Adana’da özel bir hastane tarafından gerçekleştirilen ve kentteki 5 bin kadının kemik erimesi hakkında bilgilendirilmesi amacıyla düzenlenen toplantıda, açıklamalarda bulunan, bir özel hastanenin Kalça Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emre Toğrul, halk arasında ”kemik erimesi” olarak bilinen osteoporozun, yapı değişikliği ve zayıflamaya bağlı olarak kemiklerin çabuk kırılır hale gelmesine neden yol açan bir hastalık olduğunu belirtti.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de özellikle ileri yaşlarda sıklıkla karşılaşılan bu hastalığın, meydana gelen kırıklarla kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilediğini belirten Toğrul, ”Erkeklerde daha az, her 8 erkekten birinde görülüyor” dedi.
Kemik erimesi nedeniyle kalça kırığı olan 65 yaş üstü kadınlarda ölüm riskinin de arttığını belirten Prof. Dr. Toğrul, kalça kırığı geçirmiş 65 yaş üstü 5 kadından birisinin, bir yıl içinde hayatını kaybettiğini bildirdi.
Kemik erimesiyle ilgili tedavinin çocukluktan başladığını belirten Toğrul, şöyle konuştu:
”20-30 yaşına kadar, alınan besinler, güneş ve vücudumuzun da etkisiyle kemik biriktirebiliyoruz. Ama 30-40 yaşını geçtikten sonra kemik biriktirmek mümkün değil, olanı sağlıklı kullanmamız lazım. Bunun için yediğimiz yiyecekler, güneş, egzersiz yapma, kemik erimesine yol açan bazı ilaçları kullanmamak önemli. En önemlisi, artarak giden kemik erimesi varsa, tedavisinin yapılması lazım. Kalsiyum açısından zengin gıdalar, belli orandan fazla alkol, çay, kahve, sigara, yağlı yiyecekler, tuz gibi gıdaların günlük dozunun çok üstünde alınmaması gerek. Bu gıdaların fazla alınması, vücudun alabileceği kalsiyumu engelliyor. Vücutta kalsiyum yok, dışardan alıyoruz. Eğer dışardan yeterince kalsiyum fosfor alamazsak, vücudumuz zaman içinde bu kalsiyum fosfor ihtiyacını, yani sinir, kas ve kalp için gerekli kalsiyum miktarını, kemiklerden çözüp alıyor. Böylece kemik erimesi başlıyor. Eğer bunu dengeleyemezsek yaşamımız içinde kırıklar oluşuyor.”
Araştırmalara göre dünyada her yıl osteoporoza bağlı 1,7 milyon kalça kırığı vakasının bildirildiğini belirten Toğrul, bu sayının 2050’de dünya çapında 6,3 milyona ulaşmasının tahmin edildiğini vurguladı.