bir spor salonuna gitmeye, ağırlık kaldırmaya ya da maraton koşmanıza gerek yok. Oturmak yerine ayakta durmak, araba ile gitmek yerine yürümek gibi hayatınızda yapacağınız küçük değişikliklerin zamanla sağlığınız için büyük faydaları olacaktır.’
Aktif Yaşam Derneği Bilim Kurulu üyesi ve Spor Hekimi Prof. Dr. Tolga Aydoğ konu ile ilgili görüş bildirdi; ‘Hareketli olmak, sağlıklı olmanın önemli bir şartıdır. Bu anlamda kendi ev işlerimizi görmemiz, ulaşımda arabayı, otobüsü daha az kullanmamız bunlar yerine daha çok yürümemiz bize hareket katan küçük ama etkin düzenlemelerdir. Yaşadığımız her günü bitirdiğimizde 10,000 adım atmış olmayı hedeflememiz önemlidir. Ancak bunları yapmamız kilo kontrolümüz için yeterli olmayabilir. Dolayısı ile demin saydığımız olumlu alışkanlıklara ilaveten, daha tempolu hızlı yürüyüş, olabiliyor ise koşu, ulaşımda bisiklet kullanma gibi kalp atım hızını daha çok arttıran ve bizi kısmen daha çok zorlayan hareketleri de yaşamımızın bir parçası haline getirmemiz gerekir. Böyle yaptığımız takdirde kilo ve bunun getirdiği birçok hastalıktan daha az etkilenmemiz söz konusu olabilir.’