Uzmanlar, sadece alınan gıdaların düzenlenmesi ile hastaların yarısından fazlasının ağrılarının yüzde 30’dan fazla oranda azaldığına dikkat çekiyor. Ayrıca, hastaların beşte birinde ataklar yarıdan fazla oranda kayboluyor. Migren hastalarına uygulanan Tip3 testiyle hastada ağrıya yol açan besinler tespit edilebiliyor.
Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ertaş, migren ve beslenme arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Migren atağının çok çeşitli tetikleyicileri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ertaş, bunlardan bazılarının kontrol edilebildiğini, bazılarının ise kontrol edilemeyen nedenler olduğunu söyledi. Migrenli hastaların tümüne genel olarak düzenli uyku uyumaları, düzenli beslenmeleri, öğün atlamamaları ve aç kalmamalarının önerildiğini kaydeden Prof. Dr. Ertaş, bunların yanında migren hastalarının ne yediğinin de büyük önem taşıdığına dikkat çekti.
Migren hastalarının yediklerine dikkat etmeleri, ağrıyı harekete geçiren besinleri tespit edip bunlardan uzak durmalarının, şiddetli baş ağrılarından kaçınmak için etkili bir yöntem olduğunu aktaran Prof. Dr. Ertaş, şunları dile getirdi: "Migreni tetiklemekte, gıdalar her zaman tek başına etkili olmayabiliyor. Hastanın o gıdayı aldığında, gıdaların içine giren bileşenlerden öyle bir maddeye karşı duyarlılığı vardır ki birbirinden farklı gibi görünen iki ayrı yemeği yediğinde de migreni ortaya çıkabilir. Migren bazen şeker gibi yaygın kullanılan bir gıdadan da sonradan etkilerini tespit edebilen gıdalardan da kaynaklanabilir. Kişi peynirin migreni tetiklediğini fark eder ama kepek ekmeğinin etkisini fark etmeyebilir. Dolayısıyla ağrılar yine gelir."
Tip3 testinin yaygın, seyrek ve çok seyrek kullanılan gıdaları kapsadığına değinen Ertaş, testle et, süt, peynirler, deniz mahsulleri, mayalar, mantarlar, salatalar, çay gibi demlenen içecekler, hazır gıdalarda kullanılan katı ve boyar maddeler ve baharatlar gibi besinlerin tarandığını vurguladı.