Gıda mühendisi Selçuk Biçer, yıllardır gıda firmalarını denetliyor. Son 4 yıldır da Özel BAGEM GıdaKontrol Laboratuvarı’nda her gün onlarca ürünün analizini yapıyor. Karşılaştığı olumsuz tablo-lar sebebiyle, evine aldığı her gıda ürününü tek tek sorguluyor. Dışarıdan yemek yemeyen ve eşini alışverişte asla yalnız bırakmayan Biçer, gıda satın almanın püf noktalarını bizimle paylaştı.
Eşini alışverişe yalnız göndermeyen, mutlaka kendisinin de yanında olması gerektiğini düşünen Selçuk Biçer, bir gıda mühendisi. Yıllarca gıda üreten firmaların denetimlerini yapmış. Son dört yıldır da her gün gıda ürünü inceleyip analiz ediyor. Karşılaştığı vakalar ve olumsuz tablo onu gıda tüketimi noktasında çok hassas bir hale getirmiş. Şimdi dışarıda yemek yemiyor, gıda ürünü satın alırken tek tek sorguluyor…
Özel BAGEM Gıda Kontrol Labo-ratuvarı’nda çalışan gıda mühendisi Selçuk Biçer, eşi ve çocuklarının yeme ve içmesine çok önem gösteriyor. Eşi Günnur Hanım da eşinin hassasiyetlerini zamanla öğrenmiş. Günnur Hanım, katkı maddeli ürünlerle, işlenmiş et ürünleri almadıklarını belirtiyor. Kola yerine maden suyu, ayran ve çay tükettiklerini söyleyen Selçuk Biçer, "Meyve suyuna eşdeğer olarak komposto tercih ederiz, süt ve süt ürünlerinde de güvenilir marka olmasına önem gösteririz. Ambalajsız ürün almamaya dikkat ediyoruz. Örneğin çuval içerisinde şeker, kuru bakliyat satılıyor. Hem üzeri açık oluyor hem de aynı kürek hepsinde de kullanılıyor." diyor. Pazardan zeytin ve peynir asla almadıklarını, çocuklara da kola, pamuk helva, cips, şeker ve jelatinli yumuşak şeker tarzı yiyecekler yedirmediklerini ifade eden Biçer, "Çocuklar özellikle albenisi yüksek olan renkli ambalajlı bu tür ürünlere rağbet ediyor. Çocukların bu isteklerine bir defa olumlu cevap verildiğinde ve daha sonra alınmaması gerektiğini anlattığınızda çocuklarınıza ve kendinize dürüst davranmamış olursunuz. Bu gıdaları çocuklarıma hiç almadım almayacağımı da bildikleri için pek ısrarcı davranamıyorlar." diye konuşuyor.
Gıda harcamalarında ucuza kaçılmamalı
Selçuk Biçer, birçok firmanın depolama açısından problemli olduğunu belirtiyor. Özellikle et ve et ürünlerinin uygunsuz şekilde saklandığını ifade eden Biçer, eksi 4 derecede muhafaza edilmesi gereken salamın eksi 18’de bulundurulmasını buna örnek gösteriyor. Biçer, yaptıkları denetimlerde hijyen eksikliğiyle sıklıkla karşılaştıklarını aktarıyor. Biçer, en fazla bakteriyel olumsuzluğu tavuk, peynir, kırmızı et ve çiğ ette yaşadıklarını ifade ediyor. Özellikle tavuk etlerinde en büyük riskin Salmonella ve Listeria monoctogenes bakterileri olduğunu söyleyen Biçer, mutfaktaki bu tehlikeyi ortadan kaldırmak için tavuk etinin ön haşlama işleminden geçirildikten sonra pişirilmesi gerektiğini dile getiriyor. Meyve-sebze alımlarında hormon kullanımına dikkat çeken Biçer, "Özellikle meyve ve sebzeler mevsiminde tüketilmeli. Domatesin çekirdeksiz ve içinin cıvık, patlıcanın içi süngerimsi ve çekirdeksiz, yeşil biberin aşırı iri ve büyük ve patatesin de şekilsiz ve içinde kararmalar olması bu tür ürünlerde hormon kullanıldığına işaret eder. Gıdada ekonomik olmasına bakılmamalı. Kıyafete daha az para verilebilir ama gıda harcamalarında ucuza kaçılmamalı. Pazarlarda ve marketlerde çok düşük fiyatlara salam, sucuk, sosis gibi et ürünleri satılıyor ve bu tür ürünlerde her türlü gıda hilesi kullanılıyor." diyor.
Yemeğe gittiğiniz mekânın mutfağına ve tuvaletine bakın
Yemek yemek için gidilen restoranın lavabo ve tuvaletleri görülmeli, işletme sorumlusundan izin alarak üretimin yapıldığı yere bakılmalı. Birçok firma, sadece müşterinin görebileceği yere önem veriyor. Özellikle insan sirkülasyonunun fazla olduğu alanlarda kullanım tarihi geçmiş ürün ve hijyen kalitesi düşük ürünler pazarlanmakta.
Beyaz ekmekte katkı maddesi bulunuyor ve besleyici özelliğe de sahip değil.
Siyah zeytin alırken boya içermeleri nedeniyle simsiyah görünümlüler tercih edilmemeli.
Kesinlikle çekilmiş kıyma alınmamalı. Çünkü kıyma çok hileli bir ürün. Kıymanın içine hayvansal yağlar, sakatatlar, tavuk taşlığı gibi ilaveler yapılarak tüketici kandırılıyor.
Zaman