Dinç, yaptığı yazılı açıklamada, kış aylarının en büyük sıkıntısının soğuk algınlıkları ve gribal enfeksiyonlar olduğunu belirterek, “Bu aylarda en fazla sıcak bitki çaylarına sarılırız. Soğuk algınlığından korunmak için ıhlamur, kuşburnu, adaçayı, nane-limon gibi pek çok bitki çayına başvururuz. Son yıllarda ekinezya bitkisi de bu bitkiler arasında yerini aldı. Diğer bitki çaylarına oranla ekinezya artık daha fazla tercih ediliyor” ifadesini kullandı.
Dinç, ekinezya bitkisini ilk olarak Kızılderililer tarafından kullanıldığını, daha sonra Alman bilim adamlarının bu bitki üzerinde önemli çalışmalar yaptığını aktararak, şunları kaydetti:
“Almanya’ya baktığımızda bu bitkinin kışın çok fazla tüketildiğini görmekteyiz. İçinde insan sağlığına faydası olan 14 etken madde saptanmıştır. Araştırmalar sonucunda ekinezya bitkisinde polisakkarit ve glikoprotein bileşimleri ile echinazin, betain, echinazoid terpenoid, inüin, betain ve echnacein gibi önemli bileşenler içerdiği tespit edilmiştir. Bu etken maddelerin bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği, üst solunum yolları enfeksiyonları için etkili olduğu gözlenmiştir. Ekinezya bitkisi kapsül ya da şurup olarak tüketildiği gibi çay olarak da tüketiliyor, ancak hamile ya da emziren bayanların doktora danışmadan kullanmamaları gerekiyor. Ekinezya bitkisinin faydasını görebilmek için ise çay ya da takviyeleri en az 3 hafta düzenli kullanmak lazım. 3 hafta sonunda 15 gün ara verilip tekrar 3 hafta kullanılması çok daha uygun.”