Bir kulağında yüzde 82, diğer kulağında yüzde 78 işitme kaybı bulunan Fatma Güzel, dudak okuma sayesinde Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirerek doktor oldu.
Samsun İlkadım Toplum Sağlığı Merkezinde görev yapan Güzel, işitme engeli ve ekonomik zorluklara rağmen gösterdiği azimle dikkati çekiyor.
Güzel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Konya’da Sıdıka ve Mevlüt Kaynarca çiftinin beş kız çocuğundan üçüncüsü olarak dünyaya geldiğini, yedi aylıkken geçirdiği ateşli hastalık sonucu duyma kaybı yaşadığını ve 11 yaşından itibaren işitme cihazı kullanmaya başladığını söyledi.
İlkokulda sınıf öğretmeni sayesinde dudak okumayı öğrendiğini ve bunun eğitim hayatında işine çok yaradığını ifade eden Güzel, “İlkokula işitme cihazsız başladım. İkinci annem dediğim öğretmenim Nurten Yeşilöz, benim duymadığımı fark edince, bütün dersleri önümde anlatmaya çalıştı. Ben de onun dudaklarını okuyarak ilkokulu bitirdim” dedi.
Güzel, öğretmeninin ne konuştuğunu anlayabilmek için sırada sürekli 360 derece dönmek zorunda kaldığını, işitme cihazından çok dudak okuma yönteminden yardım aldığını belirterek, “Ben işitme engelliyim ancak işaret dili bilmiyorum, zaten işaret dili bilseydim konuşmayı öğrenemezdim. Öğretmenimin ve arkadaşlarımın dudağını okuyarak konuşmayı öğrendim. Duyduğum gibi konuşmaya çalıştığım için çok yanlış yapıyordum, okuma yazmayı çözdükten sonra konuşmamı da düzelttim” diye konuştu.
İlk ve ortaokulu bitirdikten sonra derece yaparak Anadolu Kolejini kazandığını anlatan Fatma Güzel, 2000 yılında ilk kez girdiği üniversite sınavında da Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandığını söyledi.
Üniversitede derslerin amfilerde işlenmesi nedeniyle dudak okumakta zorluk çektiğini, işitme cihazının bozulması yüzünden ondan da fayda görmediğini belirten Güzel, yaşadığı zorlukları şöyle dile getirdi:
“Üniversiteyi ilk girişte kazandım ve bütün tercihlerimi tıp olarak yaptım. Tıp fakültesine başladığımda ‘işitme engelli doktor olur mu’ diye benden rapor istediler. ‘Nasıl doktor olacak’ diye üniversitede çok problem oldum. Zaten ilk 3 yılı zor bitirdim. Sınıfta en önde otursanız bile öğretmenle aranızdaki mesafe uzak, bir de sınıfta dolaştığında hiç kendisini göremiyorsunuz. İşitme cihazım da eski olduğu için bütün dış sesleri topluyor, yani 3 yılı bitirmek bayağı zordu. Üçüncü sınıfta işitme cihazım da bozuldu, sağlık güvencem olmadığı için cihazı yenileyemedim. Birkaç yıl sonra ailem güçlükle bir cihaz aldı ve üçüncü sınıfı 5 yılda bitirdim ama bu 5 yılda hiçbir zaman yılmadım. İşitme cihazı kullanıyorum ama karşımdaki insan arkasını dönerek konuştuğunda onun dudak hareketlerini göremezsem onu kesinlikle duyamıyorum. Hem cihazın yardımıyla hem de dudak okumam sayesinde 10 yılda üniversiteyi bitirdim ve doktor oldum”
En büyük hayalinin doktor olarak steteskop cihazını boynuna takmak olduğunu ifade eden Güzel, “Bugün doktor deyince ilk akla, boynunda steteskobu olan bir tip geliyor. Doktorum ancak steteskop cihazını boynuma takıp hiç kullanamadım, sadece boynuma takarak fotoğraf çektirdim. Duyamadığım için kullanamıyorum. Kardiyoloji, dahiliye, göğüs hastalıkları gibi işitme muayenesinin gerektiği durumlarda bu muayeneyi başka yöntemlerle yaparak üniversiteyi bitirdim” diye konuştu.
Fatma Güzel, yaşadıklarının bir azim hikayesi olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Hayatımda ‘sen okuyamazsın’ diyen çok oldu ancak inat ettim, doktor oldum. Çocukken problemlerimden dolayı insanların bakış açısı çok farklıydı, dışlanıyorsunuz ancak hayatta olamaz diye bir şey yok. Bugün aileler çocuklarının işitme kaybını öğrendiklerinde direkt onu işitme engelliler okuluna gönderiyor. Ben de böyle bir okula gitseydim işaret dili ile konuşmaya başlayacaktım ve konuşamayacaktım. Yani bu tür çocuklara biraz daha güven duyulup iyi ayırt etmek gerekiyor.”
Bir çocuk annesi Güzel, steteskop cihazını kullanamadığı için acil servisler yerine İlkadım Toplum Sağlığı Merkezinde koruyucu hekimlik yapmaya başladığını dile getirdi.