İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) “Avrupa Birliği Sağlık İstatistikleri ve Türkiye” raporuna göre, Türkiye, manyetik rezonans görüntüleme (MR) uygulaması sıklığında birinci, bilgisayarlı görüntülemede (BT) ise Fransa’dan sonra ikinci sırada yer alıyor.
Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Tamer Kaya, yaptığı açıklamada, OECD’nin raporununa göre, Türkiye’nin son beş yılda ilk sırada yer aldığını belirtti.
Söz konusa sonuca, halkın beklentilerinin neden olduğunu düşündüklerini bildiren Kaya, şunları kaydetti:
“Hastalar, kendilerine görüntüleme tetkiki yapılmadığı zaman hiçbir şey yapılmadığı hissine kapılıyorlar. MR’ın zararı da, yan etkisi de yok. MR çektirmeden hastaneden çıkmanın yanlış olduğu hissi var. Vatandaşın tatmin olarak ayrılmasının tek yolu o hizmetin verilmesi. Hekim bununla mücadele edemiyor. Yani gerekmiyorsa bile, hekim istemese de.”
“Tarama amaçlı tomografi topluma gereksiz doz vermektedir”
Ultrason ve MR’ın bilinen hiçbir yan etkisi bulunmadığına işaret eden Kaya, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Röntgen, bilgisayarlı tomografi, anjiografi ve momografi, X ışını kullanılarak yapılan yöntemler. Fakat, bunlar içinde en yüksek doz bilgisayarlı tomografide alınıyor. Tarama amaçlı tomografi yapmak gerçekten bir topluma gereksiz doz vermektedir. Ortalıkta hiçbir şey yokken, bir hastalığın belirtisi yokken ya da daha önce bilinen bir hastalığı takip amacı yokken, gereksiz yere sadece ‘bende bir şey var mı’ diye tarama amaçlı tomografi yapmak yanlış. Diğer yandan gerçekten gereklilik söz konusu ise tomografinin yerine göre MR ve ultrasonografi gibi bilinen radyasyon riski olmayan yöntemlere göre çok başarılı olduğu alanlar var ve bu amaçlarla kullanılmalı. Tıpta radyasyon dozu görecelidir. Eğer gerekli ise tomografi kullanmaktan çekinilmemelidir.”