Günde İki Bardak Çay İçin

Yetişkin Sağlığı
Günümüzün gelişmiş teknolojileriyle yürütülen araştırmalardan elde edilen deneysel bulgular bana daima güncel tedavi kavramının babası olarak kabul edilen Hipokrat’ın iki bin yıl kadar önce söyl...
EMOJİLE

Günümüzün gelişmiş teknolojileriyle yürütülen araştırmalardan elde edilen deneysel bulgular bana daima güncel tedavi kavramının babası olarak kabul edilen Hipokrat’ın iki bin yıl kadar önce söylediği sözleri hatırlatıyor: “Bırakın besinleriniz ilacınız olsun.”  Yediklerimiz ve içtiklerimiz nasıl bir yaşlanma süreci geçireceğimizin bir aynası gibi. ‘Sağlıklı ve dinç’ ya da ‘hastalıklı ve güçsüz’. Çok yeni yayımlanan bir saha (epidemiyolojik) çalışmasının sonuçları mutlu bir yaşlılığın anahtarının hemen yanı başımızda olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.

Gerek deneysel ve gerekse saha çalışmalarının sonuçları, çay bitkisinin kuvvetli antioksidan etkisi nedeniyle kalp ve damar hastalıkları, çeşitli kanserlerin gelişimini engelleyebileceğini ortaya koyuyor. Bu araştırmalarda çayın dikkati çeken bir diğer önemli etkisi ise nöroprotektif etkisi yani sinirler üzerindeki koruyucu özelliği.

GÜNDE İKİ BARDAK İÇİN

Araştırıcılar, çayın bu nöroprotektif etkisinin ileri yaşlarda algılama ve demans sorunlarının önlenmesinde ne derecede katkısı olabileceğini incelemiş. Çalışma, 55 yaş üzerinde ve herhangi bir demans sorunu bulunmayan 716 Singapurlu üzerinde yürütülmüş. Araştırmaya katılanlar çay tüketme sıklığı ve tükettikleri çay tipine (yeşil çay, siyah çay ya da oolong çayı) göre gruplandırılmış.

Çay yerine kahve tüketenler ayrı bir grup olarak alınmış. Her gruptaki kişilere ayrı ayrı hafıza ve algılama testleri uygulanmış, hangi hızla algılayarak işlem yapabildikleri derecelendirilmiş. Sonuçlar bilimsel olarak istatiksel yöntemlerle değerlendirilmiş.

Araştırmanın sonuçları, günde bir, iki bardak çay tüketilmesinin yaşlılıkta algılama ve düşünme işlevlerindeki azalmayı istatiksel olarak belirgin derecede önleyebileceğini ortaya koyuyor. Bu gözlemsel sonuç, günümüzde insan yaşam süresinin uzamasına bağlı olarak ortaya çıkan en önemli yaşlılık sorunlarından biri olarak kabul edilen bunamanın engellenmesi bakımından önemli.

KAFEİNE BAĞLI DEĞİL

Araştırmanın bir başka önemli bulgusu da çay içilmesiyle gözlenen yararın kahve tüketenlerde görülmemesi. Bu da çayın yararının kafeine bağlı olmadığını, muhtemelen çayın içerisindeki polifenolik bileşenlerin, özellikle epigallokateşin gallat, etkili olduğunu düşündürüyor.

İnsanları kalıtımsal özellikleri bakımından standardize etmek ve onlarca yıl belirli bir yaşam tarzı ve beslenme programıyla kontrol etmek mümkün olamayacağına göre saha çalışmaları bize bazı ipuçları sağlıyor.

Deneysel çalışmaların sonuçları da çayın bu tip yararının mümkün olabileceğini gösteriyor. O halde, miktarını abartmadan tercihen yeşil çay tüketmek yaşlılığımız için yatırım olarak düşünülmeli.