Tıbbi aromatik bitkiler uzmanı Senem Dinç, şu açıklamalarda bulundu, “kanser hastalığına yakalananları zorlu bir süreç bekliyor. Teknolojinin gelişmesi ve insani duyarsızlıkların da etkisi ile çevrenin kirlenmesi, ekolojik dengeye zarar verilmesi, gıdaların genetiği ile oynanması, hormon yüklü olmaları ve radyasyonun fazlalığı gibi birçok sebep kanseri tetikliyor.
Kansere neden olan etmenleri genel olarak şöyle sıralayabiliriz:
• Genetik Faktörler
• GDO’lu ve hormonlu gıdalar
• Hava kirliliği
• X-Ray ışınları
• Radyasyon
• Yanlış beslenme
• Hazır gıdaların tüketimi
• Aşırı kırmızı et tüketimi
• Benzin, asbest gibi bazı zararlı kimyevi maddeler
• Sigara ve alkol tüketimi
• Uzun süre güneş ışığına maruz kalma
• Çeşitli virüsler
• Fazla kilo
• Yeterli hareket etmeme
Kansere sebep olan bir diğer etmen ise serbest radikallerdir. Daha doğru açıklamak gerekirse serbest radikaller her insanın vücudunda bulunan bir elektronunu kaybetmiş, bir oksijen atomu içeren moleküllerdir. Kararsız yani reaktiftirler. Bu da onları sağlıklı hücrelere zarar vermelerine yol açar. Her insanın vücudunda bulunan serbest radikaller yukarıdaki faktörlerle artış gösterirler. Bu da daha fazla hücrenin zarar görmesi demektir. Serbest radikallerden korunmak içinse “antioksidan”lardan yardım almalıyız. Antioksidanlar serbest radikallerin kararsız yapısını giderir, hücrelere zarar vermesini önler. Örneğin üzüm, böğürtlen, yaban mersini, çörek otu, yeşil yapraklı sebzeler, ısırgan bitkisi, yeşil çay, buğday, badem, kuşburnu, elma, brokoli, domates gibi besinler antioksidan bileşenler taşır. Bu bitkilerden bolca yararlanmak hem düzenli beslenmeyi destekler hem de kanser riskini azaltır”.