Çocukları Bekleyen Büyük Tehlike

Yetişkin Sağlığı
Son 10 yıldır, kent yaşamının çocuğun beden ve zihin sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koyan çalışmalar açıklanıyor. İstanbul’da geçtiğimiz günlerde yapılan 11. Ulusal Çocuk...
EMOJİLE

Son 10 yıldır, kent yaşamının çocuğun beden ve zihin sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koyan çalışmalar açıklanıyor.

İstanbul’da geçtiğimiz günlerde yapılan 11. Ulusal Çocuk Nörolojisi Kongresi’nde de, çocuk nörologları şehir hayatının çocukların beyni üzerindeki zararlı etkisine dikkat çekti. Pek çok bebek ve çocuğun, kentin zararlı uyaranlarına yoğun bir şekilde maruz kalarak büyüdüğü, bu yüzden beyinlerinin sağlıklı gelişim gösteremediği uyarısı yapıldı.

Ulusal Çocuk Nörolojisi Kongresi Başkanı Prof. Dr. Yüksel Yılmaz, çocuk vücudunda gelişimini en geç tamamlayan sistemin sinir sistemi olduğunu söylüyor. “Çocuğun sinir sisteminin gelişimi, anne karnında, doğum ve doğum sonrası dönemde, çocuk ve ergenlikte çeşitli faktörlerden etkilenir. Bazı olumsuz faktörler, beyin ve tüm sinir sistemini etkileyen kalıcı hasarlar oluşturabilir. Hatta bu hasarlar ve hastalıklar, çocuğun tüm yaşamını ve yaşam süresini etkileyebilir” diyor.
                 
Peki kentler yeni değil. Ne oldu da bu kadar zararlı hale geldi? Prof. Dr. Yılmaz, “Tüm dünyada çok hızlı, buna karşın çarpık bir kentleşme yaşanıyor. Kent kimliği olmayan bireyler ileri teknoloji olanaklarını kullanarak bir arada ama yalnız, dev bir panayıra dönüşmüş yerleşim alanında tutunmaya çalışıyor. İşte bu hızlı ve çarpık kentleşme, hızlı teknolojik gelişme ile hayatın tuhaf değişiminden en çok çocuklar etkileniyor. Binlerce yıl destanlar, masallar, ninniler dinleyerek, oyun oynayarak büyümüş çocuklar,  şimdi ekran karşısında saatler geçirerek, bedenlerini az kullanarak, yakınlarıyla daha az göz, beden, ses kontağı kurarak, çiçeklerin kokusunu bilmeyerek büyümeyi öğreniyor” diyor.

Romanya’da yapılan bir araştırma, sosyal uyaran eksikliğinin çocukların zihinsel yeteneğini azalttığını gösteriyor. Prof. Dr. Yılmaz, “Uyaran sadece tek yanlı (sadece görsel ya da sadece işitsel) olmamalı. Beynin gelişmesi için farklı nitelikte, uygun uyaranlar gerekiyor. En güzel uyaran, insan ilişkisi, doğa, oyun ve doğru eğitim. Farklı nitelikte uyaranları alan çocuğun farklı beyin bölgeleri birbiriyle ilişki içinde çalışıp gelişir" diyor.