Mermer gibi sert olan taşların böbrekten çıkıp mesaneye inen kanal içinde takılmasıyla şiddetli ağrı hissediliyor. Hatta böbrek taşının yarattığı ağrının doğum sancısından daha şiddetli olduğu söyleniyor.
Uzmanlara göre, çok küçük boyuttaki böbrek taşlarını düşürmek için koşan, zıplayan, ip atlayan, voleybol, basketbol oynayan, koşu bandında yürüyen kişi aslında çok yanlış bir şey yapmıyor. Ancak yine de taşlardan kurtulmak için tıbbın yardımına ihtiyaç var. Çünkü yaklaşık 1 cm’lik taşlardan bu şekilde kurtulmak genelde mümkün değil. Taş kırma ünitesine girmek de sorunu her zaman çözmüyor.
Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Zeren, 1-1,5 cm boyutundaki taşların eğer çok sert değilse şok dalga tedavisiyle kırılabileceğini, ancak bu yöntemin uygulanacağı hastaların çok iyi seçilmesi gerektiğini söylüyor. Bu yöntemin başarısız olduğu ya da uygun olmadığı durumlarda ve daha büyük taşlarda ise genellikle laparoskopik ameliyata benzetilen ama aslında çok farklı olan “perkütan ameliyat” denilen bir yöntemin kullanıldığını belirtiyor. Düşürülemeyen, ufak boyutlu taşlar için uygulanabilen bir diğer yöntem de idrar yolundan girilerek taşlara ulaşıp görerek kırılması işlemi.
Prof. Dr. Sinan Zeren, “Yarım santimetreye kadar olan taşları hastaların kendi başlarına bol su içerek, hareket ederek, ip atlayarak, koşarak düşürmeleri mümkün. Hastaların yüzde 50’si bu küçük taşları kendi başına düşürebiliyor. Hoplamak, zıplamak, traktörle bozuk yolda gitmek işe yarıyor. Yarım-bir cm arasındaki taşların düşürülmesi ise oldukça zor ve müdahale gerekebiliyor. Bir santimi geçmiş taşlarda ise müdahale kararı verilir ancak doğru yöntem seçiminin çok dikkatli yapılması gerekir” diyor.
ŞOK DALGASI: Şok dalga tedavisi dışarıdan gönderilen ses dalgalarının böbrek taşına odaklanması şeklinde uygulanıyor. Bu yöntemin uygulanabilmesi için taşların çok sert olmaması ve idrar yollarının kırılacak taşların rahat düşebileceği yapıda olması gerekiyor.
CERRAHİ MÜDAHALE: İdrar yolundan girilerek yapılan ameliyatlarda çok ince çaplı aletlerin kullanımıyla taşlara ulaşılıyor ve lazer ve benzeri cihazların yardımı ile taşlar kırılıp temizleniyor. Özel bazı cihazlar kullanıldığında böbreğin içindeki küçük odacıklara kadar ulaşıp bu bölgelerdeki taşları temizlemek mümkün.
PERKÜTAN CERRAHİ: Bu ameliyat türünde ise sırtın yan tarafında yapılan yaklaşık 1cm.lik bir kesi yerinden böbreğin içine yerleştirilen çok küçük bir borucukla taşlara ulaşıldıktan sonra görerek kırılması ve çıkarılmasına imkân sağlıyor. Böbrek içine uygun yerden dikkatli bir şekilde girildiğinde taşların önemli bir kısmının temizlenmesi nispeten rahat olsa da böbrek içine dağılmış taşların aynı borucuk içinden temizlenmesi daha özel cihazlar ve deneyim gerektiriyor. Uçları yönlendirilebilir bu cihazlar yardımı ile böbreğin her kıvrımının içine girebilmek mümkün oluyor ve ulaşılan taşlar lazer enerjisi kullanılarak kırılıp çıkarılıyor.
Bazı hastalarda böbreğin tamamının taşla dolu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sinan Zeren, perkütan cerrahi ile taşla dolan böbreğin tamamen temizlenebildiğini, hastanın kısa sürede işine ve sosyal yaşamına dönebildiğini belirtiyor.
TUZ A DUR DE, LİMONATA VE PORTAKAL SUYU İÇ
Ülkemizde en sık “kalsiyum oksalat” taşlarının görüldüğüne değinen Prof. Dr. Sinan Zeren, taşların idrar yolları içinde oluşmasına engel olan sitrat maddesinin bazı hastaların idrarında daha az olduğunu belirtiyor. Bu nedenle hastalara bol bol limonata ve portakal suyu içmelerini önerdiklerini anlatan Prof. Dr. Zeren, şunları söylüyor:
“Portakal suyu ve limonata idrar sitratını artırarak taş oluşumunu engelliyor. Fazla tuzlu yemek idrarla kalsiyum atılımını artırıyor, hayvansal gıdayı çok tüketmek de taş oluşumunu artırıyor. Oksalattan zengin gıdalar çilek, armut, domates, çikolata, bamya, kuruyemiş, çay ve kahvenin çok tüketilmesi taşları artırıyor.”
BOL SU İÇ, TAŞ ÜRETME
Böbrek taşını oluşturmamanın en birinci yolu bol su içmekten geçiyor. Çünkü bol su içildiği sürece kum yapıcı etki engelleniyor. Oluşan kristaller bol su içince birbirine yapışmaya fırsat bulamadan vücuttan atılıyor. Prof. Dr. Sinan Zeren, taş oluşumunu çaya bol şeker atmaya benzeterek şöyle tarif ediyor:
“Çaya bir veya iki şeker attığımızda karıştırıyoruz ve eriyor. Ama 10 tane atınca bir kısmı erdikten sonra kalanlar dibe çöküyor, erimiyor. İdrara karışan taş oluşturucu maddeler de fazla olduğunda benzer şekilde çökmeler başlıyor, çok çökerse sorun oluyor, birbirine yapışıyor, taşlaşmaya başlıyor. Eğer taş toplu iğne başı kadarsa hastalar rahatlıkla düşürebiliyor. Yarım santimetreye kadar olan taşlar da yüzde 50 oranında düşebiliyor. Hastalara küçük taşları bol su ve hareketle kendi başınıza düşürmeye çalışın diyoruz. Taş büyükse yolda takılıyor, böbrek devamlı idrar ürettiğinden taşın gerisinde basınç artıyor ve ağrı oluşuyor. Hasta aslında taşı değil, gerisindeki artan basınç nedeniyle oluşan şiddetli ağrıyı hissediyor.”
TAŞLAR YENİDEN OLUŞABİLİYOR
Taşlar temizlendikten sonra da tekrarlayabildiğini belirten Prof. Dr. Sinan Zeren, taş düşüren her iki hastadan birinde 10 yıl içinde yeniden taş oluştuğuna dikkat çekerek, “Taşın türüne göre de nüks artabiliyor, bazı taşlar fazlaca nüksederken daha nadir görülen bazı tür taşlar, çok daha sık nüksediyor” diye konuşuyor.
Ntvmsnbc